Bu sabah güya kendimce erken kalktım. Hedef kuaföre gitmek. Hemen hazırlanıp 8.35 gibi aşağıya indim. 2 alternatif var. İlki evin 200 mt ötesindeki yer, ikincisi teee Hoşdere üzerindeki şubeleri (Serkan). Nicedir Serkan'a gitmemiştim diyerek benzin ışığım yanalı 25 km de olmasına rağmen uzak olanı seçip arabaya atladım. Tabi oraya gitmem de aldı bir 7-8 dakika. İçeri bi girdim, bissürü müşteri var. Elemanlara baktım yarısı yok:( Du bi bakalım diyerek oturdum biyere, elime de gazete aldım, okumaya başladım. Sonra baktım benim müşteriden saymadıklarım da sıra bekliyormuş. Saat de 9 olmuş, ohooo benim daha sırama çok var, ben iyisimi gideyim dedim. Bir yandan da lan Tolga simdiye fönümü yarılamıştı diye düşünüyorum. Neyse çıktım kuaförden mutsuz, sonra bir de Atatürk bulvarı yerine Çetin Emeç'ten gelme gafletinde bulundum. O da tıkalı çıktı mı!
Sonuç olarak çektiremediğim bir fön için olmayan benzinimle Ankara sokaklarında turladığım yetmezmiş gibi işe de yarım saat geç geldim.
Bedeviyim ben bedevi... Ya da Murphy'nin önde gideni...
2 yorum:
Bu blogda hiçbirşey yememişsin ama... Olmamış...
:))))
sen beni güldürdün Allah'da seni güldürsün emi:)
Sonra ben sana da tattırcam yediklerimi, anlarsın o zaman. hıh!
Yorum Gönder