Sayfalar

27 Mayıs 2007 Pazar

Off gene haftasonu bitti!

Uzerimde bir isteksizlik ve tatminsizlik var son zamanlarda. Canim bisey yapmak istemese de zorla yaptiklarim da ne kadar keyifli seyler olsa da tadi uzun surmuyor:( Neyse gecer herhal...

Dunku sicak carpmasi ve yorgunlugun uzerine bugun kendimi sabahtan ev islerine verdim. Ayni isteksizlik sebebiyle bir haftadir elimi hicbir ise surmemekte ve ayni hizla dagitmaktaydi. Bunun boyle suremeyecegine karar verip dunden baslayarak toplanmaya basladim. Aksam yorgunlukla yaptigim ustunkoru ortalik toplama isine bu sabah supurme, silme ve bir kazan utu ile devam ettim. Saat 15.30 gibi utu bitmeye yuz tutmustu ki daha fazla evde kalirsam aklimi kaciracagima karar verip kendimi sokaga attim. Dedim ya tatminsizim diye. Neyse gidip Burak'i aldim (pis kes, 51 promibil ile yakalandigindan ehliyetine el konuldu!!!:) once beraber Bilkent'e gittik. Bilkent'e gittik de orda ne yapilir ki? Sinemaya (karayip korsanlari) girelim dedik ama uygun seans kucuk salondaydi, mizladim. Dedim ya bir isteksizlik var. Bilardo dedik ama hiic cazip gelmedi. Biz de Neuhaus'a oturup cay ictik. O sirada Halide aradi. Isi bitmis. Armada da bulusmaya karar verdik. Ben de acik havada pineklemek modunda oldugumdan Nuran Hanim'in bahsettigi Hayal Park'a gitmeye karar verdik. Mekan Eskisehir yolu kenarinda oldugu icin bayagi gurultulu olmakla birlikte benim ruh halime cok uygundu. Bir cardak altindaki armutlara yayildik hemen. Yolda aldigimiz bilimum gazeteyle armutlarda bayagi bir keyif yaptik. Sahnenin tek eksigi semaverdi. Cayi bardak yerine semaver getirseler ve bir de menulerinde gozleme olsaydi tam super olacakti.

Eve geldigimde saat 9 olmustu. Hemen kalan 2-3 parca utuyu tamamladim. Ama utulenen nevresim vs bazaya yerlestirme isini gene baska gune biraktim... Dedim ya icimden hiiic bisey yapmak gelmiyo:(

simdi uyku vakti gelene kadar bos bos bilgisayar basinda spider oynarim herhal. Canim ne tv seyretmek istiyor ne de kitap okumak. of! meeeeeee!!!

26 Mayıs 2007 Cumartesi

Imdaaat, cok sicak!!!

Yaz geldi. Hem de ne bicim!!! Aslinda hava guzelken insanin morali yerine geliyor ama cok sicak oldugunda da tum enerjisini aliyor bu sicak! Dondurma ve frappucino her zamankinden daha cazip gelmeye basliyor. Sonra gece pencere acik uyudugun icin sabaha bogazin agriyor...

Bugun Batu'nun dogumgunu vardi. Erdemkent'in sosyal tesislerine gittik. Ortam cok guzeldi. Derhal yesilliklere yayilip ayakkabilari attim ayagimdan. Cimenlere hastayim, insanin tum elektrigini aliyor. Biraz yalinayak dolandim, cok hosuma gitti. 2-3 saat kadar dogumgununde kaldik. Golgede kalmaya dikkat etmemize ragmen sicak bayiltmayi basardi.

Dogumgununden sonra Simay'la once Ebru'nun muayenehanesine ugradik sonra Arjantin ve Tunali turu attik. Sicagin uzerine kendini sokaga atan kalabalik da eklenince kendimi eve nasil attim bilemedim.

Ay ev dedim de... Biri bana el atsa da toplamama yardim etse. Su son 1 hafta nasil dagildimsa toplamaya adam lazim:(

24 Mayıs 2007 Perşembe

Karman corman bir gun!

Allah'im ne garip bir gundu. hertur duyguyu ustuste yasadim.
Sabah kalktigimda yarinki mulakata girip girmeme konusunda tereddutlu ve biraz da gergindim. Ancak is yerinde okuma yapmayi planladigim icin de ise sallanarak gittim.
Sonra Hazine'den evrakim gelmis mi diye sordum. Bu sefer nihayet Kuruma ulastigini ve hatta Insan Kaynaklarina havale edildigini ogrendim. Caddenin karsi tarafina gecmesi 5 gun aldi yazinin. Neyse, ben de Insan Kaynaklarinin evrakina gittim yaziyi sormaya ancak bulamadilar ve ogleden sonra gel dediler. Ben de iyi o zaman dedim. Bu arada kizlarla yaptigim gorusmeler sonucunda mulakata basvurumu geri cekmeye karar verip bir nebze rahatladim.
Ogleden sonra 3.30 siralarinda asil kriz basladi. Ben evrakimi bulma adina tekrar IK'ya gittigimde yazinin hala olmadigini ogrendim. Genel evrak dun teslim etmis ama evrak giris kati ile birinci kat arasinda kaybolmus!!! ordan teslim ediliyor ama bu taraf sisteme girmiyor. Bilimum odaya sorduk yok, yok yok!!! Nasil sinirlendim anlatamam. Adamlar bulamiyorlar. Teslim almislar ama kimbilir neyin arasina sokmuslar. Adamlara esip gurlememek icin kendimi zor tuttum. Esip gurlesen ne olacak zaten. Yazinin fotokopisini getirin felan dediler. Fotokopi ancak pelur olur. Neyse Allah'tan Gulden imdadima yetisti de ben sinir krizi gecirirken o personelden yazinin fotokopisini alip faksladi. O faksla tekrar islem baslattik. Olayin daha bir komik kismi da ondan sonra gelisti. O faksi IK kendi evrak sistemine girip bir sube mudurune havale etti. Adam yazima bakip 'sen bi bekle' diyerek odadan cikti. 20 dakka sonra odaya dondugunde yuzsuzce 'sizi unutmusum' dedi!!!! Bu nasil bir kurumdur yaaa!!! Lanet olsun resmen.

Neyse bu igrenc gunun ardindan Burak'la bulustuk. Ben oglen yemegini de gecistirdigim icin hasretle Roka'ya gitmek istedim. Orda gusseeel bir yemek yedik. Ay nasil guzel bir yerdir ve yemektir orasi yaa.. neyse ikimiz de yediklerimizden tatmin olduktan sonra tavla oynayalim dedik. Yilbasindan beri oynamamistik. Hadi dedim Burak'in bir ifadesini alayim. Bahceli'deki TeaHouse da oturup tavla oynadik. Burak cok sansliydi. Tam 2 kere marsdan dondu ama 3. de kacamadi. Tavla konusunda dersini verdikten sonra benim keyfim yerine geldi ama Burak'in keyfi icin ayni seyi soyleyemeyecegim:D

Drink Pub

Erken bulustugumuz icin tum bunlar bittiginde saat ancak 8 olmustu. Ne yapsak ne yapsak derken ODTU'nun 100. yil kapisinin orda acilan bara gitmeye karar verdik. Hava da guzel ya, adamlar bahceye minder atmis, cardak altinda cok guzel koltuklar felan. Mekani acaip tuttum. Cimenler biraz zayif olmakla birlikte Ankara isiltisina nazir gayet sevimli bi yer. Minderlere bir yayilmisim ki... Sanki gunun butun sikintisi kaybolup gitti.

23 Mayıs 2007 Çarşamba

Eymir ve Bagevi

Gectigimiz pazar kahvalti yapacak ama kahvalti yaparken de yayilip gazete felan okuyacak bir mekan ariyorduk ki Banu sagolsun Eymir kiyisindaki Bag evi'ni tavsiye etti. Once yolu bulmakta zorlanmakla birlikte taksici amca benim park yeri sandigim yoldan donmemiz gerektigini soyleyince cok kolay bulduk mekani. (yalniz bu noktada gole girerken kapida gorevli amcanin yok stickerin yok, alamam gibi geyiklerini atlayamayacagim) neyse amcami razi ettikten sonra mekana ulastik. Amanin o ne kalabalik. Colugunu cocugunu pilisini pirtisini kapan gelmis.

Ben rezervasyonu cts aksami yapmistim. Konustugum hatun kisi gec aradigim icin iskele veya cardakta yer kalmadigini soyledi. ben de kos kos peki dedim. Ama oraya vardigimizda gorevli amcaya sirinlik yapip iskelede yer kaptik hemen.

Ankara icin inanilmasi guc bir mekan... Su kenarinda, etrafta yesillikler olan bir doga alani. Kahvalti cok ama cok vasat olmakla birlikte ortama fit oluveriyor insan. Gunes olmasina ragmen ruzgar sayesinde bunalmiyorsun. Ancak yine ayni ruzgardan dolayi yandigini da anlamiyorsun (kanit pespembe olan kollarimdir)!!!

Gol kenarinda semaverden cay yudumlamanin keyfi gibisi var midir? hele sonrasinda gazeteleri kucaklayip cimenlere serilen battaniyeye yayilmak gibisi? Bir yandan cimlerde yuvarlanip gazete okuduk bir yandan da Ankara'da gol keyfi yasadik.

Cok guzel bir pazar gunuydu, hic bitsin istemedim... ama her guzel sey gibi onun da bir sonu vardi...

Gecmis zaman olur ki...

Son 2 haftadir yazmamisim. Ilk hafta her zamanki uyuzlugunda gectiginden son hafta da son derece hareketli ve keyifli oldugundan:)

Gecen hafta once Cenevre'den Dilek ve tebasi sonra da Bruksel'den Ibrahim geldi. E bana da onlarla mumkun oldugunca cok zaman gecirmek dustu:) Once Dilek geldi tabi ki. Alisveris canavari olaraktan saatlerce carsi pazar dolasmasi yapildi, cen cen cene calindi. Sonra Ibrahim geldi, onla da hasret giderildi. Ikisini de cok ozlemisim, cok keyifli zaman gecirdim valla.

22 Mayıs 2007 Salı

Kac yil oldu saymadim...

Bazen kendime "YUH" diyorum. Yok harbiden buyuk harflerle yuh diyorum. Cunku memuriyette 10 kusur seneyi doldurdum hala bazi seylere guven olmayacagini ogrenemedim.

Gecen hafta nihayet Hazine'den geri donus yazim yazildi. Persembe gunu imzalanan yazi icin "gelip elden almak ister misiniz?" dediler ve ben o anda isim oldugu icin "yok siz gonderin" dedim. Diyorum ya eseklik parayla mi? Persembeden bu yana 4 is gunu gecti ve yazi yolun karsi tarafina henuz gecemedi. Bana da oldugum yerde hop oturup hop kalkmak dustu. Simdi hergun evrakla cebellesiyorum gelen giden var mi diye... Ne demis atalar, bir nusubet bin nasihattan mevladir. ya da oyle bisey...

Almanya'dan oğlum gelcek, çık!

Nihayet o gün geldi ve bizim başkan yardımcısı odayı boşaltmamızı buyurdu. Makam katındayız ya, çok göze battık herhalde ki odanın derhal boşaltılması emredilmiş. e bize de odayı boşaltmaktan başka iş kalmadı. Sabah beri eşya topladık, ögleden sonra da taşındık. Şimdi bir alt katta karşı koridordayız. Burası bir nevi terkedilmiş bölge. Bizden başka yaşayan canlı izine henüz rastlayamadım. (Demin "burası neresi, biz de Bakanlıktan yeni geldik" diyen bir bayan sesi duydum ama kendisini göremedim. Garibanım çay ocağı arıyormuş. Nuran Hanım ona acı gerçeği ileterek arayışında başarı dileklerini belirtti ve hücremize geri döndü.)

Neyse olayın bir de güzel yanı var. Sayıştay'ın o hastane görünümlü kasvetli binasından uzaklaştık. Daha da güzeli ortama uygun olaraktan ezan sesi daha gürül gürül geliyor:PpP

Umarım burda uzun süre oturmam gerekmez. Dönmek istiyorum, dönmek istiyorum:D

10 Mayıs 2007 Perşembe

Suna'yı arıyorum

1 aydır Suna'ya ulaşmaya çalışıyorum, bendeki yegane mailine yazdım ama cevap gelmedi. Simdi ulaşmaya çalışıyorum ama yok, dedim hani belki buraya bakar bigün:)

Ben bu yaz San Francisco'ya gidiyorum ya, görüşebilmek babında:D