Sayfalar

7 Şubat 2010 Pazar

Kayak vs dayak

oy allahım nasıl bir gündü.
Dün akşamkı lise tayfasu toplantısının ardından eve gelip yatmam 2'yi buldu, kayak için kalkış saati 3:40:) kafamı yastığa koymamla saatin çalması bir oldu:( 4 gibi aylin gelip beni aldı, kadıköy evlendirmenin önünde diğerleri ile buluşup bindik otobüse.
uykusuzluk sağolsun gidişte paso uyudum. 8:30 gibi vardık Kartalkaya'ya, amanın o ne soğuk ve rüzgar. hemen hazırlanıp çıktık piste ama rüzgar kaymayı çok zorlaştırıyor. 1-2 tur attım nazlıda, körelmişim ama eh işte duruyorum dengede. sonra aylin ve kaanla aşağıya inip geçen sefer kaydığımız kuzey pistine niyetlendik ancak rüzgar nedeniyle kaanın teleferike binmesine izin vermediler. tam geri dönüyorduk ki burcuyu gördüm, o çıkınca ben de peşine takıldım. Yukarı bir çıktık kı kuzey pisti kapalı! soldan başka bir pistten inmeye niyetlendik, yabancı gibi. zaten rüzgar çok, kayan az, ne tarafa vs derken burcuya sen git geliyorum dedim ve bir anda onu da gözden kaybettim ve orda kalakaldım. ne tarafa gideceğim konusunda hiçbir fikrim yok. bir müddet ortada durup ne tarafa gideceğime karar vermeye çalıştım. o sırada yanımdan 2 kişi geçti ama nasıl indiler göremedim. diğer taraftan da 3-4 kişi inice diğer tarafa yöneldim. tam ben diğer yola yöneldiğimde adının hikmet olduğunu sonradan öğrendiğim biri daha gelip rotayı sordu. valla ben de bilmiyorum ama bu taraftan inenler oldu, ben de onların peşinden inmeyi deniyicem dedim. bu kararın hayatımın en büyük hatası olduğunu takip eden 1.5 saat içinde anladım. meğer gitmeye niyetlendiğim rota en sert ve dik rotalardan biriymiş. hikmetin yardımı ile düşe kalka biraz indim ama çok yoruldum. sonra o da kayboldu ortalıktan, ben gene düşe kalka ilerliyorum ama ne bacaklarda güç kaldı ne bişey. tam acaba aylini arasam bana kızak mı gönderseler vs diye düşünürken bir baktım aylin ve kaan bitti yanımda. onlar da şans eseri seçmişler o rotayı. onların da yardımıyla, yarı yuvarlanarak, yarı popo üstü kayarak indim aşağıya. birara ben nefeslenirken aylin içime dolan karları temizliyordu. Bir seferinde de tepede kalan kayağımı almak için bayağı bir yukarı yürüdü garibim.
Neyse sonuçta 1.5 saatlik debelenme sonucunda salimen liftlere ulaşıp kendimizi chocolate'a attık. Ben önce sahlep su vs sonra yemek yiyerek kendime geldim. tabi bir yandan da kurumaya çalıştım.
Öğleden sonra daha uslu daha sakin patikalarda 1-2 turlayıp hava şartlarına yenik düştük. Hele son turumda önümü göremediğim için en son bir tümsekten uçup yere kapandığımda "yeter" diyerek noktayı koydum.
sonuç olarak hayallerimin ötesinde biraz yorucu ve yıpratıcı oldu bu seferki kayak turu. inşallah bir sonraki sefer daha keyifli olur:)

0 yorum: