11 Şubat 2016 Perşembe
asıl neyi unuttum!!!
Ben size demedim di mi? gerçi son zamanlarda neyi dedin ki diyeceksiniz? haklısınız valla...
ben bu 2015 sonunda çok ani ve radikal bir karar verdim. baktım bu şişkoluk ömür boyu devam edecek, baktım ben bu işi irade gücü ile çözemeyeceğim, dedim ki bana dışarıdan bir yaptırım gerek. aradım ablamı dedim bana doktor bul ben ameliyat olacağım. netekim oldum da.
14 aralık pazartesi günü ben tüp mide ameliyatı oldum. an itibariyle 2 ay dolmak üzere. memnun muyum? bilmeem. ama zaten ameliyatı olduktan sonra ister memnun ol, ister pişman, ne farkeder değil mi?
ameliyatın ilk günü gerçekten zordu. uyandığımda sanki 100 beygir gücünde bir at göğsümü tekmeliyordu. yaklaşık 2 saat sonra "max doza ulaştık daha fazla ağrı kesici veremeyiz" lafını duymak hiç içaçıcı bir haber olmadı benim için. ama zamanla hafifledi ağrım. sonra kaldırıp yürüttüler akşama doğru. sürekli midemde bir yumruk hissi. yürürken "lan ne halt ettim ben" diye düşünmedim dersem yalan olur ama o saatte yapacak birşey kalmamıştı tabi. "hocam vazgeçtim ben, siz benim mideyi geri takın" gibi bir opsiyonum yoktu. napacaktık dolayısıyla? katlanacak ve iyileşene kadar sabredecektik.
ilk gece kabus gibi geçti. 1-2 saatte bir uyanıp kustum. sindirilmiş kan kusmak pek hoş bir duygu (ve görüntü) değil. ama beklenen bir sonuç.
ikinci gün yani ameliyatın ertesi günü sıvı alımına başlanması bekleniyor. ufak ufak su veya elma suyu gibi sıvılar içmem söylendi. doktor iç dedi ama midem doktorla aynı kanaatte değildi. içtiğim aynen geri çıktı. insan içtiği suyu bile kusar mı? kusuyormuş. kustum ben de. işin daha garibi ikinci gün sadece içtiklerimi kusmadım. bir de köpük çıkardım bol bol. evet bildiğiniz köpük! tas tas köpük kustum. hayır o kadar köpük nereden geldi anlamış değilim. acaba ameliyatta midemi deterjanla yıkadılar da içeride bir miktar unuttular mı diye düşünmedim desem yalan olur. (internette araştırdık, boş mide yaparmış öyle köpük:)))
3. gün (yani ameliyattan sonra 2. gün) ben ufak ufak sıvı almaya başladım. ama nasıl nazlıyım anlatamam. zorla içiyorum. görseniz sanki elimdeki zehir! ne nazlı hasta demişlerdir muhtemelen. ya o gün yada ertesi gün protein tozuna başlamam gerekiyor. ben de en sevdiğimden - çikolatalısından - almışım koca bir varil. dedim ki zaten çikolataya bayılırım, ne güzel işte, rahat rahat içerim. naaah içersin! evdeki hesap hiiç öyle değilmiş. allahım ne berbat birşeymiş o çikolatalı protein tozu. gitmiyor bir türlü. eziyetin önde gideni. içeceksin diyorlar da başka birşey demiyorlar. aldım mı başıma belayı. çocuk değilsin selen diyorum ama eziyetin önde gideni.
velhasıl ben bu içememe sorunu sebebiyle normalden bir gece daha fazla kaldım hastanede. yeterli sıvı alabilir hale gelmeden salmıyorlar netekim. ben hala yeterince içemiyordum ama psikolojim giderek bozulmaya başlayınca doktorum kıyamadı ve taburcu ettiler sonunda.
bu arada benim murphy ile ilişkim malum. kendisi ile son derece samimi bir birlikteliğimiz var. buna bir de doktor yakını olma durumu eklenince benim midede çıktı mı darlık. zaten düdük kadar bıraktıkları benim zavallı midem olmuş mu size kum saati gibi! o yüzden de benim yeme içme durumları normalden daha sıkıntılı hale geldi tabi. suyu iç, bekle ki ilk bölmeye yerleşsin, sonra darlıktan geçsin ki bir sonrakine yer açılsın falan. neyse başa gelen çekilir malum... bizimki de böyleymiş:)
ondan sonraki 2 hafta benim çikolatalı protein tozu ile imtihanım şeklinde geçti. kendisinden o kadar nefret ediyorum ki içmemek için erteliyorum, ama onu içmeden almam gereken diğer besinlere geçemiyorum çünkü öncelik proteinde. akşama kadar zorlaya zorlaya ancak bitiriyorum vs. böyle olunca benim bu koca cüsse açlık sendromuna girip çakılmasın mı olduğu yere. 2 hafta boyunca günde max 300-500 kalori ile insan gıdım kilo vermez mi? vermeyebiliyormuş. netekim ben de öyle oldum. gıdım oynamadım. sonra bir gün etrafın da telkini ile muzlu protein tozunu denemeye karar verdim. muzlu sütten hiç haz etmem. ama allahtan daha 1. hafta dolmadan süt yerine su ile karıştırınca daha içilebilir olduğunu keşfetmiştim. hadi dedim, evdeki çikolata varili dursun (bir de pahalı şey anasını satiim) da ben şu muzluyu deneyeyim. allahtan bu sefer akıllıyım. varille değil daha küçük ölçekte olanından buldum. bu kiloluk. hiç unutmam 31 aralıkta ulaştı elime ve 1 ocak itibari ile dünyam değişti. meğer ben 2 hafta boyunca kendime boşu boşuna eziyet etmişim. meğer muzlusu (ve o cesaretke denediğim çileklisi) gayet kolay içilebiliyormuş!!! ben bu tozu değiştirince birden almam gereken diğer besinleri de almaya ve aynı anda kilo vermeye başladım.
şimdi ameliyatı olalı 2 ay dolmak üzere. bebek gibi adım adım besin geçişleri yaptım. önce çorbalar, sonra püreler, sonra ezerek hazırlanmış sebzeler vs. artık çok iyi çiğnemek koşuluyla hemen hemen herşeyi yiyebiliyorum. kilo vermem normalden yavaş. bazen olduğum yerde 2 hafta saydığım oluyor. hatta 2 hafta önce +500 gr ile literatüre geçme yolunda emin adımlarla ilerliyordum. meğer az su içtiğimden öyle olmuş. suyu artırınca o inat da kırıldı.(ya ama yudum yudum su içmek de ne zevksiz bir olay!!! yeminle en çok özlediğim şey tepeye dikip lıkır lıkır su içmek:( ama işte 3. yudumda takılıp kalınca acısını sen çekiyorsun. şimdi her yemekte durup midemi dinlemem gerekiyor. buna nasıl tepki veriyor diye. bazen dalıp hızlı yersem sonra çok kıvranıyorum. resmen kırbaçla eğitim gibi birşey:) bana yavaş yemek yemeyi öğretiyor. bir de az yemeyi. eğer yanında birşey yoksa 2 köfte ile doyuyorum. geçen brokoli ve patates püresi ile geldi köfte. onlara sulanınca 2.ye yer kalmadı resmen! haha bir seferinde de tek yumurtadan scrambled eggs yapmıştım. ofiste işle ilgili birşeye sinirlendim. o sinirle dikkat etmeden hızlı yedim. öğlen 1 gibi yediğim yumurta akşam 9da hala midemde duruyordu. çok ekonomik bir midem oldu. böyle giderse 3-5 yıla ameliyat parasını çıkarmış olurum:))))
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder