Gün 1: 22 Mart
Sabahın köründe (tam olarak 5.30 felandı) düştüm yola. Önce istanbul derken Cenevre. Yol kolay geçti. Açtım laptopı, önce lost sonra prison breakler derken yolun nasıl geçtiğini anlamadım. Yol kısa ve saat farkı da olunca öğlen 1 de varmıştım. Dilek beni aldı ve eve gittik. Hava soğuk, sabah kar yağmış ama sonra erimiş.
Hava kararmadan genel bir Cenevre turu atalım dedik. Şehre inince ilk göze çarpan göldeki patlak boru oluyo. Su o kadar tazyikli ki 40-50 mt yükseliyor. Meğersem pek ünlüymüş. Dedim ki sizin patlak borunuz varsa bizim de var. Yazın gelseydiniz de görseydiniz zavallı semtin halini.
Sonra dolanmaya devam ettik. Bir sonraki durağımız çiçek saatti. O da meşhurmuş. Ben de her turist gibi fırsatı kaçırmadım.
Sonra şehir merkezi turu... Güzel şehir.
Gün 2: 23 Mart
Pazar günü Dilek'le evlerinin etrafında yürüyüşe çıktık. Son derece huzurlu bir ortam. Evin yanından dere geçiyor, ilerisinde çiftlik falan var. Etraf yemyeşil, süper doğal bir ortam.
Yürüyüşün ardından göl etrafında arabayla tur attık. Küçük küçük birbirini takip eden bir sürü köy var. Köy dediysem ebat olarak köy ama gelişmişlik ve gelir düzeyi olarak sanırım bizim şehirlere bile basarlar. Hermance, corsier, vesenaz, Coppet, Versoix ve favorim Nyon... Yanyana dizilmiş süper köy / kasabalar...
Gün 3: 24 Mart
Pazartesi günü büyük bir sürprize uyandık:
Kar o kadar güzel yağıyordu ki, lapa lapa ve her yer bembeyaz. Biz de iyi bir fikir olduğunu düşünerek yakınlardaki Jura'ya gitmeye karar verdik. Tabi biz evden çıkana kadar öğlen olmuştu ama en fazla 1 saatte vardık Jura'ya. Sabah bizi karşılayan sürpriz orda da devam ediyordu. Tolga kaymaya heveslendiyse de bizden destek görmeyince sadece Bora'nın kızağıyla 1-2 tur atmakla yetindik.
Kar durmadan yağdığı için dönüşü erkene alıp dağdan ayrıldık. Allahtan araba sağlamdı da tipiye rağmen kazasız belasız döndük eve:)
Aslında geçen hafta hava süpermiş. Hatta tüm kış doğru düzgün kar yağmamış. Dilek tüm bu karın benim gelişime denk gelmesine çok üzüldü. Kar o kadar güzel yağıyordu ki benim umurumda bile olmadi. Bembeyazın verdiği huzur tüm olumsuzluklara değer bence. Hem süper beyaz hem temiz dağ havası ve muhteşem dağ manzarası. Dağın olmadığı yerde bile yetecek kadar doğa parçası. Onlar benim şanssızlığıma üzülürken ben halimden memnun etrafı seyredip durdum:)
31 Mart 2008 Pazartesi
19 Mart 2008 Çarşamba
Pasaport krizi
Dün gece saat 23:30 sularında kafamı yastığa koyduktan az sonra aklıma pasaportumu kontrol etmek düştü. Kalkıp olmuş olması gereken çekmeceye baktım. Allah allah, burda diil. Bir kutu vardı takı vs koyduğum, o nerde ki? Dolaptaydı, ups, onun içinde de değil. Küçük oda? yok, yok, yok! Giderek paniğim artmaya başladı. Yola çıkmama 3 gün kalmış, 3 günde pasaport çıkar mı ki? ya da kayıp olduğu için ne yapmam gerekir falan filan.
Sonra umutsuzca ama son bir umutla, Simay'ın tüm itirazlarına rağmen elime bir bıçak alıp gecenin yarısında bodruma indim. Yok canım kimseyi bıçaklamak niyetinde değilim, kolileri açmak için. Aşağı indim ama hakikaten umutsuz bir durum. Eşyaları birbirinin üzerine istiflemişler, çoğu görünmüyor bile. Bişeylerin tepesine çıkıp 1-2 koliye ulaştım ama birinde kavanozlar var öbüründe başka bişeyler. Derken gözüme başka bir koli ilişti. Kenarı yırtılmış. Elimi soktum, ayakkabı gibi bişeyler var. Allah allah ayakkabılar yukarı çıkmıştı ama... Aaa bu püskül gayet sık kullandığım ve nerede olduğunu merak ettiğim çantanın değil mi? Sonra koliyi indirip açtım ki aradığım herşey orda. Pasaportum dahil. Büyük bir rahatlama ve zafer edasıyla çıktım yukarı:)
Hala gidebilirim:)
Sonra umutsuzca ama son bir umutla, Simay'ın tüm itirazlarına rağmen elime bir bıçak alıp gecenin yarısında bodruma indim. Yok canım kimseyi bıçaklamak niyetinde değilim, kolileri açmak için. Aşağı indim ama hakikaten umutsuz bir durum. Eşyaları birbirinin üzerine istiflemişler, çoğu görünmüyor bile. Bişeylerin tepesine çıkıp 1-2 koliye ulaştım ama birinde kavanozlar var öbüründe başka bişeyler. Derken gözüme başka bir koli ilişti. Kenarı yırtılmış. Elimi soktum, ayakkabı gibi bişeyler var. Allah allah ayakkabılar yukarı çıkmıştı ama... Aaa bu püskül gayet sık kullandığım ve nerede olduğunu merak ettiğim çantanın değil mi? Sonra koliyi indirip açtım ki aradığım herşey orda. Pasaportum dahil. Büyük bir rahatlama ve zafer edasıyla çıktım yukarı:)
Hala gidebilirim:)
5 Mart 2008 Çarşamba
Hava değişimi
Bir müddettir mekan değişimi yapmak ihtiyacı içerisindeyim. Uzaklara gitmek, biraz ortam değiştirmek istiyorum. Nihayet bugün aklımın bir köşesinde sallanıp duran bu fikri somutlaştırıp kendisini 1 haftalık seyahat formatına dönüştürme girişiminde bulundum. Bir terslik olmazsa 2 hafta sonra Dilek'in yanına Cenevre'ye gidicem. Biraz ani oldu belki ama amaç uzaklara kaçmak olunca İstanbul bile yakın geldi. Umarım detaylarda sorun çıkmaz da planı nihayete erdirebilirim.
Becerledim
Şu internet süper bişey yaa! Blogum aracılığıyla üstü kapalı yardım çağrısına ailemizin IT'cisi sevgili Urcun tee isviçrelerden cevap verdi, biricik uzmanımın eşi taze ev erkeği Onur kalkıp iş yerine kadar geldi ve sorunum çözüldü. Ben de artık dizilerimi indirip TV de seyredebiliyorum.
Sorun? Valla ne olduğunu hala bilmiyorum. Onur kullandığım programın kaydı bitirmediğini bildirdi. Urcun'un göstermiş olduğu süper basit program sayesinde sorun gözardı edilir konuma geldi. Mutluyuz, umutluyuz.
İkinize de binlerce teşekkür.
dip not: eğer önümüzdeki birkaç günde faili meçhul bir olaya kurban gidersem faili muhtemelen kendisi için yapmış olduğum betimlemeden dolayı Onur'dur:)
Sorun? Valla ne olduğunu hala bilmiyorum. Onur kullandığım programın kaydı bitirmediğini bildirdi. Urcun'un göstermiş olduğu süper basit program sayesinde sorun gözardı edilir konuma geldi. Mutluyuz, umutluyuz.
İkinize de binlerce teşekkür.
dip not: eğer önümüzdeki birkaç günde faili meçhul bir olaya kurban gidersem faili muhtemelen kendisi için yapmış olduğum betimlemeden dolayı Onur'dur:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)