Sayfalar

29 Ağustos 2013 Perşembe

bunca zaman

Bunca zaman elbise konseptine haksızlık yapmışım resmen. neredeyse 40 oldum ve bu seneye kadar o kadar az elbise giydim ki... hele yazın. aman bacaklarım birbirine değecek, sıcaaak diyerekten hayatımdaki yerini minimuma indirdiğim bir kavramdı resmen.
ne kadar yanılmışım.
ne güzel bişeymiş meğer elbise giymek.
bacaklar çıplak, gayet serin serin dolaşabiliyorsun ortalıkta. üstelik tek parça, aman üstüne ne uydurdum derdin yok. takıyorsun, çıkıyorsun. hele de rahat ki...
neyse bu yaz itibariyle elbiselerimi sevgiyle kucaklıyorum:))))

25 Ağustos 2013 Pazar

Sokak insanı

Anladım ki ben insanı değilim. Ben sokak insanıyım.açık hava insanıyım. Evde oturmak bana göre değil valla.
Mesela normalde evde olunca mal mal tv karşısında oyun oynayarak geçiriyorum tüm zamanımı. Üstelik is falan yapmam gerektiğinde nanay. Ne konsantre olabiliyorum ne bisey. Hepsinden öte sıkılıyorum zaten. Ama bu akşam aldım laptopı geldim starbucksa, gayet keyifli bir şekilde oturuyorum. Hatta demin şarjım bitince eve gitmem gerekicek diye çok bozuldum bir an ama bahçesinde de priz varmış, çocuk gibi bir sevindim ki anlatamam:)))
Serin serin oh:)

22 Ağustos 2013 Perşembe

İnsanın kıçı açık kalırsa:)))

Ay ben dün gece (veya bu sabah) komik ötesi rüyalar gördüm. rüyamda Beren Saat'le karşılaşıyoruz. Meşhur diye hemen üzerine atlamıyorum kızın ama bir şekilde muhabbete başlıyoruz ve kaynaşıyoruz. Beraber bir yerle gidiyoruz, koşturuyoruz falan. Bu arada meğer 6 aylık hamileymiş ama o haliyle ordan burdan atlayıp zıplıyor! "kızım deli misin?" diyorum falan. detayları çok anımsamıyorum ama gayet detaylı ve uzun bir rüyaydı. uzun dediysem bildiğim kadarıyla bu rüyalar saniyelerle ölçülüyor ama bana göre uzundu:P fışkiyeyi kim kırdı yaaa?

Fışkiyeyi kim kırdı?

ya şimdi benim işimin bir parçası ekonomiyi takip etmek ya, hadi en baştan oturduk makro öğreniyorum falan, onu geçtim de lan bu piyasalar 3 aydır allak bullak, hergün başka bişey oluyor, lan bu fışkiyeyi kim kırdı??? bende şans olsa sakin döneme denk gelirdim ama nerdeee... illa bir heyecan illa bir hareket... FED denen dana tahvil alımlarını azaltıcak diye millet kafayı yedi resmen. bana da dünya gazetesi, cnbc-e, bilimum ekonomi ve politika yazarı ile mutlu bir birliktelik kaldı. bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı misali... ... alakasız olacak ama bu arada söz konusu abi de tarih oldu... ben azimle adama sempati göstermeye devam ederekten o da bana "ben de seni arayacaktım" martavalı okuyaraktan bugüne geldik. ben de "öeh banane be!" dedim. bu arada benim kırılma noktam annesinin 40ı oldu. adam durdu durdu 40ından önce aradı. ben de salağım ya, gelirim dedim. sonra gelirim dedim diye gitmek durumunda hissettim kendimi ama kendimden de nefret ettim. şöyle bir manzara canlandırın gözünüzde: bir oda dolusu tanımadığım teyze ve ben. başımda mevlüt örtüsü, ben sinirden kuduruyorum. kendi kendime "burada benim ne işim var" diye söyleniyorum. o arada hoca dua ediyor ve benden "amin" sesi çıkıyor. sonra içime dönüp "hay selen, allah tependen vursun emi" geçiyor. dışarıya "amin"!!! böyle bir ruh hali ile sonuna eriştik ve ben oradan nasıl kaçacağımı bilemedim. ben de seni arayacaktım:PpP hödük!

bayram dalışı

Ne zamandır yazasım var ama elim bir türlü gidemedi klavyeye. geçen bir niyetlendim ama onda da aptal internet explorerdan dolayı yazamadım falan filan. şimdi ben nerelerdeyim neler yapıyorum diye merak edeniniz olduysa, keyfim yerinde sayılır. işe gidip geliyorum malum, iş yerinde durumlar eh işte. biraz sosyal boyutunu artırmam gerek, onun baskısı var üzerimde ama olacak inşallah. sonra bayramda dalmaya endonezyaya gittim. seyahati uzun uzun anlatmak isterdim çünkü zaten uzuuun bir seyahat oldu kendisi:) 2 gün yol gittik adaya ulaşmak için. valla abartmıyorum. ben cuma akşam 5 gibi evden çıktım, TR saati ile pazar öğleden sonra 3 gibi falan ulaştık adaya... Önce Jakartaya uçtuk, ardından güya gece orada konakladık ama konaklama derken otele varmamız 8-9, ayrılış sabah 3!!! ardından bir uçakla balikpapan, oradan pırpırla berau ve en son berau dan tekneyle 3 saat adaya!!! yolda artık sefilleri oynadığımızı anlatmaya gerek yok sanırım. Nabucco island diye bir adaya gittik ama ada haritada yok. etrafını 15 dakikada gezersin yani o derece. zaten sadece bizim kaldığımız otel kılıklı şeyden oluşuyor tamamı. dalış haftası askeri kamp gibiydi. 7:15 koğuş kalk 7:50 kahvaltı 8:15 koğuş giyin (elbiseler vs... en sevimsiz adım, ıslak ıslak, ıyk!) 8:30 tekne hareket eder dalış noktasına göre 15-45 dk arası tekneyle yol gitme 9:00 koğuş kuşan atla 50 dk sualtı koğuş tekneye çık 1 saat yüzey zamanı koğuş yeniden kuşan 50 dk sualtı koğuş tekneye dön, 13:00 adaya dönüş koğuş soyun 14:00 öğlen yemeği 14:45 koğuş giyin 15:00 tekne hareket eder koğuş kuşan, dal, çık, soyun 17:00 adaya dönüş koğuş odalara dağıl, duşunu al, hazırlan 19:00 akşam yemeği 21:00 koğuş odalara 21-22 arası koğuş uyu! 5 günümüz aynen bu tempoyla geçti. birtek biz bazı acemiler perşembe öğleden sonraki dalışa götürülmediğimizden dalış yerini masajla süsledik. cuma öğlen de dalışlar bitti zaten. dönüş yolculuğunu anlatmama gerek var mı acep? sabah 6:30 adadan hareket, öncesinde kalkış ve kahvaltı tabi, 4 saat tekne ile berau, oradan pırpırla balikpapan, 5 saat balikpapanda bekleme, uçakla jakarta. akşam 9 otele varış. dönüşte 1 gün jakartada kaldık, biraz etrafı dolaşma şansımız oldu ama eh işte. benim için günün en güzel noktası tapioka tea bulmam oldu. mutluluk naraları attım resmen. akşam 8 de uçağa bindik ve pts sabah istanbuldaydık... ben aslında başka bişey yazacaktım ama unutmadan bunu da araya sokayım deyince uzadı bak sen... dur ona ayrı bir post açayım:)