Dun aksam babamla "Mustafa Kemal'le 1000 gün. Latife" isimli tiyatro oyununa gittim. Babam ilk bahsettiginde Latife'yi Fikriye olarak algılayıp heyecanlanmış ve olaya atlamıştım. Olayın aslını farketmem için afişlere bakıp "hmm "1000 gün, neden ki 1000 gun, daha uzun zaman birlikte degiller miydi?" diye düşünmem gerekti. Sonra jeton düştü. Latife, M. Kemal'in karısıydı. Biran için çok bozuldum ama iş işten geçmişti. Hem gala gösterisiydi. Cumbaba felan da geldi (bu arada cumbaba gelince ayağa kalkılıyormuş, bunu da öğrenmiş oldum). Neyse oyun başladı. Latife Hanım yaşlanmış, Mustafa Kemal'le anılarını anlatıyordu. Anlatırken o günlere dönüyor felan. Dediğim gibi daha önceden izlemiş olduğum belgesel vs. den dolayı ben hep Fikriye sempatizanı idim. Hafif bir önyargı ile izledim oyunu. Ancak oyun ilerledikçe insan biraz da anlayış göstermeye başlıyor. Yani evlendiklerinde Ata 41, Latife 22 yaşındaymış. Daha çok çocukmuş ve anladığım kadarıyla da Ata'ya aşık. Durum böyle olunca kıskanç olması veya Ata'yı anlayamaması ve daha da önemlisi onun çevresindeki yoğunluğu dolduramaması çok doğal gibi geldi bana.
Oyunun bir sahnesinde de Fikriye'den bahsediliyordu. Ata'nın evlendiğini duyunca apar topar çıkıp gelişi, köşkte kalması ve Latife'nin kıskançlık yapıp onu göndermesi, sonra Fikriye'nin Ata'yı görmek için yarattığı bahaneleri izleyen ve Ata'nın "ben emir vermeden bir daha köşke gelmesin" emri neticesinde intiharı.
Sonuçta oyun fena degildi. Ben klasik arada gözyaşlarımı tutamadım, zırladım. Sanırım bu zırlamamda son zamanlarda okuduğum "Çılgın Türkler"in etkisi de var. Yani zaten sulu gözlüyüm ama bu da tuz biber oldu. Ayrıca oyunu seyrederken "Nutuk"u okumaya da karar verdim. Çok geç kalmış bir karar olsa da hiç olmamasından iyidir.
Dip not: Bugün bayık ötesi semineri dinlerken oyunu, Latife'yi ve Fikriye'yi düşündüm. Fikriye'yi daha çok ama. İçim titredi düşünürken. Latife Ata ile evlenmiş ancak elindekinin değerini bilememiş, ama Fikriye değerini bildiği ve sevdiği adami asla elde edememiş... Sonra düşündüm biran için. Acaba bende de biraz Fikriye mi var?
0 yorum:
Yorum Gönder