Tatil iyi hoş da faturası eve döndükten sonra çıkmaya başlıyor. benim gibi pek hesabını bilmez isen "oha lan, ... lirayı ne zaman harcadım ben" yorumundan bahsetmiyorum. Ona ek olarak gelen çamaşır, ütü, onların yerleştirilmesi gibi ıvır zıvır angaryadan bahsediyorum. Ne var, çamaşırı makine yıkıyor olabilir ama onları renk ve türlerine göre ayırmak, yıkandıktan sonra düzgünce asmak da önemli bir iş! Ne? ütümü zaten kendim yapmıyor muyum? iyi de ütülenmesi gereken şeyleri kadının geliş tarihine göre organize etmek, kıyafetleri ona göre ayarlamak, ütülenecek herşeyi belirli düzenle yıkamak (askılığın kapasitesine bağlı olarak) da başlı başına bir iş aslında.
sonra bir de seni bomboş olarak bekleyen buzdolabı var. nasıl olsa tatile gidicem diye geçiştirdiğin alışveriş olayını daha fazla sallayamaz hale geliyorsun. Yani eve geldiğinde yiyecek bişeyler bulmak istiyorsan:) pişirme faslından bahsetmiyorum, o aşamaya henüz gelemedim. onun yerine eve geldiğinde atıştırabileceğin ıvır zıvır alışverişi:)))
bu arada tatilde neyi farkettim biliyor musunuz? hani şu aşırı kilo alan, bir zaman sonra yerinden hiç kalkmadan yaşayan insanlar var ya, işte onları anladım. insan yiyip yatmaya alıştıkça canı hiç kalkmak istemiyor. e kalkmadıkça da bu kısır döngü devam ediyor:) kendimde feci bir meyil farkettim, aman allah korusun!!!
0 yorum:
Yorum Gönder