Geçen haftanın kabusu güzel bitti. Ertesi gün adamlar arayıp hem de en üst düzeyden randevu verdiler. Benim moral yükseldi. Cuma günü de o toplantı senin bu toplantı benim gezip durduk. sabah 7'de çıktım evden, akşam 7de girdim içeri.
Cumartesi Burak ve Derya burdaydı. Yapıştım peşlerine. önce pera müzesine gittik. frida ile diego'nun sergisine. 5. kattan başladık. en üst 2 kat çarlık rusyasına ait tablolar. ben sanattan anlayan bir insan olmadığım için bakıp 10 dakikada gezebilecekken müzeyi resime ilgili insanlarla dolaşınca resim başına 5-10 dakika harcadık. 3. kattaki fridaya ulaştığımızda ben baygınlık geçirmek üzereydim. zaten kendilerine de söyledim. başka hiçbir güç beni getiremezdi diye. sonra fridaları da gezdik, bir alt katta osman hamdi beyin kaplumbağa terbiyecisi ile selamlaştık ve çıktık.
Sonra bir kahve molası ardından acıkaraktan Sur Ocakbaşı... Sonumuz olan durak burası oldu. kendimizden geçerek yediğimiz yemeğin ardından hazmetmek için çok çaba harcadık. Üzerine sıcak şarap ve çay içtik. akşam 9 sularında çökmüş şekilde dağıldık.
Pazar benim kayak günümdü. Sabah 4'de kalkıp yola çıktım gene. kartalkaya 4 saat. gittik, hava çok soğuk, hafif sis var. biz piste çıktıktan sonra sis dağılır gibi yaptı ama kar yağıyor inceden. hava kötü diye çok az insan gelmiş, o bakımdan kalabalık değil süper ama sis ve kardan göz gözü görmüyor. son turumda resmen chocolate'tan gelen müzik sesini takip ederek yön buldum.
bu haftanın başarısı çok dik bir tepeyle başlayan bir parkura girmem oldu. düştüm tabiki ama olsun. bir ilerleme sonuç olarak. bir de yağan karın etkisiyle pist bolkar moduna geçtiğinden bolcana düştüm. hele bir tanesinde öyle bir hızlandım ki sonunda kontrolümü kaybedip takla attım. allahtan bir tarafım kırılmadı/kanamadı. gene de keyifli şey kaymak.
şu anda? boynum tutuk, nerdeyse tüm kol kaslarım ağrıyor ve kendimi çok yorgun hissediyorum. ama yine de mutluyum sanki:))))