Sayfalar

14 Haziran 2010 Pazartesi

Sahilde piknik

Cts gecesi benim midem hala düzelmediği için her aldığım içkiden bir yudum içip bırakmak durumunda kaldım. Rakı hiç bu kadar acı gelmemişti, bira bile zevksizdi, o derece. Öyle olunca da bütün içkileri Burak içti, ben cin cin etrafı izledim. 2'ye doğru dönüş yoluna geçtik ama ben otoparktan çıkarken nasıl bir halt ettiysem yönümü yolumu şaşırdım, kendimi hiç bilmediğim (sonra dolapdere olduğunu öğrendiğim) abidik gubidik yerlerde cevreyolu oklarını takip ederken buldum. Sonuç? evet çevreyoluna ulaştım ama trafiğin tee en son ucu olan Mecidiyeköy'den!!! köprü ayağından pıt diye çıkabilecekken kalabalığın en sonundan girdim köprüye. Allahım resmen milim milim ilerliyoruz. Burak yanda sızmış, bir yandan araba kullanıp diğer yandan onun komik fotograflarını çekebiliyorum yani o derece... Neyse sonucta 50 dakika falan sonra köprüye ulaştık. Ama köprü bile kalabalık. salak KGS liler öyle bir yığılmış kı aralarından OGS şeridi açıp gitmek imkansız. Bir şekilde kaçıvermeyi başardım da sonrasında 10 dakikada geldim eve.
akşam o kadar içince - Burak yani - pazar sabahı sersem modunda kalktık. İkimizde de nasıl bir uyuşukluk. Önce evde bir kahvaltı yaptık, pinek yapmak istiyoruz ama evde değil. Yürü dedim, sahile iniyoruz. aldık battaniyemizi, dergi kitap vs, attık çantamıza, atladık arabaya doğru caddebostana. indik orda sahile ki duyan gelmiş. bulduk bir ağaç gölgesi, serdik battaniyemizi, serildik. Güvenç'e de haber verdim, 1 saate o da geldi. aksam 6ya kadar mayıştık durduk. denizden gelen hafif esinti, arada migrosdan alınan kuruyemiş ve içecekler eşliğinde resmen piknik yaptık. tabi ilk deneyim olduğu için eksikleri not etmekle geçti bir süre. bir sonrakine termosda çay, tavla, kağıt bardak vs... olayı abarttık z.yağlı dolma, kuruköfte vs:PpP
akşam 6 gibi mecburen kalktığımızda ne burak ne ben konsere gitmek için en ufak bir heyecan duymuyorduk. hani bilet olmasa geceye orda devam etmek çok mümkündü:)))

0 yorum: