Haftasonu aynen tahmin ettiğim gibi süper yoğun ve zevkli geçti. Cuma akşamı gece 1'e kadar muhabbetin arkasından nerdeyse sızdım. Sabah kahvaltı sonrasında karşıya geçip turistik gezimizi yapmaya başladık. Ben bu yaşa kadar hiçbirini görmemiş olmanın utancı ile düştüm yola:) Güne geç başladığımız için ancak ayasofya ve yerebatanı gezebildik. Tam topkapının kapısına geldiğimizde saat 16:05 olmuştu ve 5 dakika ile girişi kaçırdığımızı öğreninc kös kös taksime yollandık. Hava erken karardığı için saat geç olmuş gibi gelmişti ama o saatte yapılacak bişey de olmadığından bari 1-2 saat oyalanmak için sinemaya gidelim dedik. Nedir şudur budur derken Ferzan Özpetek'in mükemmel bir gün isimli filmine girdik. Allahım o ne kabus bir filmdi öyle. İlk yarıda hepimiz oldukça gerilmiştik ama film bittiğinde lanet okuyarak çıktık sinemadan. Afişinden mutlu bir film edası yayılan film son derece sinir bozucu çıktı.
Filmden bi çıktık ki bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Kendimizi çiçek pasajına zor attık. Acıkmışlığın da etkisiyle meze ve rakı olayına dalmışız ufaktan. Benim zaten mezelerden gözüm döner asla ana yemeğe geçemem, gene öyle oldu. Ufak çaplı demlendikten sonra ordan kalkıp hayal kahvesine gittik. Saat 2 sularında Burak yan çizene kadar hoplayıp zıpladık. Bize kalsa daha çok hoplardık ama yaşlı kemikleri yorulan arkadaşlar sebebiyle tıpış tıpış eve döndük.
Bugün hava süperdi. Kahvaltı sonrası fenerbahçe pakında dolanıp çay bahçesinde güneşlendik bir süre. Sonra güneş kaçınca donmadan biz de kaçtık ordan. Biraz da civarda dolanıp Bağdat'a göründük. Sonra geri dönüş vakti geldiğinden bana da eve dönmek kaldı.
Bu arada arabam da geldiği için ilk istanbul siftahımı kısa mesafe de olsa yaptım. Artık daha mobilim:)))
0 yorum:
Yorum Gönder