Sayfalar

6 Eylül 2010 Pazartesi

Allah sevdiği kuluna...

Sanırım yukarıdan bir ses bana "gerizekalı, ben aslında seni seviyorum ama sen bunu ısrarla görmüyorsun" diye bağırıyor, da ben ısrarla duymuyorum ya da duymazdan geliyorum:))))
Dün akşam Ege ile basket maçına gittik Sinan Erdem spor salonunda. Hafif yağmur yağıyordu, apar topar indik arabadan, koştuk salona. Bu arada bir baktım cüzdan yok. Ablamları aradım hemen, cüzdanı unutmuşum arabada diye. Önce tamam dönüyoruz dediler ama sonra tekrar aradılar ki cüzdan arabada diil. Haydaa, elimde bindiğime eminim, acaba inerken mi düştü. Caddede zibil gibi araba var, biz 3. şeritten inmişiz nerdeyse, bakıyorum görünürde cüzdan müzdan yok. bu arada yağmur devam ediyor. Ben daha yeni çıkmışım güya kuaförden ama saçlar olmuş paçozun önde gideni:( Derken bir görevli gördüm. durumu anlattım, bulunursa nere götürürler deyu sordum. dedi güvenlik bulursa bilmem nereye bırakır ama güvenlik hep içeride, burada pek kimse yok. ben böhü şeklinde umudumu oracıkta bırakıp dönerken birden caddenin ortasında çamurdan rengi kararmış zavallı cüzdanımı gördüm. "ahanda orda" diye atlamışım. da, caddenin resmen ortası. benim görevli gitti, ilerideki trafik polisine söyledi, adam trafiği durdurdu da ben de cüzdanıma kavuştum:))) gerçi cüzdan artık işlevini yitirmiş durumda ama en azından kimlikler, kartlar...
...
Ardından salona girdik. Bayağı büyük güzel bir salon yapmışlar. Önce kırmızı giymedik diye hayıflandım ama herşeyin bir çözümü mevcut. Hemen gidip kendimize kırmızı TR t-shirtleri aldık. Ardından gidip yüzlerimizi boyattık ve maça hazır hale geldik.
Maça gelince: türkiyem gene süperdi. Sinan kendini aştı. diğerlerine zaten lafım yok. Fransaya karşı bariz üstün durumdaydık. Yalnız istanbul seyircisi çok vasat. Yani aynı maç ve aynı sayıda seyirci ankarada olsa salon inlerdi. bunlar tenis maçı izler gibi izliyor resmen. Salonda bir "kırmızı-beyaz" bile yapılamadı! diğer maçlarda allah kolaylık versin takımıma...
seviyorum ben bu sporu yaaa:)))

0 yorum: