Dün akşam koca bir haftayı evde geçirmiş olmanın depresyonu ile kendimi sinemaya attım. Film: the american. Şöyle clooney abimi izliycem, içim açılacak. Özlem'i de ayarttım, buluştuk sinemada. önce birer bira içtik, ardından filme girdik.
İşte clooney abi bir kiralik katilmiş. bunu isveçte bir dağ evinde kıstırıyorlar, bu da hem onları hem de olayı gören sevgilisini öldürüyor. derken adına çalıştığı adamın yanına italyaya gidiyor. orada küçük bir kasabada inzivaya çekiliyor. bütün film bu inziva modunda geçiyor. allahım ne bir hareket, ne bir duygu... resmen içim kıyıldı. İnce mesajlar vermeye çalışmışlar, abimin sırtında kelebek dövmesi var ama dövme bence çok kötüydü! ilk yarı bittiğinde yanımda özlem olmasa çıkar giderdim. işin daha da kötüsü clooney de bir zayıflamış, çökmüş falan. allahım sıradandan kötü bir hale gelmiş. çok kötü bir filmdi allahım!
Güzel olan yegane şey corbijn amcanın çekimleriydi. ama yani o da konuya bir bütünlük katamamış, sanat filmi ile ne üdüğü belli olmayan bir film arasında sıkışıp kalmış!
ay çok kötüydü!
keşke evde otursaymışım:)
0 yorum:
Yorum Gönder