Sayfalar

27 Aralık 2008 Cumartesi

1 sene...

1 senede neler değişir insan hayatında... neler olur biter...
bebek doğar mesela, ana rahmine düştükten sonra, 3 aylık bile olur...
dogmus bebek yürümeye başlar,
öğrenciler sınıf atlar
mevsimler değişir, kış biter, sonra yaz gelir, sonra yine kış...
insanlar 1 yaş daha yaşlanır, saçlarındaki beyazlar artar...
askerler eve döner...
ama özlem
özlem işte hiç bitmez...
ankarayı sallayan o minik deprem nasıl da köklerimden kopardı beni...
1 yıl oldu babacım sen bizi bırakıp gideli...
1 koca yıl
1 koca yıl dolusu hergün özledim seni, hergün bir öncekinden daha çok. hergün gözümü her kapadığımda yana düşmüş yüzün geldi gözlerimin önüne. hergün uyanman için çığlıklar attım ama sen beni hiç duyamadın...
bazen bir damla yaş süzüldü gözümden, bazen sel oldu hıçkırıklarla aktı yüzümden...
kimbilir kaç defa seni aramak için telefona gitti elim. hala silmedim telefonunu rehberimden, silemedim, silemem...
kaç kere öfkelendim sana çekip gittin diye, isyankarlık ettim, senin ne günahın vardı ki gidişinde...
terkettim yaşadığımız şehri bir faydası olur diye, kendimi kandırırım dedim, ölmedi de uzakta diye, gittiğim yerde sensizlik daha bir koydu babacım. her adımımda eksikliğini daha bir hissettim. daha bir korktum hayattan, gelecekten.
sen benim hayata karşı tek güvencemmişsin meğer. sen gidince anladım bunu.. daha bir korkar oldum hayattan, yalnızlıktan, yaşlanmaktan... yok korkum ölümden değil asla. şimdi bile açıp kollarımı gelebilirim yanına. korkum sensizlikten yana...
ne çok özledim bilsen o kocaman kucağını. hayalimde hala kosarak gıdından öpüyorum, sarılıyorsun da bana, tıptıplıyorsun sırtımı... yumuşacık, çekingen, şefkatli... sıcaklığını hissedemiyorum ama babacım, hayalim hep donuk kalıyor, yarım kalıyor bir yanım...
hatırlamaya korkuyorum babacım o son geceyi... göremedim ya kayıp gidişini, affedemiyorum kendimi... konduramadım ya sana ölümü... inkarımın cezasını çekiyorum şimdi. benimki değil ki ceza, asıl sen çektin benim yetersizliğimin cezasını...
tek tesellim var babacım, o da seni ne kadar sevdiğimi biliyor olman. ama sevgi değildi seni kurtaracak olan... yetmedi işte boş sevgim, kurtaramadım ben babacım seni. affet beni:(

8 yorum:

mert dedi ki...

beni cok üzdün:(

mert dedi ki...

uzun uzun birşeyler yazdım ama sonra sildim. hepsi cok aptal geldi cünkü. ve ben sadece cok üzgün oldugumu söyleyebiliyorum.

papilo dedi ki...

askim benim, guzel ruhlu ozel insan...

ne mutlu ki babacigina senin gibi bir kizi var, ne mutlu ki sana, ona senin gibi bir evlat oldun, sen bunlari dusuneceksin Selenim ...

bazi insanlar vardir yasarken oludur, bazilari da gitmis olsa da yasar... babacigin da gittigi halde seninle birlikte, diger sevdikleri ile birlikte yasayanlardan.. aranizda sadece bir perde var su anda, sen boyle dusun, o seni her an duyuyor, yaninda hissediyor, sadece biz canlilar icin bir perde o... senin sevgin de babaciginin yaninda, sicakligin da...

yaz ama yine... seninle aglayalim okurken yazdiklarini... bosalsin icimizdekiler, birikenler...

seviyorum seni... keske baska birsey gelse elimden...

Anonymous dedi ki...

Aptal Selena aptal... ağlattın beni... Üstelik bu kez söylecek hiç komik bir şey bulamıyorum. Üstelik bu sefer yanında bile değilim :(

Sen gözünü kırpmasaydın ne değişecekti o gece. Hangimiz hükmedebiliyor hayata, sen kimsin ki ölüme hükmedecektin. Kabulleneceksin, bekliyorum

Seni seviyorum... benim de elimden sadece bu geliyor.

SUP

Selena dedi ki...

özür dilerim. kimseyi üzmek değildi niyetim. yazmaya başlayınca sele karıştı düşüncelerim. yayınlamayacaktım aslında ama kendime saklamayı da kendime yediremedim.
ben de sizleri seviyorum:) iyi ki varsınız ve eğer ayakta duruyorsam sizlerin sevgisi sayesinde oluyor, onun için bana verdiğiniz gücü küçümsemeyin:)

mert dedi ki...

bazen ölüm fikri hoşuma gidiyor ve iyi ki var diyorum. sevdiklerimin hatta şimdi duvarda gezen şu sersem karınca için dahi ölümü dilemem ama kendi adıma bütün bu mücadelenin sonsuza kadar sürmesine dayanabilecegimi sanmıyorum. her ölüm geride kalan icin erken, ama giden icin belki de artık vakti zamanı...bazen sevdiğim insanların gitmesine dayanmak o kadar zor geliyorki, herkesten önce sıvışmak istiyorum. sanırım ciddi biçimde bencilim:)
üzülme, hayatın kendisi bundan ibaret. şunu unutma bu öyle bir dertki bugün sana, yarın bana, diger gün öbürüne... bundan kacış yok, yüzleşmemek yok. hepimizin ortak derdi bu.
üzme beni tamam mı?

Anonymous dedi ki...

Selen Kalfa'ya tum sevgimle...
Uzaklardan bir Kil


FOR EVERYBODY

I cannot suddenly tell you
all the things I should tell you-
pardon me, friend, you'll understand
that though you do not hear a word
I never burst into tears or dozed off,
but I am with you without ever seeing you,
time out of mind, till the end.

Many wonder, I know-
What is Pablo up to? I am here.
If you look for me in the street
you'll find me there tuning
my fiddle, ready to sing
and to die.

No one need question that
-least of all, yourself and others:
Sharpen your ears, and you will
hear me, coming and going
and lingering out in the rain.
And you know I will be leaving.

If the message has not come through-
never doubt that the man who is gone is myself.
No silence was ever interminable.
When the moment comes, wait for me; let
everyone know I have gone
out in the street, with my fiddle.

Pablo Neruda

Selim Karakaya dedi ki...

Selenim,

affedilecek bi tarafın yok...

klişe cümlelerin hayatın içine tam da oturduğu yerler olurmuş hakikaten:
baban senin gibi bir kızı olduğu için çok çok şanslı, ve emin ol bunun farkında.. ("idi" takısı kullanmıyorum.)

biz de senin gibi bir arkadaşımız, bir dostumuz olduğu için çok şanslıyız aslında.
seni seven çok insan var, bunu aklından çıkartma..
bak misal, ben şimdi saymaya çalıştım, benimle beraber 2 tane buldum!...:)
Az olmasının sebebi hala benim dışımda sadece bir tek arkadaşını tanımamdır!! Düğününde kimin yanında oturacaksam hala düşünüyorum:)