Sayfalar

1 Kasım 2008 Cumartesi

Ne gündü!

Ankara'daki maraton sabah 10 gibi başladı. Önce paketlenme için gereken zırzavatları alıp dişçiye gittim. Yok dişçiyi paketlemeyecektim ama yol üstündeydi. Dişçiden sonra uçarak Bilge'yi alıp babamın evine. saat 1:30'a kadar ordaki ayıklama ve istifleme işlerini neredeyse bitirdik. Uçarak Kafes'e gidip hayalini kurduğum tulum peynirli salatayı yedikten sonra soluğu tekrar dişçide aldım. Diş işimi hallettikten sonra evin anahtarlarını çoğalttım. Sonra içim rahat etmediği için akılsız başımın cezasını ayaklarım çekti ve taa konutkente anahtarları denemeye gittim. çalışıyormuş:) Sonra Özge'yle bilkentte buluşup kahve içtim. Ardından kuzenlere uğrayıp yaptırdığım anahtarları verdim. Biraz muhabbetten sonra 20.30 gibi eve geldim. Bu sefer burdaki ayıklama işlerina başladım. 2 saat dolmadan pes ettim. Kalanı yarına...
Yorgunum, hapşırıyorum ve taşınmaktan nefret ediyorum:(((

3 yorum:

mert dedi ki...

hay allah ya:( korkarım bu yorgunluk+hastalık derken bünyeni cok zorluyorsun. ankarada abi abla gibi biri de yok muydu sana yardım edecek:( üzüldüm şimdi.

Selena dedi ki...

abla antalyada, kongrede. kendi yağımla kavruluyorum. bir başka hayat tecrübesi daha:)

mert dedi ki...

hep öyle denk gelir zaten. hayat neden böyle anlamadım