Sayfalar

8 Nisan 2010 Perşembe

Hey gidi günler...

Az önce iş arası Facebook kaçamağı yaparken "people you may know" köşesinde en eski ve ilk erkek arkadaşım çıktı karşıma. yegane ciddi ilişkimdi diyebilirim. Ondan sonrası hep fasafiso oldu. Tabi insan merak ediyor, resimlerine baktım ben de. Saçları biraz daha dökülmüş, kırlaşmış. Çok tatlı bir kızı olmuş:) Biran ekleme talebi göndermeye niyetlendim, sonra garip olur mu diye durakladım. gerçi nolacak da... yine de durdum ve düşündüm ki muhtemelen ben de onun listesinde çıkmışımdır, o da beni eklemediğine göre... yoksa eklesem mi?
Hemen anılar canlanıyor insanın gözünde. Çok sevmiştim ben aslında onu, o da beni çok seviyordu sanırım. aslında çok da eğleniyorduk birlikteyken ama yanlış olan bişeyler vardı. Anarşist ruhlu bir insandı. Hayran olduğum yönleri vardı. Ondan çok şey öğrendim aslında ama bir o kadar da yaraladı beni. Toyluk tabi, bazı konularda sorgulamadan toplum düşüncesini kabullendiğim veya kendi tavrımı oluşturmadığım bir konu olduğu zamanlar oluyordu. Bir seferinde "sen boşlukta yer kaplamıyorsun" demişti bana. Nasıl dokunmuşsa asla unutamamışım sanırım. Düşündüklerinde haklı olduğu konular olsa da aktarış biçmi yanlıştı ve zamanla aramızdaki şeyleri eritti, bana saygısı olmadığına inanmaya başlamıştım. Belki de bahane arıyordum bilmiyorum. Ama işte koptuk birbirimizden.
Sonra düğün günü bir gece klübünde karşılaştık, çok komikti halim:) düğünden sonra eğlenmeye gelmişler, ben çıkarken onlar giriyordu. Ayaküstü tebrik ettim ve içerisi çok kalabalık gibi bişeyler gevelediğimi hatırlıyorum. E insan birden eski sevgilisini damatlıklar içinde ve yanında geliniyle görünce - ve hele de gelini de tanıyorsan - salaklıyor ister istemez:)
Daha komik yanı, ortak arkadaşlarımızın ondan bahsederken çekinmeleri veya hala görüştüklerini vs belli etmek istememeleri oluyor. Gerçi ortak arkadaşlarımızdan ben çok koptum ama gene de komiğime gidiyor:)
hey gidi günler...

0 yorum: