Sayfalar

25 Ekim 2011 Salı

deprem sebebiyle...

bi yoruldum ki bugün... ama tatlı bir huzur var içimde, hiç şikayet etmiyorum.
bu sabah işyerinde yardım malzemesi topladık. dünden duyuru yapmıştık, herkesin getirdiklerini yığdık giriş katına, 3 saat kadar süreyle onları tasnif ettik, koliledik, bantladık vs. su içinde kaldım resmen. ama sonuca değdi. altmış küsür koli hazırladık. ne yalan söyliyim bu kadar malzeme gelmesini beklemiyordum. görünce pek sevindim, her gelen paketle daha bir neşelendik... kendimizi işe yaramış hissettim:) koliler yükseldikçe oradaki herkesin yüzünde bir gurur ifadesi oluşmaya başladı.
kolileri şişli belediyesinin tırlarına gönderdik. normalde herkes göndermek istediklerini bırakıyor, orada gönüllüler paketliyormuş. biz bu işi bir de burdan yapınca iş daha kolay oldu. direk tıra yüklendiğini varsayıyorum çünkü araçta yer olmadığından ben gidemedim.
garip bişey bu birlik ruhu... ben olayı geç farkettim ama twitter resmen telsiz görevi görüyor kaç gündür. nerde neye ihtiyaç var, tweetliyor birileri, hoop yayılıyor bir anda, bir bakıyorsunuz çare bulunmuş, talepler sağlanmış.
dün akşam kadıköy belediyesinde paketleyecek insan lazım demiş birileri, 1 saat sonra "yeterince insan geldi, artık gelmeyin" okudum. ardından koli talepleri gelmeye başladı. beni ağlatan tweet sokakta gazete vs toplayan çocukların sağlam kolileri belediyeye götürdüğü yönündeki tweet oldu.
en başarılı gözlemse 99 depreminde sosyal medya bu kadar aktif olmuş olsaydı, o gün ölenlerin bir çoğu şu anda tweet atıyor olacaktı yorumuydu... insan hak vermeden edemiyor. ama 99 da ne Facebook vardı ne de tweeter...

0 yorum: