Sayfalar

25 Ocak 2008 Cuma

Maskaralık diz boyu

Moralim bozuk ya, sağolsun bizimkiler beni eğlendirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Yaratıcılık ise pek sınır tanımıyor. Nasıl mı?
Hafta başında Gökçe'nin almış olduğu bilimum aromalı nescafe çeşitlerini öyle bir ballandırdılar ki ben de denemek istedim. Fındık ve irish cream. Fındık istemem diyerek diğerine sulandım. Kendime güzel bir kupa hazırladım, masaya koydum. Sonra nasıl becerdim bilmiyorum ama kupayı olduğu gibi klavyemin üzerine boca etmeyi başardım. Klavye bir göl edası ile salınırken ben hasarsız bir şekilde yerimden fırlamayı başardım. Bilge hemen yardımıma koştu, önce klavyeyi boşalttık, sonra masayı temizledik vs.
Ertesi gün işe geldiğimde klavyemin bana bir sürprizi oldu. Önce Ctrl tuşu yerinden oynamamakta ısrar etti ama benim karşı konulmaz gücüm karşısında pes etti. Sonra baktım klavye bağımsızlığını ilan etmiş. Ben backspace tuşuna basıyorum o 54 yazıyor. Spacebar /enter görevi görüyor, alt ok end, üst ok 4 satır aşağı in gibi komutlar veriyor.
Ben de bu zorluklara rağmen azimle ITcilere talep atıp derdimi anlattabildim. Gönderin dediler, baktılar, dediler ki umut yok size yenisini yolluyoruz. Yeni dediysem klavye yeni değil, sadece benimkinin yerine başka bir tane gönderiliyor manasında yeni. Yoksa gelen klavye muhtemelen bir odanın köşesinde terkedilmiş, içinde dönem dönem kımıl zararlıları barındırmış, üzerinde poğaca ve simit yenmiş, gri gölgeli krem rengi bir klavye. Biz kendisini görünce yine Bilge ile kolları sıvayıp 1 saat içerisinde kendisine yeni bir kimlik kazandırdık. Geçmişin kötü anılarını ne kadar temizledik bilmiyorum ama nispeten temiz bir başlangıç yaptık diyebilirim.
Sonra, olaydan 1-2 gün sonra bir sabah masamda otururken gözüm kupama ilişti.
(DİKKAT!: Klavyeye dökülebilir.)
Gülerek içeri gittim. Meğersem bizim muzur Hülya sabah uğraşıp durmuş, benim de ne zaman farkedeceğimi merakla beklerlermiş. Neyse güldük vs, ben masama döndüm. Yarım saat sonra bir yazı yazmak için klavyeme yöneldim ki:
(DİKKAT!: Kahve dökülürse çalışmayabilir)
bunu da görünce bastım kahkahayı.
Aslında ben anlayayım diye ingilizce yazacaklarmış ama...

1 yorum:

Selim Karakaya dedi ki...

:))
nedense sözkonusu sen olunca yaptıklarını çok normal karşıladım selenim:)

öte yandan konu mankeni olan kupa biyerlerden tanıdık ama du bakalım!!!

bugün yoldayım, geliyorum, kahveleri hazırla...