Sayfalar

2 Kasım 2009 Pazartesi

Kış kapıdan bakarken

Sesim çıkmayalı beri süper bir 5 gün geçirdim aslında. Hatta belki daha da fazla. Evden misafir/arkadaşım eksik olmayınca neşeme de diyecek yoktu:)
Önce dönüş yolunda Dilek ve Bora uğradı Salı günü. Onlar yolcu, bir gece kalıp gittiler. Sonra 29 ekim tatilinden istifade Burak geldi çarşamba, ve son dakika sürprizi ile Özlem-Saltuk-Kaan üçlüsü. Önce birbirlerinden çekinirler mi diye tedirgin oldum ama tanışık ve uyumlu oldukları için onları bilmem ama ben çok mutluydum.
arkadaş ziyaretinin farklı bir tadını yaşadım bu kez. Burak'ı aldıktan sonra markete sürükledim. Ne pişirsek planları ile alışveriş yaptık. Sonra eve gidip onları yerleştirip yemek pişirdik. En son ne zaman yemek yapmıştım hatırlamıyorum ama evde birileri olunca çok keyifli oluyormuş. Biz yemeği bitirdik, Özlemler geldi. Kaan veledi nasıl şeker, resmen içim gitti. Adam demo bebek: sakin, güzel, güleryüzlü. Hastalıktan yeni kalktığım için sevemedim oğlanı içimde kaldı ama bende bebek doğurma isteği uyandırmadı desem yalan olur.
Özlem ve saltuk'u ve dolayısıyla Kaan'ı bayram sabahı yolcu ettik. Akşama havai fişek gösterisi için sözleşip ben gözyaşları içinde işe uzarken Burak da tarihi yarımada gezmeye gitti. Akşam 6 gibi buluşup Üsküdar'a gittik. Havai fişekler beklediğim kadar güzeldi. 15 dakika boyunca bombaladılar gökyüzünü. Hele yukarıda ay ve yıldız görünce herkesden bir "oooo" sesi yükseldi. Çocuklar gibi mutlu, koca bir gülümseme ile seyrettim 15 dakika boyunca.
Akşam üsküdarda atıştırmıştık ama nohut pişirmeyi planladığımız için eve gelince kolları sıvadık. Yemek yapmak kolaymış aslında, hemen pişiverdi.
Cuma benim için mesai günü, ben işe giderken Burak gene kendi gezdi. Bu arada hava soğudukça soğuyor. Bir yandan yağmur ve rüzgar, titreyerek dolanıyorum etrafta.
Mesai bitimi eve döndüğümde Burak pilavı yapmış bile... ooo ziyafet diyerek yumulduk direk:) ayılıp bayıldığımız yemek de nohut. gülmeyin ben gerçekten çok severim:) Bu arada ben nohutu burak pilavı fazla pişirmiş. aslında gayet vasat durumdalar. ama körler sağırlar birbirini ağırlar modunda mmm mmmm diyerek yedik ikimiz de:))) Yemekten kendimize gelince 9 gibi caddeye gittik ama hava hala soğuk. Bir de şemsiye unutunca hzılanan yağmur panik etti biraz. neyse montları siper kapağı attık bir bara. Baktım balkon kapalı ve sigara içenler var. Hemen cazladım garsonlara:) Burak garibim benim bu tutumumdan muzdarip ama ses edemiyor. Dedim sen susarsan ben susarsam nasıl çıkıcaz karanlıklardan:)
Cumartesi gök delinmişti. Burak'ı evde bırakıp derse gittim. Benden başka sadece 3 öğrenci vardı, özel ders gibi soru çözdük bol bol. Ben sevmeye başladım bu işi. Açılardan sonra tam sayılar geldi şimdi de, düşe kalka gidiyoruz bakalım.
Ders sonrası eve geldim, yemek faslından sonra evden çıkmamız gene 7 filan oldu. Çılgın bir dolmuş şöförüne denk gelerekten o trafikte yaklaşık 35-40 dakikada taksime vardık. Soğuğa rağmen biraz beyoğlu turu atıp çiçek pasajında konakladık. rakı-meze-muhabbet ardından bir de nevizade de bira molası. Gittiğimiz yerde içenler vardı, ben gene sigara konusunda marıza çıkardım:))
Pazar dönüş günü. ama çocuk dönecek ya, yağmur kesildi!!! otobüsü 2de. servis 1 de. dedim ooo çok zaman, yeri bulursan ben seni bırakırım. daha önce kamil koç'a hiç gitmemiştim. Burak da bulurum dedi. Biz çıktık yola. Şuralarda bir yerlerde olması lazım dedi ama dolanıp durduk. Tabi ben direk gerildim. Klavuzu karga olanın... neyse yeri bulduk sonunda ama bende surat çarşamba pazarı. Bazen diyorum iyi katlanıyorlar bana:))) Zaten kamil koç'u da hiç sevmem. Yerleri mahşer alanı gibi. İnen binen belli değil, otobüsler hınca hınç. 5 dakikada bir biyerler bişey kalkıyor. Allahım dedim, varandan şaşan şaşı olsun. Burak'ın da burnundan getirdim, ne var bu salak şirketle niye giidyorsun vs:))) Yolda gerildim ya, herşey batıyor. Neyse 15 dakika rötarla da olsa otobüsü geldi de dırdırımdan kurtuldu çocukcağız.
Misafir gelip de gidince çok bozuluyorum. Güzel vakit geçirip de sonra tek başına eve girmek sinir bişey. Ben de o yüzden önce dans pratiğine gittim. 2 saat orda oyalanıp eve öyle döndüm. sonra? tv başında pinekleme...
Bu arada hava çok soğudu. Sonbaharı es geçip kışa geldik resmen!

6 yorum:

mert dedi ki...

şu sigara free yerleri söylesen de bizde muzdarip olmasak:)) biz neden bulamıyoruz öyle yerler. adını ver adını:) mekan deyip geciştirmeee

Selena dedi ki...

hahahhahah yemezleeeer... kanunu hiçe sayanlara çanak tutmayacağım. hatta şikayet etmeyi bile düşünüyorum. benden süper dedektif olur:DDD

Selim Karakaya dedi ki...

kıskanmak kavramını hasıraltı etmek için mevzuyu değiştiriyorum:
"felan" diye birşey yok demiştik!!! ille de olacaksa "filan" olsun:)

Selena dedi ki...

gene mi felan yazmışım:)))) ne var yaa alla alla, kadı kızında da olur o kadar kusur:P

Selena dedi ki...

yani hepi topu 1 adet felan için beni kırdığına değer miydi:( ühühüüh!!!

bi de kıskanma, gel, sana da kısır yapıcam:D

Selim Karakaya dedi ki...

haftaya geliyorum, kısır da olur, havuç tatlısı da olur, hepsinden vazgeçip kaşarlı tost bile olur! maksat muhabbet olsun di mi:)
nasıl yani, öyle değil mi!