Sayfalar

3 Eylül 2012 Pazartesi

Tatilin dibine vurmaca...

aylardır tembel modundayım ama tam tatil sayılmaz ya... okulun tatil olmasını da fırsat bilip Bodrum'a Dileklerin yanına gittim. Önce biraz tedirgin gittim ama süper keyifli bir hafta oldu.
Dileklerin yazlığı Hebil koyunda. gittiğim en güzel denizlerden biri diyebilirim. muhteşem bir mavi. hafif serin, süper bir deniz. ağaç altı şezlongla da birleşince son derece keyifli bir sahil modu oldu. Üzerine bir de Ela faktörü binince... yeme de yanında yat.
Ela zibidisi ilk 3 gün beni görünce ağız büküp ağladı. Ama öyle komik ki, etrafta anası varsa kucağıma geliyor, sonra birden yabancı biri olduğumu idrak ediyor, suratıma bakıp dudak büzmeye başlıyor. anında annesine atıveriyorum, hoop gülüyor:))) öyle sevimli ki... 3. günden sonra kucağımda ağlamamaya başladı. bi komik bi şeker... paso onla oynadık. ama olay tabi ağlayınca annesine verme modu olduğu için en keyifli bebek sevme olayı:)
salı gece bodrum tatilinden döndükten sonra çarşamba ablamların 30 ağustos tatilini birleştirip bozcaadaya gideceğini öğrendim. anında onlara yazıldım. geçen sefer bozcaada'ya günübirlik gittiğimden aklım kalmıştı. bu kez 3 gece konakladık. yolda yine gelibolu, çanakkale şehitliği derken keyifli bir yolculuk oldu. sezonun son denizine de orada girdim. yalnız yok böyle soğuk bir deniz. resmen uyuştum. buna rağmen ısrarla girdik denize. dona dona yüzdüm resmen. bıçak gibi keskin derler ya, aynen öyleydi işte. dışarıda manyak bir rüzgar olmasına rağmen ıslakken bile sudakinden daha az üşüyorsun...
keyifli 3 günün ardından kabus dönüş yolunda oldu. 2.5 saat feribot kuyruğunda bekledik. yol uzadı da uzadı. resmen yola çıkmamızla eve varmamız arasında 12 saat geçmişti. Bayılacaktık resmen...
ama iyi eğlendim be.... üstüste 2 keyifli tatil:)

0 yorum: