İş yerindeki kabus devam ediyor. Dün yine günü bilimum toplantılara girerek geçirdim ve sürpriz olmadığı üzere yine bilimum iş bitarafımda patladı. Artık gülerek tepki göstermeye başladım. Battı balık yan gider onu da yapalım ağalar beyler şeklinde eğleniyorum ben de.
Neyse, akşam yine yapmamız gereken bir çalışma endüstri mühendisleri olarak Hülya ve bana patlayınca oturup 3-5 parça bişey hazırladık ancak Hülya garibim de kaç gündür mesaiye kaldığı için 18:30 sularında iş yerinden kaçara uzaklaştık. Fırsat bu fırsat diyerek Burak'ı aradım. Adam kaç gündür yoktu zaten, özlemişim nasıl. Buluşup Tunalı'daki D&R'ın tepesindeki Gloria Jeans'e gittik. Oranın manzarasını seviyorum. Burak güneşin batışı diye tutturduysa da batışa yetişemedik malesef. Oturup bir müddet muhabbet ettik, araları doldurduk derken orası baymaya başlayınca çıkıp biraz Tunalı'da yürüdük. Bu kez de Cafe des Cafes de oturup çay içtik sonra da yaşlı insanlar olduğumuza karar verip eve yolladık.
Eve ulaştığımda TR-Çek Cumhuriyeti basket maçı ikinci yarısı olmuştu. Nihayet bir maçı kazanma yolundaydık. Yarı uyur yarı uyanık şekilde sonucu takip ettim (adamlar hala kabus, farkı 11-12 sayıya çıkarıp sonra 6 sayıya indirmeye izin veriyorlar!!! Nerde o geçen seneki takım!) Maçı aldık da ben de rahat bir şekilde uyudum.
Şimdi gene iş. Bakalım bugün hangi işlere gebe...
0 yorum:
Yorum Gönder