11 Şubat 2016 Perşembe
yazalım yeniden
bu aralar tonlarca duygu ve düşünce üşüşüyor beynime. yazmaktan o kadar uzaklaşmışım ki yazmak aklıma bile gelmiyor. dün birden "ya ben neden yazmıyorum bunları" diye düşündüm. sonra yine unuttum gitti...
en son pek kıymetli dizimden bahsetmişim. evet bitti. hem de böyle pat diye, havada kalmış, aslında haftaya devamı gelecekmiş gibi bitti. tabi bunun böyle olacağını biliyorduk ama işte insan yine de kendine söz geçiremiyor. bölüm bittiğinde bir an yeni fragman çıkacak diye bekledim ama tabi ki çıkmadı.
aslında bunlar olalı sekiz gün oldu. yani üzerinden bir haftadan fazla zaman geçti. bu bir hafta boyunca kendimi bu duruma alıştırmaya daha doğrusu kabul ettirmeye çalışıyorum. gerçi dedim ya kabul etmesen kaç yazar:))) malum olanla ölene çare yok... ilk başlarda kendimi çok kötü hissettim. eski bölümleri açıp izleyemedim bile, sanki ben yarı yolda bırakmışım onları gibi yüzlerine bakamadım ama dedim ya zamanla kabullenmeye başladım durumu. şimdi hala arada açıp bakıyorum eski bölümlere. eskisi kadar çok değil ama özlüyorum.
onun yerine kendime farklı hedefler koyma yolundayım asıl. dedim ya, her challange benim savaşma güdümü kamçılar diye. ilk tepkim dizinin olduğu akşamı sporla doldurmak oldu. evet, inanması zor değil mi? ama yaptım, ve dün akşam ilk kez spor salonuna gittim. ben pilates diye gittim ama hocası ameliyat olduğu için crunch yaptırdılar bize. yaptırdılar derken tahmin edersiniz ki onlar yaptı, ben yapıyormuş gibi yaptım. hatta sonlara doğru yapıyormuş gibi yapmayı da bırakıp direk boylu boyunca yattım. dersin adı crunch, güya karın kaslarına yükleniliyor ama nedense benim boyun kaslarım ağrıyor. yanlışlıkla boynuma mı çok yüklendim nedir:)))
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder