Sayfalar

11 Ekim 2006 Çarşamba

Sıkıldım ben yine...

Bir sıkıntı çöktü içime son zamanlarda. nedeni bilinmez. bööyle uyuz moduna geçtim, eve gidip ya tv seyrediyorum ya da tv seyrediyorum. Hani demiştim ya kitap vs okurdum eskiden diye, hak getire. bir sayfa bile okuyamaz oldum.
Geçen aklıma bir konu düştü, bu kesin yazmalıyım dedim, sonra emin de olamadım:) genel anlamda dokunayım bari...
düşündüm de evlenirken insan aslında bu evlilik sadece kendisini etkilemiyor, aileler de beraberinde evleniyor. Düşünsenize, hiç tanımadığınız bir kişi pat diye gelin, damat, baldız, kayınbirader, enişte vs olarak karşınıza çıkıveriyor ve siz bu kişiyi sevmek zorundasınız. Sevmeyebilirsiniz, çok normal, ama kendi kardeş, çocuk vs kaybetmek istemiyorsanız sevmek zorundasınız. onu mutlu etmek için sevmek zorundasınız. ha belki normal şartlar altında (yani birinin sevgilisi olmadan) karşılaşsanız zaten seveceğiniz biridir. ama o zorunluluk işleri daha bir karmaşıklaştırmaz mı? gerçekten mi sevdiniz yoksa zorunlu olduğunuz için mi? bunu çözmek muhtemelen zaman alacak bir olaydır. ama o sıra zarfında sevmeye mecbursunuz. Sorgulamazsınız, tanıyana kadar sevmek zorundasınız. Tanıdıkça hoşunuza gitmeyen huyları ortaya çıkabilir, o zaman karşınızda bir seçenek vardır. ya susup seveceksiniz ya da söyleyip ortamı gereceksiniz.
Hiç mi eşinden haz etmediğin akraba / arkadaşın yok diyecek olursanız, olmaz olur mu? herkesin olduğu gibi benim de var. ama onlarla eskisi gibi olmuyor işte. en güzeli gerçekten sevebilmek.
Umarım hepimizin karşısına gerçekten seveceğimiz akraba ve yeni arkadaşlar çıkarır.

0 yorum: