Düşünüp de insanın yaradılışına hayran olmamak elde değil. Vücudun işleyişindeki kusursuzluk yetmezmiş gibi bir de zekasal ve duygusal bir üstünlük... En çok da zorluklarla ve engellerle başa çıkma kabiliyeti... Ne demişler, Allah ölümü dağa taşa vermiş başedememişler de insanoğlu kaldırmış. Nelerle başa çıkmıyoruz ki... her türlü zorlukla, acıyla, kayıpla, üzüntüyle... En çok da değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabullenmemize hayranım. Kabulleniyorsun ve hayat yavaş yavaş daha kolay akmaya başlıyor. Üzülmüyor değilsin ama üzüntüyü de beraberinde kabul ediyorsun. O da kaybın bir parçası oluyor ve zamana yayılıyor...
zaman... herşeyin çaresi zaman...
31 Temmuz 2007 Salı
Dolunay
Dun aksam babamlara giderken canim eve gitmek istemeyince rotayi Mutlu'ya dogru cevirdim. Eskisehir yolundan sola kivrildiktan az sonra sol tarafimda kalan gokyuzunu farkettim. Ay henuz tam yukselmemis ama dolunay oldugu icin muhtemelen kocaman. Muhtemelen diyorum cunku bulutlarin arkasinda kalmis ve sadece gunesin gunduz yansittigi isinlar gibi gecenin derinligine sari isinlar saliyor. Bulutlarin arasindan da cok ufak bir parcasi goruluyor. Manzara o kadar guzeldi ki dayanamayip arabayi kenara cektim ve bir muddet izledim. Keske yanimda fotograf makinasi olsaydi da o ani goruntuleyebilseydim. Manzaraya biraz daha baktiktan sonra yola devam ettim. Ay'in bahcelerinden gorunecegini umarak Muti'lere gittim. Ama maalesef diger evlerin arkasinda kaldi ve giderek yukselmeye ve kuculmeye basladi. Bana da az once gordugum muhtesem goruntunun anisi ile yetinmek kaldi:)
Dakka bir gol bir daraldım valla
Ay öf! Bugün çok daraldım. Öğleden sonra toplantımsı bişey vardı. Bi tane danışman amca tutcaz da adam ön çalışmalarını gösterdi. Hemen biter sanırken 2.5 saati aşınca baydım. Başlarda heves ve heyecanla dinlerken uzadıkça ben de kaymaya başladım. Hatta bir noktada olaydan tamamen kopup kiraya yaptığım zammın gelecek değil geçmiş enflasyona göre olduğunu ve bunun da bir hata olduğunu düşünürken buldum kendimi. Şu Yılmaz amca kira artışını enflasyon hedefine göre yapın açıklamasını 1 hafta önce yapsaydı nolurdu sanki:(((
29 Temmuz 2007 Pazar
Su ve sicak...
Ankara yaniyor. Herhalde cehennem de buna benzer bisey olsa gerek. Hava 40 derece, birakin disari cikmayi evin icinde bile oturdugunuz yerde uzerinizden ter damliyor. Bu kabus yetmezmis gibi simdi de su kesintisi basliycak. 1 Agustos gelmesin istiyorum. Hakikaten korkuyorum. Allah sonumuzu hayir etsin.
Bu arada ben de evdeki sicaga dayanamayarak haftasonu babamlara kactim. Malum onlarin orasi (konutkent) biraz daha serin. Ustune babamlarim bodrum kati yazin dogal klimali. Cuma gecesi kendimi bodruma bir atmisim, gece uzerime battaniye ortmek zorunda kalip oyle keyifli uyudum ki anlatamam. 2 gun uyku ve enerji depoladim. Simdi gene eve geldim, haftaici sicak ve susuzluk kabusu yine basliyor. Acaba temelli oraya mi tasinsam. Ama hergun git gel yol uzun beee.. yine de uykusuzluktan iyi olabilir:)
Bu arada ben de evdeki sicaga dayanamayarak haftasonu babamlara kactim. Malum onlarin orasi (konutkent) biraz daha serin. Ustune babamlarim bodrum kati yazin dogal klimali. Cuma gecesi kendimi bodruma bir atmisim, gece uzerime battaniye ortmek zorunda kalip oyle keyifli uyudum ki anlatamam. 2 gun uyku ve enerji depoladim. Simdi gene eve geldim, haftaici sicak ve susuzluk kabusu yine basliyor. Acaba temelli oraya mi tasinsam. Ama hergun git gel yol uzun beee.. yine de uykusuzluktan iyi olabilir:)
27 Temmuz 2007 Cuma
Her seferinde başlık atmak zorunda mıyım?
Ne yorucu bişey bu her seferinde başlık bulmaya çalışmak. Başlık yok işte kardeşim, geyik olsun diye yazıcam bu sefer de:)
3 gündür sıcaklar yüzünden nevrim dönmüş durumda. Ev deseniz ufak bir sauna modulü. Akşam yanlışlıkla bir tarafınız diğerine değerse aradan su sızıyor. Dün gece 12 gibi yatma girişiminde bulunduğumda "tüh keşke babama gitseydim" dedim ama saat geç olmuştu çok üşendim. Sıcak da insanı daha bir üşengeç yapıyor netekim. Neyse hazır Voldemort da yokken belki haftasonu gider serin serin uyurum evde:))))
Gece sıcaktan uyuyamayınca sabah da uyanamıyorsun haliyle. Bugün 8.51 idi yataktan fırladım. Sonra maymun gibi işe gel... işte de üşendim bugün, makyaj neyin yapmadım. Zaten suratımı görseniz, gözlerimin altı şişmiş yumruk kadar. Sanki gece ağladım da yattım:P
uykuuuu biraz uykuuuuuuuuuu
3 gündür sıcaklar yüzünden nevrim dönmüş durumda. Ev deseniz ufak bir sauna modulü. Akşam yanlışlıkla bir tarafınız diğerine değerse aradan su sızıyor. Dün gece 12 gibi yatma girişiminde bulunduğumda "tüh keşke babama gitseydim" dedim ama saat geç olmuştu çok üşendim. Sıcak da insanı daha bir üşengeç yapıyor netekim. Neyse hazır Voldemort da yokken belki haftasonu gider serin serin uyurum evde:))))
Gece sıcaktan uyuyamayınca sabah da uyanamıyorsun haliyle. Bugün 8.51 idi yataktan fırladım. Sonra maymun gibi işe gel... işte de üşendim bugün, makyaj neyin yapmadım. Zaten suratımı görseniz, gözlerimin altı şişmiş yumruk kadar. Sanki gece ağladım da yattım:P
uykuuuu biraz uykuuuuuuuuuu
24 Temmuz 2007 Salı
Mobil uzman
Dun tatilden dondum ve tam gaz ise basladim. Sagolsun bizimkiler benim yoklugumda 1-2 anlasmayi imzalayivermisler. Oh oh isin zor kismi bitti derken aksam itibariyle birimimi degistirdiler. Gn md yrd aksam bir toplanti icin yanina cagirdiginda "sen hele kal 2 dakika" dedi, allah bunun altindan ne cikacak oldum ben de. Meger bizim Avrupa Yatirim Bankasi bana hafif gelirmis, benim gibi canavar elemana da kolay is vermek yazik olurmus:) Ahanda dedim belali isler (enerji felan) patlayacak simdi. Ben korku dolu gozlerle bakarken seni PF-I dairesine kaydiralim dedi. "Ooo tamam canim" dedim ben de, "zevkle giderim, ben de diger sube diyeceksiniz diye korktumdu:)". Onu da dusunmusler aslinda ama burasi daha vahim durumdaymis.
Yeni isim yine proje finansmani olacak. Ancak bu sefer AYB'den alinan kredilerle degil belediye ve savunma kredileri ile ilgilenicem. Yani bu sefer krediyi alanlar belli, veren yelpazesi genis. (n x n) olayi. Digeri (n x 1) idi. Aslinda hem alan hem veren acisindan portfoy daha renkli. Isler de daha yogun dediler. Olsun ben zevkle yaparim:) Hatta bugun bayagi yogun bir gundu, nasil gectigini bile anlamadim. Cok da keyifli idi. Cok anlarmisim gibi yazi felan duzelttim hahaha...
Yalniz kendimi mobil uzman gibi hissediyorum. Yakinda bir ilke imza atip rekor kiricam herhalde. "Bu hafta bana nerede ihtiyaciniz var acaba? Kac gun burada kalacagim?":))))
Offf bi de gecen hafta ayagimi burkmustum ya bugun davul gibi oldu. Kesin doku zedeledim ben yine. Sanirim yarin bir doktora gitmem farz oldu... amaaann:(
Yeni isim yine proje finansmani olacak. Ancak bu sefer AYB'den alinan kredilerle degil belediye ve savunma kredileri ile ilgilenicem. Yani bu sefer krediyi alanlar belli, veren yelpazesi genis. (n x n) olayi. Digeri (n x 1) idi. Aslinda hem alan hem veren acisindan portfoy daha renkli. Isler de daha yogun dediler. Olsun ben zevkle yaparim:) Hatta bugun bayagi yogun bir gundu, nasil gectigini bile anlamadim. Cok da keyifli idi. Cok anlarmisim gibi yazi felan duzelttim hahaha...
Yalniz kendimi mobil uzman gibi hissediyorum. Yakinda bir ilke imza atip rekor kiricam herhalde. "Bu hafta bana nerede ihtiyaciniz var acaba? Kac gun burada kalacagim?":))))
Offf bi de gecen hafta ayagimi burkmustum ya bugun davul gibi oldu. Kesin doku zedeledim ben yine. Sanirim yarin bir doktora gitmem farz oldu... amaaann:(
22 Temmuz 2007 Pazar
Secimler
Beklenen gun geldi catti. Yarin sabah uyanip emin adimlarla gidip oyumu kullanacagim. Yillardir ilk defa daha bilincli ve daha endiseli gidiyorum secim sandigina. Sanirim yarin aksam turkiyede uzun ve canli bir gece olacak. Uyuyabilir miyiz bilmem... Tum dualarim aydinlik bir Turkiye icin. Aydinlik ve laik...
21 Temmuz 2007 Cumartesi
Kosturmacaya devam
Iyi ki dondum yani, buranin da tatil modundan pek farki olamadi. Once dun tatil ve oncesinde ihmal ettigim kizsal faliyetleri yerine getirdim. Sac boyat, bakim ivir zivir. Nerdeyse tum ogleden sonrami aldi. Aksam da bizim genel mudurlukten ayrilanlar icin veda yemegi varmis. Ona gittim. Tatilden donuste ayagimin tozuyla, keyifli oldu. Genel mudurle karsilastik. Allahtan tavir felan yapmadi:D
Bugun de sabah jetlag etkisiyle 6.45 gibi hortlayinca babama gittim. Kahvaltiyi orda yaptik. Adamcagiz sabahin korunde beni gorunce sasirdi tabi:) Sonra su kesintilerine onlem olarak kendime bidon aldim. Cok komik yaa, evde su depoluycaz artik!
Sonra Burak aradi. Meger bu haftasonu izinliymis. Haftasonu ise gitmiyor diye pek sevindik. Sicagin da etkisi ile hadi havuza gidelim dedik. Malum benim baska iznim olmayacak. Denize hasret kalicam bari kendimi havuzla avutayim dedim. Gittik visnelige, nasil iyi geldi anlatamam. 2 yuzdum orda. Suya bayiliyorum. Eger dunyaya hayvan olarak gelsem balik olmak isterdim. Yunus mesela. Oyna, hopla zipla. Tam benlik:) Biz daha ordayken Ozlem, Saltuk, ablasi enistesi geldiler. Onlarla da sohbet ve bira olayina girdim:)
Aksam da Muti ve onun daire arkadaslari ile Villa'ya gidip geyik yaptik. Mutlu da ben de kac haftadir olmadigimiz icin konuscak konular birikmis, pek keyifli bir aksam yaptik. En son oburluk yapip birer sufle istedik ama adiler bozmus sufleyi. Cok daha kekimsi olmus. Boyle koyu yogun biseydi. Hicbirimiz begenmedik ve pisman olduk. Hatta Muti bir daha sufle yemeyecegini bile iddia etti... gorucez:)
Bugun de sabah jetlag etkisiyle 6.45 gibi hortlayinca babama gittim. Kahvaltiyi orda yaptik. Adamcagiz sabahin korunde beni gorunce sasirdi tabi:) Sonra su kesintilerine onlem olarak kendime bidon aldim. Cok komik yaa, evde su depoluycaz artik!
Sonra Burak aradi. Meger bu haftasonu izinliymis. Haftasonu ise gitmiyor diye pek sevindik. Sicagin da etkisi ile hadi havuza gidelim dedik. Malum benim baska iznim olmayacak. Denize hasret kalicam bari kendimi havuzla avutayim dedim. Gittik visnelige, nasil iyi geldi anlatamam. 2 yuzdum orda. Suya bayiliyorum. Eger dunyaya hayvan olarak gelsem balik olmak isterdim. Yunus mesela. Oyna, hopla zipla. Tam benlik:) Biz daha ordayken Ozlem, Saltuk, ablasi enistesi geldiler. Onlarla da sohbet ve bira olayina girdim:)
Aksam da Muti ve onun daire arkadaslari ile Villa'ya gidip geyik yaptik. Mutlu da ben de kac haftadir olmadigimiz icin konuscak konular birikmis, pek keyifli bir aksam yaptik. En son oburluk yapip birer sufle istedik ama adiler bozmus sufleyi. Cok daha kekimsi olmus. Boyle koyu yogun biseydi. Hicbirimiz begenmedik ve pisman olduk. Hatta Muti bir daha sufle yemeyecegini bile iddia etti... gorucez:)
20 Temmuz 2007 Cuma
DENIZCIMI ARIYORUM
Tatilin en romantik yeri San Diego'daki bir park idi. Murat ve Ege'yi ucak gemisi gezmeye birakip dolasirken rastladigimiz bu parkta resim cekip ic cekmeden edemedim. Ben de denizcimi ariyorum. Bulan olursa haber etsin. Meeee!
Tatilin En'leri
Tatil 3 hafta olunca tatile damgasini vuran olaylar da az olmuyor hani. Bunlari kisaca ozetleyecek olursak:
En komik olay: benim kendimi yataktan atmam. Soyle ki, Ege ve Murat'in SF'e gelislerinin 2. gununde daha dogrusu gecesinde hernedense ben uykuya dalarken ruyamda garip bazi seyler gorup (muhtemelen yilan felandi) birden refleksle kendimi yataktan attim. Gerci ben ruyamda kendimi sadece kenara attim ama gercekte resmen yataktan atmisim. Simay ve Murat'in tepemde "iyi misin? n'oldu?" sozleri ile yari uyur yani uyanik sekilde kendime gelip tekrar yataga gectim. Ama sonraki 10 gun boyunca bu olaya gulduk:)))
En hit sarkisi: Pump it! Malum SF - CDM - Vegas - CDM - SF az mesafe degil. Arada gittiklerimiz de sayilirsa rahat 2000 mil yol yapmisizdir. Bu da yolda bol bol muzik dinleme firsati verdi bizi ve en cok sevip gaza geldigimiz de Black Eyed Peas'den "pump it" oldu. Uzun yolda cok iyi gidiyor, tavsiye ederim:)
En cok duyulan cumle: "Mom/dad/aunt, can you do?" Malum Ege 9 yasinda. Son saplantimiz basketbol. Geldiginin ertesi gunu kendine ufak bir basket topu alindi ve elinden dusmedi. Okulda ogrendigi 3-5 kelime ingilizcesi ile basket askini birlestirince yapmaya calistigi figurleri (top cevirme, bacak arasindan gecirme vs) biz dahil onune gelen herkese gosterip "can you do?" demesi sayesinde gunde en az 30 kere dinledigimiz bir cumle oldu. Can you do?
En komik olay: benim kendimi yataktan atmam. Soyle ki, Ege ve Murat'in SF'e gelislerinin 2. gununde daha dogrusu gecesinde hernedense ben uykuya dalarken ruyamda garip bazi seyler gorup (muhtemelen yilan felandi) birden refleksle kendimi yataktan attim. Gerci ben ruyamda kendimi sadece kenara attim ama gercekte resmen yataktan atmisim. Simay ve Murat'in tepemde "iyi misin? n'oldu?" sozleri ile yari uyur yani uyanik sekilde kendime gelip tekrar yataga gectim. Ama sonraki 10 gun boyunca bu olaya gulduk:)))
En hit sarkisi: Pump it! Malum SF - CDM - Vegas - CDM - SF az mesafe degil. Arada gittiklerimiz de sayilirsa rahat 2000 mil yol yapmisizdir. Bu da yolda bol bol muzik dinleme firsati verdi bizi ve en cok sevip gaza geldigimiz de Black Eyed Peas'den "pump it" oldu. Uzun yolda cok iyi gidiyor, tavsiye ederim:)
En cok duyulan cumle: "Mom/dad/aunt, can you do?" Malum Ege 9 yasinda. Son saplantimiz basketbol. Geldiginin ertesi gunu kendine ufak bir basket topu alindi ve elinden dusmedi. Okulda ogrendigi 3-5 kelime ingilizcesi ile basket askini birlestirince yapmaya calistigi figurleri (top cevirme, bacak arasindan gecirme vs) biz dahil onune gelen herkese gosterip "can you do?" demesi sayesinde gunde en az 30 kere dinledigimiz bir cumle oldu. Can you do?
Finale
Universal Studios sonrasi guney california'da yapacak fazla da bisey kalmamisti. Cts sabahi once bakimi gelen arabamizi degistirdik. Adamlar once bize duduk kadar bagaji olan kucuk bisey vermeye kalktilar. Biz halihazirda koca highlander'a nasil sigacagimizi dusunurken adamlarin gosterdigi araca ciglik attik. Sonra orada bir amca mudahale edip bir adet jeep verdirtti. Amcam meger Urdun'luymus ve Turklere sempatisi vardi:) Bu sayese ayni tatilde bir highlanderdan inip baska bir jeep 4x4'e binme luksumuz oldu. Gerci bunun bagaji highlanderdan kucuk oldugu icin cok begenmedik:p ama ne yapalim elimizdeki ile yetinmemiz lazim iste, kader:PpP
Cts arabayi degistirdikten sonra Simay'in evi icin bir miktar daha alisveris yaptik. Sonra ben 2 saat kacip okul arkadaslarimdan birini gormeye gittim. 6 ay kadar once bebekleri olmustu, nasil sevimli bir yaratik. 2 saat kucagimda sakince durdu ve hic giki cikmadi. Yerim ben onu.
Pazar gunu orda burda dolanip aksam uzeri Huntington Beach'e gittik. Buraya kadar gelmisken yuzmemek olmaz. Gerci Simay ve ben kumlarda otururken Murat ve Ege yuzduler. Brrr okyanus cok soguk, hicbir guc beni sokamaz!!!
Pazar aksami arabaya yerlesme teranemiz vardi. Size bu sureci resimlerle aktarmak isterdim ancak onlar Murat'ta kaldi. Onun icin ben ozet geceyim. Arabaya sigmasi gerekenler: 2 buyuk, 2 kucuk bavul, 1 orta boy canta, 2 sirt cantasi ve sayisini bilemedigim kadar torba!!! once buyuk bavullari koyduk, aralara kucukleri sigdirmaya calistik. Ittire kaktira bavullar arkaya sigdi ama torba ve sirt cantalari acikta. Allahtan bagajin pencere gibi bir bolumu var. Kapagi kapattiktan sonra ordan iceri tepmeye devam ettik. Bu arada bagaj tepeleme dolu oldugu icin arka ayna islevini kaybetti. Bagaji tepeleme yigmaya iceriden devam ettik. Birara sinir krizi gecirip gulmeye basladik. Sanirim sigdirdiklarimizi gorseler bize bagaji en verimli dolduran kisi odulu verirlerdi. Ha bi de allahtan arka camlar siyah da polis dahil kimse icerdeki kalabaligi gormuyor. Yoksa kesin ceza yerdik! Aksamdan yaptigimiz tum calismalara ragmen sabah bisuru ekstra torba cikinca onlari da one alip uzerlerinde yolculuk ettik. Tam cingenelere benziyorduk valla!!!
Universal Studios
Vegas gezisinden dondukten sonraki gun hedef son turistik aktivite olan Universal Studios idi. Cuma gunu cok da erken olamayan bir zamanda evden cikip ancak oglen ulastik. Ben orada hep cok eglenmisimdir. Bu kez de oyle oldu. Jurassic Park, Waterworld vs derken gene aksamin nasil oldugunu anlayamadik.
Yalniz Universal'da adamlar uyanmis. Eskiden 10 dolar verip tum gun istedigin kadar sey icebiliyorsun diye bir olay vardi. Millette gruptan sadece bir kisiye aldirip gun boyu belese serinliyordu. Adamlar simdi uyanmis. O bardaklari yine 10 dolara aliyorsun ama bu kez refill icin 1 dolar odemen gerekiyor. Bu da tuketimi az da olsa sinirliyor.
Zaman darligi ve hatali programlamadan oturu studio tour alamadik. Ben daha once gormustum ama bizimkiler goremedi diye cok uzuldum.
Bir de ben salak astimatim ve muhtemelen gozumdeki bozukluklardan oturu 3 boyutlu gosterilerden bisey anlamadigimi farkettim. Herkes cok eglenirken ben ancak bazi yerlerde 3. boyutu algilayabildim:( Yalniz Ege Terminator'de cok komikti. Cocukcagiz aliskin degil tabi, habire oturdugu yerde irkilip sicradi garibim.
Ha bir de guya Disney'de yaptigimiz saskinligi burda yapmadik ve islanicaz diye Jurassic Park'a erken bindik. Hakkaten hemen de kuruduk. Yalniz Nickoledeon mudur her ne karin agrisi ise Ege ona ancak 6 gibi girdi. Ege sudan cikmis baliga dondukten sonra Simay 10 sn egeyi goremedigi icin aramaya gitti ve aynen balik gibi dondu. Cocugun teki Simayi hedef almis, islanmadik yeri kalmayana kadar ates etmis:D Kizcagiz kuruyana kadar bayagi aci cekti:)
Yalniz Universal'da adamlar uyanmis. Eskiden 10 dolar verip tum gun istedigin kadar sey icebiliyorsun diye bir olay vardi. Millette gruptan sadece bir kisiye aldirip gun boyu belese serinliyordu. Adamlar simdi uyanmis. O bardaklari yine 10 dolara aliyorsun ama bu kez refill icin 1 dolar odemen gerekiyor. Bu da tuketimi az da olsa sinirliyor.
Zaman darligi ve hatali programlamadan oturu studio tour alamadik. Ben daha once gormustum ama bizimkiler goremedi diye cok uzuldum.
Bir de ben salak astimatim ve muhtemelen gozumdeki bozukluklardan oturu 3 boyutlu gosterilerden bisey anlamadigimi farkettim. Herkes cok eglenirken ben ancak bazi yerlerde 3. boyutu algilayabildim:( Yalniz Ege Terminator'de cok komikti. Cocukcagiz aliskin degil tabi, habire oturdugu yerde irkilip sicradi garibim.
Ha bir de guya Disney'de yaptigimiz saskinligi burda yapmadik ve islanicaz diye Jurassic Park'a erken bindik. Hakkaten hemen de kuruduk. Yalniz Nickoledeon mudur her ne karin agrisi ise Ege ona ancak 6 gibi girdi. Ege sudan cikmis baliga dondukten sonra Simay 10 sn egeyi goremedigi icin aramaya gitti ve aynen balik gibi dondu. Cocugun teki Simayi hedef almis, islanmadik yeri kalmayana kadar ates etmis:D Kizcagiz kuruyana kadar bayagi aci cekti:)
OFFF!
Uzuuun bir tatil sonrasi bu donus yolculugu nasil bir eziyettir anlamadim gitti. Hani zaten yirmi kusur saat yol gitmen yetmiyormus gibi son aktarmayi da munihten yapmak sanirim en vurucu darbe oluyor. nasil mi?
Oncelikle en buyuk hata bileti aptal united dan alarak yaparsiniz. siz lufthansa aldiginizi zannedersiniz ama sadece siz oyle zannetmektesinizdir. Sonucta aci gercegi alanda anlarsiniz. Ilk darbeyi zaten 70 lb olan bavul limitinin 50'ye indigini ogrenerek check-in de yemissinizdir. Hele de 11 saatlik yolculukta size alkolu 5 dolardan satmaya kalktiklarinda yuh artik deme hakkina sahipsinizdir. Neyse hadi gidiste kazigi yedik belki donuste yirtariz dedimdi ama maalesef. bu sefer daha da bir ilginclik yapmis danalar, guya check in yaptilar ama koltuk numaram son ana kadar belli olmadi. sonucta 5li koltugun en ortasinda geldim yol boyu.
Ikinci kabus Frankfurt'ta. Munih aktarmasi icin (niye hopbidi hopbidi ordan oraya aktardigimi sormayin uzun hikaye) kosaraktan kapiya ulastiginda ucagin overbooked oldugunu ogrenip stand by'a alinirsin. ahanda ama benim baglantili ucagim var derken sana bir supriz yaparak upgrade ederler. hayatimin ilk upgrade'i ve ucus sadece 30 dakika!!!! yani simdi bu hak midir adalet mi???? hani secret bunun neresinde???
Asil kabus munihten sonra baslar. Once 3 haftadir kosturmaca icinde gecen bir tatil sirasinda saci basi dagitmis olmanin yanisira 17 saattir yolda olmanin verdigi maymunluga ragmen Allah'in munih havaalaninda lise askinla karsilasirsin!!!! Dunya kucuk malum ama bu halde de olmaz ki kardesim!!! neyse tum bu olumsuzluga ragmen bu kez sacmalamadan mantikli bir muhabbete girersin. Sonra ucaga binilir ve bilindik kabus baslar. Viyaklayan ve tepinen bir suru cocuk!!! ben turkiyeye gelen ucaklar haricinde bu kadar cok gurultulu baska ucak gormedim. Bir noktada "yeterin leeeeyyynnn" diye bagirmak istedim ama sonra kendimi tuttum. Zavalli hostesler, onlara acidim valla. Turkiye ucuslari test ve surgun yeri olsa gerek!
Simdi evdeyim, detaylar zamanla... nasilsa bende bu jetlag varken yazmam uzun surmez:)
Oncelikle en buyuk hata bileti aptal united dan alarak yaparsiniz. siz lufthansa aldiginizi zannedersiniz ama sadece siz oyle zannetmektesinizdir. Sonucta aci gercegi alanda anlarsiniz. Ilk darbeyi zaten 70 lb olan bavul limitinin 50'ye indigini ogrenerek check-in de yemissinizdir. Hele de 11 saatlik yolculukta size alkolu 5 dolardan satmaya kalktiklarinda yuh artik deme hakkina sahipsinizdir. Neyse hadi gidiste kazigi yedik belki donuste yirtariz dedimdi ama maalesef. bu sefer daha da bir ilginclik yapmis danalar, guya check in yaptilar ama koltuk numaram son ana kadar belli olmadi. sonucta 5li koltugun en ortasinda geldim yol boyu.
Ikinci kabus Frankfurt'ta. Munih aktarmasi icin (niye hopbidi hopbidi ordan oraya aktardigimi sormayin uzun hikaye) kosaraktan kapiya ulastiginda ucagin overbooked oldugunu ogrenip stand by'a alinirsin. ahanda ama benim baglantili ucagim var derken sana bir supriz yaparak upgrade ederler. hayatimin ilk upgrade'i ve ucus sadece 30 dakika!!!! yani simdi bu hak midir adalet mi???? hani secret bunun neresinde???
Asil kabus munihten sonra baslar. Once 3 haftadir kosturmaca icinde gecen bir tatil sirasinda saci basi dagitmis olmanin yanisira 17 saattir yolda olmanin verdigi maymunluga ragmen Allah'in munih havaalaninda lise askinla karsilasirsin!!!! Dunya kucuk malum ama bu halde de olmaz ki kardesim!!! neyse tum bu olumsuzluga ragmen bu kez sacmalamadan mantikli bir muhabbete girersin. Sonra ucaga binilir ve bilindik kabus baslar. Viyaklayan ve tepinen bir suru cocuk!!! ben turkiyeye gelen ucaklar haricinde bu kadar cok gurultulu baska ucak gormedim. Bir noktada "yeterin leeeeyyynnn" diye bagirmak istedim ama sonra kendimi tuttum. Zavalli hostesler, onlara acidim valla. Turkiye ucuslari test ve surgun yeri olsa gerek!
Simdi evdeyim, detaylar zamanla... nasilsa bende bu jetlag varken yazmam uzun surmez:)
13 Temmuz 2007 Cuma
Viva Las Vegas
uykum geldi. sonra yazayım...
10 Temmuz yani Simay'in dogumgununde Vegas'a gidip 2 gun kalmaya karar verdik. Kisa bir arastirma sonunda NewYork NewYork otelde rezervasyon yaptirip yola ciktik. Yola cikmadan once de yol uzerindeki outlet merkezlerini belirledik. Ontario Mills, Barstow, Primm ve Vegas'ta 2 tane daha. Benim zamanimda Barstow cok buyuktu ama sonradan bozmus. Biz de en yakin olan Ontario Mills'de ilk molayi vermeye karar verdik. Mola dedimse oraya vardigimizda saat 11:30 idi ayrildigimizda 18:30!!!! Sanki hic magaza gormemis gibi bir miktar yolumuzu ve yonumuzu sasirmisiz. Arabaya kac tur yaptik emin diilim. Hatta tam ayrilirken torba torba cok cingene gibi olduk diye bir de bavul alip aldiklarimizi icine yerlestirdik:D
E 7'ye kadar alisveris yaparsan diger outletleri es gecip direk Vegas'a gidersin. Normal olarak da gece ancak 10'da varirsin. Neyse direk odaya cikip yigildik bizde.
Atraksiyon kitabini karistirirken NBA Summer League'in Vegas'da oynandigini gordum. Bizim icin dert degil de Ege cok sevinecek diyerek hemen arastirdim. Bilet kolay bulunuyormus. Ertesi gun hemen gidip maclara bilet aldik. Murat ve Ege mac izlerken biz Simay'la otel gezmeye basladik. Ama ilk otelin sonunda 'amaan bunlar da hep ayni' diyerek yonumuzu Vegas'in icindeki diger outlete cevirdik. Diyorum ya icimize alisveris canavari girmis. Orada da 3-5 parca biseyler alip bizimkilerle bulustuk. Aksam otel gezmesine devam edip sicagin da etkisiyle cok gec olmadan sizdik. Persembe yani son gun tek hedef Mirage otelindeki beyaz kaplanlardi. Onlari da Egeye gosterip donus yoluna gectik.
Donerken bizim arabanin bakim isigi yandi. Yolumuz da bayagi uzun. Doner donmez Alamo'yu aradim. Gelin degiselim dediler. Tuh, biz bu highlander'a da cok alismistik:PpP
10 Temmuz yani Simay'in dogumgununde Vegas'a gidip 2 gun kalmaya karar verdik. Kisa bir arastirma sonunda NewYork NewYork otelde rezervasyon yaptirip yola ciktik. Yola cikmadan once de yol uzerindeki outlet merkezlerini belirledik. Ontario Mills, Barstow, Primm ve Vegas'ta 2 tane daha. Benim zamanimda Barstow cok buyuktu ama sonradan bozmus. Biz de en yakin olan Ontario Mills'de ilk molayi vermeye karar verdik. Mola dedimse oraya vardigimizda saat 11:30 idi ayrildigimizda 18:30!!!! Sanki hic magaza gormemis gibi bir miktar yolumuzu ve yonumuzu sasirmisiz. Arabaya kac tur yaptik emin diilim. Hatta tam ayrilirken torba torba cok cingene gibi olduk diye bir de bavul alip aldiklarimizi icine yerlestirdik:D
E 7'ye kadar alisveris yaparsan diger outletleri es gecip direk Vegas'a gidersin. Normal olarak da gece ancak 10'da varirsin. Neyse direk odaya cikip yigildik bizde.
Atraksiyon kitabini karistirirken NBA Summer League'in Vegas'da oynandigini gordum. Bizim icin dert degil de Ege cok sevinecek diyerek hemen arastirdim. Bilet kolay bulunuyormus. Ertesi gun hemen gidip maclara bilet aldik. Murat ve Ege mac izlerken biz Simay'la otel gezmeye basladik. Ama ilk otelin sonunda 'amaan bunlar da hep ayni' diyerek yonumuzu Vegas'in icindeki diger outlete cevirdik. Diyorum ya icimize alisveris canavari girmis. Orada da 3-5 parca biseyler alip bizimkilerle bulustuk. Aksam otel gezmesine devam edip sicagin da etkisiyle cok gec olmadan sizdik. Persembe yani son gun tek hedef Mirage otelindeki beyaz kaplanlardi. Onlari da Egeye gosterip donus yoluna gectik.
Donerken bizim arabanin bakim isigi yandi. Yolumuz da bayagi uzun. Doner donmez Alamo'yu aradim. Gelin degiselim dediler. Tuh, biz bu highlander'a da cok alismistik:PpP
Özetler
Yazacak çok şey var aslında ama o kadar yorgunum ki... Şu 2 hafta tatil mi oldu maraton mu anlamış değilim. Hadi San Francisco'da ev bakıyorduk bişey anlamadık ama tatilin CDM kısmı nasıl bu kadar yorucu geçiyor anlamış değilim... Belki de anladım. Çünkü bu bir tatil değil, bir maraton!!!!
En son geçen hafta Laguna Beach sonrası yazmışım. Ondan sonraki günlerimiz aynen şu şekilde geçti. Cuma günü Disneyland. Güya Ege için gittik ama adamı bütün aletlere silah zoruyla bindirmek zorunda kaldık. Nasıl bir velettir anlamadım. Benim en favori eğlencem splash mountain oldu. Sanırım birçok insan da aynı şeyi düşünmüş olsa gerek ki içeri girdiğimizde saat 5 falan olmuştu ve ben en önde oturma cinliğini gösterdiğim için kovayla su yemiş gibi ıslandım. Aletten indiğimde resmen sudan çıkmış balık gibiydim. Öğlen binebilsek yarım saatte kururdum muhtemelen ama akşam üzeri olduğu için kurumam 2 saatimi aldı. Çok üşüdüm.
Disney'e yeni bir şey daha getirmişler. Finding Nemo. İkinci favorim de o oldu. Denizaltı'ya biniyorsun ve sen su altında giderken etrafında reef ve Nemo filminden görüntüler oluyo. Çok güzeldi. Hem parka hem de işletmesine hayran kaldım. Ama bir daha gider miyim bilmiyorum.
Cuma günü Disney yorgunluğunu cts öğlene kadar evde takılarak geçirdik. Ama programda öyle evde oturup pineklemek olmadığı için cts öğleden sonra Hollywood ve Venice Beach vardı. Bendeniz Santa Monica ile Venice'i karıştırınca akşam eğlencesi suya düşerek eve döndük.
8 Temmuz Pazar - San Diego
Pazar günü gene erken çıkmayı hedefleyip beceremedik. Kavga dövüş çıktığımızda saat gene 10.30 olmuştu. Sonra ver elini San Diego. Allahtan yol kolay da hemen gidiverdik. Önce arabayı Zoo'ya parkettik sonra şehir turu alıp önce Old Town sonra Seaport Village'da biraz gezdik. İlla ki Ghirardeli'nin SD şubesini ziyaret edip 6 sularında tekrar hayvanat bahçesine vardık. 2.5 saatte arabalı turla hayvanları gezdik. Pandalar çook şekerdi. Sarılıp uyuyasım geldi. Hatta sonra kendimizi Panda dükkanına atıp bisürü oyuncak panda aldık. Bir de koalalar. bayıldım her ikisine de.
9 Temmuz Pts
SD yorgunluğu ancak bu civarda takılınarak geçer. Pts de batı yakasının en büyük kapalı alışiveriş merkezi olan South Coast Plaza ve ardından Irvine Spectrum. Nihayet sushi hasretine nokta koyduk. Ne kadar yediğimizi ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
En son geçen hafta Laguna Beach sonrası yazmışım. Ondan sonraki günlerimiz aynen şu şekilde geçti. Cuma günü Disneyland. Güya Ege için gittik ama adamı bütün aletlere silah zoruyla bindirmek zorunda kaldık. Nasıl bir velettir anlamadım. Benim en favori eğlencem splash mountain oldu. Sanırım birçok insan da aynı şeyi düşünmüş olsa gerek ki içeri girdiğimizde saat 5 falan olmuştu ve ben en önde oturma cinliğini gösterdiğim için kovayla su yemiş gibi ıslandım. Aletten indiğimde resmen sudan çıkmış balık gibiydim. Öğlen binebilsek yarım saatte kururdum muhtemelen ama akşam üzeri olduğu için kurumam 2 saatimi aldı. Çok üşüdüm.
Disney'e yeni bir şey daha getirmişler. Finding Nemo. İkinci favorim de o oldu. Denizaltı'ya biniyorsun ve sen su altında giderken etrafında reef ve Nemo filminden görüntüler oluyo. Çok güzeldi. Hem parka hem de işletmesine hayran kaldım. Ama bir daha gider miyim bilmiyorum.
Cuma günü Disney yorgunluğunu cts öğlene kadar evde takılarak geçirdik. Ama programda öyle evde oturup pineklemek olmadığı için cts öğleden sonra Hollywood ve Venice Beach vardı. Bendeniz Santa Monica ile Venice'i karıştırınca akşam eğlencesi suya düşerek eve döndük.
8 Temmuz Pazar - San Diego
Pazar günü gene erken çıkmayı hedefleyip beceremedik. Kavga dövüş çıktığımızda saat gene 10.30 olmuştu. Sonra ver elini San Diego. Allahtan yol kolay da hemen gidiverdik. Önce arabayı Zoo'ya parkettik sonra şehir turu alıp önce Old Town sonra Seaport Village'da biraz gezdik. İlla ki Ghirardeli'nin SD şubesini ziyaret edip 6 sularında tekrar hayvanat bahçesine vardık. 2.5 saatte arabalı turla hayvanları gezdik. Pandalar çook şekerdi. Sarılıp uyuyasım geldi. Hatta sonra kendimizi Panda dükkanına atıp bisürü oyuncak panda aldık. Bir de koalalar. bayıldım her ikisine de.
9 Temmuz Pts
SD yorgunluğu ancak bu civarda takılınarak geçer. Pts de batı yakasının en büyük kapalı alışiveriş merkezi olan South Coast Plaza ve ardından Irvine Spectrum. Nihayet sushi hasretine nokta koyduk. Ne kadar yediğimizi ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
6 Temmuz 2007 Cuma
CDM Günleri - 1
Dün yolda gereğinden fazla zaman harcayınca bugün evde kalıp dinlenme ve etrafta zaman geçirme kararı vermiştik netekim de oyle yaptık. Kalkmamız saat 10'u bulunca kahvaltı da öğlene sarktı. Sonra ha şimdi ha şimdi derken saat 3 felandı evden çıktığımızda.
İlk hedef Fashion Island. Amaç yüz temizlemek için tonik almak. Sonuç 2 saat sonunda tonik yanısıra bilimum şey almak ama gezilmesi gereken mağazaların yarısından fazlasına girmiş bile olamamak. Mesela ben hala bir Barnes and Noble ziyareti yapamadım, resmen içimde kaldı. Neyse...
Murat'ın yüzme ısrarları sonucunda rotamızı Laguna Beach'e çevirdik. Yakın mesafe olduğu için 15 dakikada vardık ve kolayca da park yeri bulduk. Ege daha arabayı parkederken sahilde basket oynayan çocukları görüp atladı. Hali çok komikti. Habire kendi kendine pas, faul vs dedi durdu. Hatta etrafta takılan bir çocuk da bayağı bir seyredip eğlendi bizimkilerin haliyle. Neyse önemli olan bizim maymunun eğlenmesi ve şimdilik halinden memnun görünüyor.
Yarınki plan Disneyland. Hepimiz Ege için gidiyoruz ama Ege'nin hiç umurunda değil. Burda kalıp sahilde basket oynasa eminim daha çok mutlu olacaktır. Şaşkın velet!!!
4 Temmuz kutlaması
4 Temmuz'u yolda geçirince adamların kutlamalarından bişey anlamamıştık. Zaten herkes de tatil modunda. Saat 6:30 gibi Janet'lara geldiğimizde bbq vs hazırlanmıştı. Margaritalar eşliğinde Janet ve arkadaşları ile 3-5 muhabbet yorgunluğumuzu biraz aldı.
Saat 9 da Newport'un havai fişek gösterisi varmış. Janet hepimizi ayaklandırıp ona götürdü. Gösteriyi izlemek için yaklaşık yarım saat yürüdük ve ucu ucuna yetiştik. Ama sanırım tüm koşturmamıza değdi. 20 dakika boyunca birbirinden güzel fişekler attılar. Geometrik şekiller mi istersiniz gülen suratlar mı. Benim en çok hoşuma giden Harry Potter ve LOTR karışımı kuyruklu yıldız, uçan süpürge arası olanlardı. Birkaç tanesini peşpeşe attıklarında sanki quidditch takımı sahaya çıkmış gibiydi. Zaten en büyük nidayı da onlar aldı.
20 dakikanin sonunda hepimiz yüzümüzde kocaman gülümseme ile ayrıldık alandan. Darısı 29 ekim'e:)
Saat 9 da Newport'un havai fişek gösterisi varmış. Janet hepimizi ayaklandırıp ona götürdü. Gösteriyi izlemek için yaklaşık yarım saat yürüdük ve ucu ucuna yetiştik. Ama sanırım tüm koşturmamıza değdi. 20 dakika boyunca birbirinden güzel fişekler attılar. Geometrik şekiller mi istersiniz gülen suratlar mı. Benim en çok hoşuma giden Harry Potter ve LOTR karışımı kuyruklu yıldız, uçan süpürge arası olanlardı. Birkaç tanesini peşpeşe attıklarında sanki quidditch takımı sahaya çıkmış gibiydi. Zaten en büyük nidayı da onlar aldı.
20 dakikanin sonunda hepimiz yüzümüzde kocaman gülümseme ile ayrıldık alandan. Darısı 29 ekim'e:)
Sen misin neşeli diyarı terkeden!!!
Enişte ve yeğenin de aramıza katılmasını müteakip tatil moduna geçtik tam anlamıyla. Önce salı günü arabamızı kiraladık. Uzun yol gidicez vs ayağına kocaman bişey seçmiştik. Arabayı görünce hepimizin gözleri bayağı bir ışıldadı ne yalan diyim.
Salı arabayı aldıktan sonra o civardaki outlete doğru şöyle bir uzadık. Civar dediysem yanlış anlaşılmasın en az 1 saat yol gittik. ama devasa bir outletdi. Çok geç bir saatte gidip sadece 3-4 saat kalmış olmamıza rağmen hepimiz sırıtarak ayrıldık mekandan.
Çarşamba yolumuz çoook uzun. Janet'e söz verdim saat 6:30 daki barbekü partisine yetişicez. 8 gibi yola çıksak ama o saate nasıl toparlanırız falan diye düşünürken Ege sağolsun 6:30 gibi hortalıyınca 7:45 itibariyle yola çıkmıştık.
Gavurlar gps yapmış hocam. 700 km ötedeki adresi giriyon sana sokak sokak gideceğin yeri tarif ediyo. Tabi kullanmayı bilene. Neyse bu konuya sonra gelicez. Dedim ya yol uzun, en kestirmeden 5 nolu freeway den gidelim dedik. Amaaan ne sıkıcı bir yolmuş öyle. Kilometreler boyunca çöl çalı çırpı görmekten içimize fenalık geldi. Ama allahtan yol güzel araba rahat olunca baktık aslında beklediğimizden daha rahat ilerliyoruz. Hatta bu hızla gidersek değil 6:30 saat 2:30 gibi Janet'da olucaz. Ama onlar evde olmayacak. O zaman en mantıklı şey tabi ki civardaki başka bir outlete gitmek. Bendeniz zeki bir insan olaraktan adresleri daha önce çıkardığımdan LA'e 60-70 mil kala yeni adresi akıllı gps'e girdik. Civardaki dediysem gene yolu 1 saat felan kaydıracak bir mekan. ama olsun nasolsa zamanımız bol. Yolun çoğunu gitmişiz zaten. Yol da kaymak gibi, gider 1-2 alışveriş daha yaparız. Bu arada hem son kez mola vermek hem de bişeyler içmek icin yol kenarındaki bir dinlenme yerine girdik. Simay starbucks görünce pek mutlu olup içeri daldı. Ne alaka demeyin bu starbucks'ın bizim için sonradan büyük bir anısı oldu. Neyse kahveler içildi ve tekrar yola konulundu. Yaklaşık 1 saat sonra ve muhtemelen outlete gayet de yaklaşmışken Simay'la yer değiştirmeye karar verdik. Tam ben sürücü koltuğuna yerleşmiştim ki Simay öldürücü soruyu sordu: "benim çantam nerde?" bir an herkes birbirine baktı, arabanın her köşesi tarandı, cep telefonu birkaç kez çaldırıldı ancak sonuç değişmedi. Çanta arabada değil!!! Meğer Simay starbucksda kahve alırken çantayı Murat'a vermiş o da sandalyenin arkasına asmış. Sonra hep beraber yola çıkmışız:))) Sonuçta outlete gidip harcayacağımız zamanı son 1 saatte gittiğimiz yolu geri dönerek harcadık!!! 1 saat ve yaklasık 100 km sonra tekrar aynı durağı bulup içeri girdik. Allahtan birileri çantayı bulup görevlilere vermiş, çanta sağlam ve eksiksiz bir şekilde bize geri döndü. Biz de kaybettiğimiz zamana acıyarak eve doğru yola koyulduk. artık alışverişe felan da zaman kalmamıştı:(((
Hesaplamalarıma göre yine de eve varmamız yaklaşık 5 felan olacaktı. Hala Janet'ın evde olacağı saatten önce bir zaman birimi. Ben de aradaki 1 saati GPS'i dinlemeyip dönüşü kaçırarak tamamladım:) Hani bir insan 405'e girmesi gerektiğini bile bile nasıl olur da dana kadar girişi kaçırır!!!! İşin komik yanı yaptığım salaklığın etkisi ile sonra bisürü daha yanlış yapıp habire kafama göre yollara sapıp durdum. Zavallı alet habire gittiğim yönü anlayıp yeni yol tarif etmek durumunda kaldı. Sanırım LA - Corona Del Mar arasını bu kadar uzun ve dolambaçlı gelmeyi becerebilen başka bir şahıs daha olamamıştır.
Sonuçta ortalama 7 saatte gelecegimiz yolu 10 saatte gelerek bir rekora imza attık!!!
Salı arabayı aldıktan sonra o civardaki outlete doğru şöyle bir uzadık. Civar dediysem yanlış anlaşılmasın en az 1 saat yol gittik. ama devasa bir outletdi. Çok geç bir saatte gidip sadece 3-4 saat kalmış olmamıza rağmen hepimiz sırıtarak ayrıldık mekandan.
Çarşamba yolumuz çoook uzun. Janet'e söz verdim saat 6:30 daki barbekü partisine yetişicez. 8 gibi yola çıksak ama o saate nasıl toparlanırız falan diye düşünürken Ege sağolsun 6:30 gibi hortalıyınca 7:45 itibariyle yola çıkmıştık.
Gavurlar gps yapmış hocam. 700 km ötedeki adresi giriyon sana sokak sokak gideceğin yeri tarif ediyo. Tabi kullanmayı bilene. Neyse bu konuya sonra gelicez. Dedim ya yol uzun, en kestirmeden 5 nolu freeway den gidelim dedik. Amaaan ne sıkıcı bir yolmuş öyle. Kilometreler boyunca çöl çalı çırpı görmekten içimize fenalık geldi. Ama allahtan yol güzel araba rahat olunca baktık aslında beklediğimizden daha rahat ilerliyoruz. Hatta bu hızla gidersek değil 6:30 saat 2:30 gibi Janet'da olucaz. Ama onlar evde olmayacak. O zaman en mantıklı şey tabi ki civardaki başka bir outlete gitmek. Bendeniz zeki bir insan olaraktan adresleri daha önce çıkardığımdan LA'e 60-70 mil kala yeni adresi akıllı gps'e girdik. Civardaki dediysem gene yolu 1 saat felan kaydıracak bir mekan. ama olsun nasolsa zamanımız bol. Yolun çoğunu gitmişiz zaten. Yol da kaymak gibi, gider 1-2 alışveriş daha yaparız. Bu arada hem son kez mola vermek hem de bişeyler içmek icin yol kenarındaki bir dinlenme yerine girdik. Simay starbucks görünce pek mutlu olup içeri daldı. Ne alaka demeyin bu starbucks'ın bizim için sonradan büyük bir anısı oldu. Neyse kahveler içildi ve tekrar yola konulundu. Yaklaşık 1 saat sonra ve muhtemelen outlete gayet de yaklaşmışken Simay'la yer değiştirmeye karar verdik. Tam ben sürücü koltuğuna yerleşmiştim ki Simay öldürücü soruyu sordu: "benim çantam nerde?" bir an herkes birbirine baktı, arabanın her köşesi tarandı, cep telefonu birkaç kez çaldırıldı ancak sonuç değişmedi. Çanta arabada değil!!! Meğer Simay starbucksda kahve alırken çantayı Murat'a vermiş o da sandalyenin arkasına asmış. Sonra hep beraber yola çıkmışız:))) Sonuçta outlete gidip harcayacağımız zamanı son 1 saatte gittiğimiz yolu geri dönerek harcadık!!! 1 saat ve yaklasık 100 km sonra tekrar aynı durağı bulup içeri girdik. Allahtan birileri çantayı bulup görevlilere vermiş, çanta sağlam ve eksiksiz bir şekilde bize geri döndü. Biz de kaybettiğimiz zamana acıyarak eve doğru yola koyulduk. artık alışverişe felan da zaman kalmamıştı:(((
Hesaplamalarıma göre yine de eve varmamız yaklaşık 5 felan olacaktı. Hala Janet'ın evde olacağı saatten önce bir zaman birimi. Ben de aradaki 1 saati GPS'i dinlemeyip dönüşü kaçırarak tamamladım:) Hani bir insan 405'e girmesi gerektiğini bile bile nasıl olur da dana kadar girişi kaçırır!!!! İşin komik yanı yaptığım salaklığın etkisi ile sonra bisürü daha yanlış yapıp habire kafama göre yollara sapıp durdum. Zavallı alet habire gittiğim yönü anlayıp yeni yol tarif etmek durumunda kaldı. Sanırım LA - Corona Del Mar arasını bu kadar uzun ve dolambaçlı gelmeyi becerebilen başka bir şahıs daha olamamıştır.
Sonuçta ortalama 7 saatte gelecegimiz yolu 10 saatte gelerek bir rekora imza attık!!!
2 Temmuz 2007 Pazartesi
Neşeli diyardan neşeli haberler:)
Hello my dears:)
Bugün gayet neşeliyim. Yok yani neşeliyim yoksa tercihlerim değişmiş diil:) Gerçi sabah kalktığımızda en az Simay kadar mutsuz ve gergindim ancak aksam saat 6 sularında gidip beğendiğimiz evden sonra neşem bir yerine geldi ki sormayın. Saat 6'dan beri neredeyse şakıyorum. Şöyle ki;
Bugun sabahki kabus arayışlarımızdan sonra sabah ve öğleden sonra 2 ayrı studio gezdik ve ikisinden de neredeyse nefret ettik. Birincisi kuş kadar yere ve neredeyse hiç olmayan eşyaya 1200 $ isterken ikincisi nispeten daha geniş bir alan ama gene hic yok kadar eşyaya 1800 istedi. Moraller sıfır olmuş şekilde eve dönüp araştırmamıza devam ettik. Derken places4students denen sayfada 1-2 tane daha önce görmediğimiz ve okula çok yakın yer bulduk ama kimseye ulaşamadık. Bilimum adrese not bıraktıktan sonra evde oturarak günün geçmeyeceğine karar verip dışarı çıkmıştık ki Nelda denen teyzem aradı. Okula yakın bir yerde evinin giriş katını kiralıyormuş. Saat 6-6:30 arasında bulusma kararı alıp yola koyulduk. Kadını daha gördüğüm anda evi tutmaya karar vermiştim. Bana ne oluyorsa. Netekim evi de gördükten sonra Simay'a söz hakkı tanımadan atladım olaya:) Ev bugüne kadar gördüklerimizden daha temiz ve genişti. Üstelik okula da yakın. Ayrı bir girişi felan var. Tek odalı ev gibi bişey. Resmen Simay'a söz hakkı tanımadan ok dedim ve 1 saat içinde evi tutmuştuk. Simay'la şakıyarak eve döndük. Ev dediğim Grant'in evi. Akşam kutlaması şampanya ve şarapla yapıldı. Netekim şu anda bir nebze çakırkeyifim:)
Bu akşamdan itibaren SF ve CA'nın tadına varabilirim. Yaşasın tatil ve alışveriş:)
Bugün gayet neşeliyim. Yok yani neşeliyim yoksa tercihlerim değişmiş diil:) Gerçi sabah kalktığımızda en az Simay kadar mutsuz ve gergindim ancak aksam saat 6 sularında gidip beğendiğimiz evden sonra neşem bir yerine geldi ki sormayın. Saat 6'dan beri neredeyse şakıyorum. Şöyle ki;
Bugun sabahki kabus arayışlarımızdan sonra sabah ve öğleden sonra 2 ayrı studio gezdik ve ikisinden de neredeyse nefret ettik. Birincisi kuş kadar yere ve neredeyse hiç olmayan eşyaya 1200 $ isterken ikincisi nispeten daha geniş bir alan ama gene hic yok kadar eşyaya 1800 istedi. Moraller sıfır olmuş şekilde eve dönüp araştırmamıza devam ettik. Derken places4students denen sayfada 1-2 tane daha önce görmediğimiz ve okula çok yakın yer bulduk ama kimseye ulaşamadık. Bilimum adrese not bıraktıktan sonra evde oturarak günün geçmeyeceğine karar verip dışarı çıkmıştık ki Nelda denen teyzem aradı. Okula yakın bir yerde evinin giriş katını kiralıyormuş. Saat 6-6:30 arasında bulusma kararı alıp yola koyulduk. Kadını daha gördüğüm anda evi tutmaya karar vermiştim. Bana ne oluyorsa. Netekim evi de gördükten sonra Simay'a söz hakkı tanımadan atladım olaya:) Ev bugüne kadar gördüklerimizden daha temiz ve genişti. Üstelik okula da yakın. Ayrı bir girişi felan var. Tek odalı ev gibi bişey. Resmen Simay'a söz hakkı tanımadan ok dedim ve 1 saat içinde evi tutmuştuk. Simay'la şakıyarak eve döndük. Ev dediğim Grant'in evi. Akşam kutlaması şampanya ve şarapla yapıldı. Netekim şu anda bir nebze çakırkeyifim:)
Bu akşamdan itibaren SF ve CA'nın tadına varabilirim. Yaşasın tatil ve alışveriş:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)