Sayfalar

4 Ağustos 2008 Pazartesi

Dünyaları yedik beah!

İkinci mamma mia programının iptal olması üzerine Bilge'yle felekten bir gece çalalım dedik. Nereye gitsek, orası burası derken kendimizi Tunalı'daki Balıkçıköy'de bulduk. Kendimizi orda bulduk da mantığımızı ve irademizi dışarda bırakmış olacağız ki patlıcan ve börülce yanısıra ne kadar deniz böcüğü varsa değişik kombinasyonlarda ısmarladık. Garsonun inanılmaz gözlerle bize bakmasına pek aldırış etmeden yumulduk mezelere. Üzerine bir de balık yiyince patlama noktasına vardık. Balığın son lokmalarını yerken ben bile zorlandım. Yemekten nasıl kalktığımızı bilemedik. Tunalıda 1-2 tur ve bilimum kahve bile banamısın demedi. Saatler geçmesine rağmen midem hala dolu ve nefes almakta zorluk çekiyorum. Mok vardı sanki...
Bu arada eve geldiğimde beni acı bir sürpriz bekliyordu. Kamile Hanım yemeği ocakta bırakıp gitmiş. Artık kaç saattir yanıyorduysa eve girdiğimde yanık kokusu beni karşıladı. İçindeki bir yana tencere kapağı ile bütünleşme moduna geçmişti. Ama tencerenin kapağını açmam sanırım en büyük hatamdı. Ortalık birden daha beter is ve yanık kokusu doldu. Evdeki yanık kokusu ne kadar sürede geçer bilmiyorum ama çok nahoş bir durum olduğunu itiraf etmem lazım:( Umarım bu kokuda uyuyabilirim:(

4 yorum:

Anonymous dedi ki...

maşallah silip süpürmüşsünüz :):)

İmza:SUY

Anonymous dedi ki...

oh, çalın bakalım felekten geceleri.. yokluğumu fırsat bildiniz di miii..

İmza:SUY-öteki

Anonymous dedi ki...

eyvah basıldık :)

Sen de gelince bi daa gideriz zaten indirimde yaparlar artık :)

İmza: SUY(the first)

papilo dedi ki...

sen evdeki yemegi birak, bocuk ye, boyle olur iste, ahh atkins ahhh!