Bir pinekliğim üzerimde ki sormayın. Cuma akşamı eve giderken kendimi pestil gibi hissediyordum. Netekim ablamlara gidip gitmeme konusunda bile tereddütlüyken bir arkadaşın çağrısına kulak verip Divan'a kaydım. Ancak pek boş pek durgundu. Sonra farkettik ki aslında ramazan gelmiş. Kendisi bu sene bana uğramadığı için farkına varamamışım varlığının. Herneyse, zaten ikimiz de yorgunuz, geceyi uzatmadan 11 gibi bitirdik. Sonra pinek modunda devam.
Cts farklı bir durum yoktu. Öğlen ablamlara uzadım. Güya havuza gircem. Ama aynı pineklikle kendimi ıslatmam 5'i buldu. e hava da o saate soğumuştu ama iyi geldi. Akşam programını gündüzden iptal etmemiş olsam hoplaya zıplaya gidebilirdim. Onun yerine serildim bir koltuğa..
Pazar hiç farklı değildi. Öğlene kadar uyu, düşe kalka kahvaltı... Bu sefer polonezköye gidip bir keşif gezisi yapalım dedik. Doğa gerçekten çok güzel, yemyeşil. Hele 1-2 havuz var tam yeşillerin arasında tepelik bir yerde... yani yüzmemek elde değil. Ama biraz tuzlu bir yer... oturduğumuz cafe de ödediğimiz hesaba oha diyerek kalktık. Hani hakeden lüks bisey olsa tamam da uyduruk bir kek ve dondurma...
Ardından caddede ufak bir gezi ve yine evde pinek modu.
Bu sabah arabamı tamire bıraktım. Yarına alırım diye umuyorum. Bakalım kaç kuruş sıkışmış kaporta ve motora:(
0 yorum:
Yorum Gönder