Sayfalar

29 Kasım 2010 Pazartesi

Bir ankara klasiği

Haftasonu Ankara'daydım. Güya haftasonu tatil, ben de dinlenicem ve arkadaşlarımı görücem. Hepsi yalan. ne doğru düzgün bir plan yapmışım giderken, ne organize olmuşum. yine ordan oraya koşturup, görmek istediklerimin bir kısmını göremeyip ve çoook yorulup döndüm eve.
ne mi yaptım? Önce Serkan'a gidip yeninden kumral oldum. Bu kızıl saçın bakımı çok zor anacım. hemen 2 haftada akıp bakır oluyor.  3 haftada bir boyatmak gerekiyor. sonuç hem daha maliyetli hem de saçıma zarar veriyor. sonuç olarak ben yine çikolata kahve.
Kuaför sonrası quick china tavafı. nefis yemeklerle midemi doldurup ardından kahve ritüelleri. akşama las chicas'da atıştırmalık. eve geliş 11, zıbarıp yatış 12.
pazar koğuş kalk 9.30, kahvaltı 10.30. ardından yine kahve ve kabe ziyareti. ardından kabristan ve bu sefer ki yemek noktası recep usta. bu sefer değişiklik yapıp kaburga dolma değil ali nazik ziyafeti. ardından istanbula dönüş. eve varış? sanırım 11 suları...
yorgunluk diz boyu. 
and içtim bu cts evden çıkmayıp bir o yana devrilicem bir bu yana:)))

0 yorum: