Sayfalar

15 Mayıs 2011 Pazar

Özledim

Ah sevgili blogcum, seni nasıl özledim anlatamam. içim sızlıyor resmen yazamadıkça ama pek imkan bulamıyorum yazmak için.
sızlanmayı çok uzatmadan genel bir özet geçeyim hemen.
gecen haftasonu Janet burdaydı. Kendisi ile ufak bir kaçamak tatili yaptık. cuma öğlen geldi, salı sabah gitti. araya neler sığdırmadık ki... cuma günü aldım alandan, sahilden dolanarak ortaköye geldik. amaç lale gezmeye emirgana gitmek ama trafik yogunlaşmaya başlamış, ortaköye anca vardık. o sırada janet midye tava isteyince durduk hemen. ortaya kokoreç, midya tava, midye dolma karışımı bişeyler attık. ben de acıkmıştım, süper geldi. ha bir de ortaköydeki camiyi gezdik. o kadar gitmişimdir ortaköye o camiyi gezmek aklıma gelmemişti hiç. meğer ne kadar güzelmiş içi. hayran kaldım resmen. böyle şaşkın şaşkın baktım tavanına... cami ve yemekten sonra ağırlık çöktü tabi. baktım janet birden sıfırladı, biz de rotayı eve döndürdük. gelince o biraz uyudu, ben takıldım kendimce, sonra uyandı, birlikte king's speech izledik, 1 falandı uyuduk.
janet gece hortlamış, o yüzden sabah öğlene kadar kalkamadı. ben de evde takıldım öyle. uyanınca fenerbahçe parkına gidip dolandık. gazilyon tane gelin parkta fotoğraf çektiriyordu. biz de gelinlik modellerine bakıp yorum yaptık. mini bir gelinlik bile gördüm valla. sonra süper kahvaltı ve bu kez adaya doğru yola çıktık.
tabi güne geç başlayınca adaya da geç vardık haliyle. eşyalarımızı odaya atıp sahile indik hemen. adada naya diye bir B&B de kaldık. değişik bir ev, iyi ya da kötü demek istemiyorum, ancak manzaramız süperdi. sahilde bir balıkçı bulduk kendimize, oturup demlendik. Janet'a bilimum meze denettim, genelde çok beğendi hepsini. ha bir de çuprayı.
 geceyarısını geçe odamıza döndük. ben sızdım ama janet naaptı bilmem:)))
pazar sabahı Janet bir enerjik uyandı. hatta ben uyurken gitti koştu falan. ardından hemen kahvaltımızı yapıp olmazsa olmaz olan Aya Yorgi'ye tırmandık. Tırmandık dediysem hani böyle laftaki gibi pıt diye olmadı. benim için harbi zor bir aktivite oldu. dura kalka gittik resmen. ama çıktığımıza değdi. bu sefer kiliseyi daha bir detaylı gezdim. her fotonun tanımı varmış meğer. onları tek tek inceledik vs. sonra tepeden etrafı izledik, bişeyler atıştırdık ve bu sefer yürüyerek şehir merkezine döndük. yol boyunca at arabalarıyla kovalamaca oynadık. adamlar resmen ralli yapıyor!!! hatta bir sefer otele giderken adam öyle bir döndü ki az daha uçacaktım koltuktan!!! yaralanmanın haricinde süper komik bir manzara olurdu.
yemekten sonra paketlenip eve döndük, jet hızıyla hazırlanıp bu sefer simaylarla buluşmak üzere beyoğlu'na gittik, 360'da güzel bir yemekle geceyi noktaladık:)
pazartesi... otelden çıkmamız 2'yi buldu. sonra karaköy namlıya gidip kahvaltı yaptık, ardından yerebatan sarayı, bir miktar turlama vs ve otele dönüş. tabi bu arada janet milyon tane tarihi ve mimari soru sordu, bendeki bakış ve cevap hep aynıydı "you're asking the wrong person:)))"
akşam nasıl geldi anlamadım, otele döndüğümüzde ben artık yorgunluktan yalpalamaktaydım. bişeyler atıştırıp yattık, sabahsa erkenden kalkıp havaalanına gittik.
süper bir 3 gündü, rüzgar gibi geçti...

0 yorum: