Sayfalar

26 Haziran 2009 Cuma

Haftadan kalanlar

Aslinda oldukça hareketli ve komik bir haftaydı. Ama ruh halim bir o kadar inişli çıkışlı olduğundan yazasım gelmedi. Şimdi toplanma işini bitirip yığıldığım şu dakikalarda bir toparlayayım dedim.

Önce haftasonu: cts kuaför vs işini hallettikten sonra petekle kalamışta bişeyler içtik. Saat 3:30 gibi o ayrılınca ben de kendimi caddeye alışverişe attım. Neymiş? akşam şıkır elbiseler giyip girls night out yapacakmışız. Nerdeyse 7'ye kadar orda burda dolanıp kendime 2 geyik elbise aldım. Sonra soluğu yakari de aldım. Orda ne kadar aldığım elbiselerin altına ebrunun ayakkabılarını uydurmaya çalışsak da benim deve tabanları girmedi tabi. Neyse Özlem'le evden çıkmamız buçuğu geçince ortaköye varmamız da 9:10 oldu. allahtan Oktay İrem'i yalnız bırakmamış da... Derken banyan'da buluştuk. Aman kendisi thai mutfağı konusunda pek ünlüymüş. Menüde pad thai görünce atladım hemen. Gelen yemekten 1-2 lokma aldım, iğrenç bir tat var yemekte. Zorluyorum kendimi ama adlandıramıyorum da ama kesinlikle dayanabildiğim bişey diil. Derken birden şimşekler çaktı. celantro!!! nefret ederim kendisinden de thai mutfağında işi ne. Dehşet içinde tabağı itince özlem dayanamayıp kendininkiyle değiş tokuş yaptı. Onunki de tavuklu bir tür noodle idi. benimkinden hallice, yenebilir modda ama kesinlike sınıfta kalır... Garson tabakların bitmediğini görünce sordu tabi, dedim bunda ne var? kişniş dedi. Demek benim nefret ettiğim o otun türkçe adı kişnişmiş. öğrendiğim iyi oldu.
Yemeğin sonunda petek ve özlemin 2 arkadaşı daha katıldı gruba. girls night out zaten baştan çökmüştü. Gavur adamlar da gelince hep birlikte reina'ya gittik. Benim ilk tecrübem. Hoş mekan ancak tıklım tıklım. Hele bir an özlem'le yıkıldık. Kalabalıkta salınıyoruz. Derken ikimizin de burun direklerini kıran bir osuruk kokusu!!! dehşet içinde baktık birbirimize. Tüm deliller arkamızdaki adamı gösteriyor!!! Biz orda nefes almamaya çalışırken kendisi sessizce sıvıştı ortamdan.
Reina'da bir de ablalar vardı. Ay ne çok eğleniyoruz hahay modundaki muhtemel escort ablalar ve heey bana bakın modundaki aranan ablalar.. onlari izleyip eğlendik biz de. Özlemin abilerden biri alkol duvarını zorlayınca da çıktık ordan.
Pazar yine kızlarla bu sefer FB parkındaki salaş çay bahçesinde idik. 4'e kadar keyif yaptık orda. Sonra aylin'le palladium. bilim bakalım ne yaptık??? biri bana dur desin:)))
Pts olaysızdı sanırım. Sali placebo konseri vardı. İşten çıktım, eve geldim. üstümü değiştirdim. Tam evden çıkıcam bip bip cebe bir mesaj. tırlar gümrüğe takılmış, konser ertesi güne ertelenmiş. Hay şansıma diyip oturdum evde. Ertesi gün ise eniştenin ankaraya gitmesi sebebiyle bizim yakışıklı ile takıldık. Hem çarşamba hem perşembe saadet yaşadık oğlanla.
Bugün de hafta bitti. anca eve gelip tatil için bavul hazırladım. Bavul hazırladım derken ne götüreceğime karar veremediğim için allah ne verdiyse doldurdum. Bir de ne asortik tatil köyüymüş kardeşim adamlar. yok zırt gecesi yok vırt gecesi, bilimum geceye uygun kıyafet hazırladım. Sonuçta 1 hafta için 1 aylık bavulla gidiyorum.
Bavulu kapattıktan sonra baktım çok ağır oldu. Uçakta ceza yiycem. Dedim içinde bişeyler çıkarayım. Açtım geri... baktım.. şampuanı çıkarıp kapattım hahhaha:)))) cezamiz neyse ödiycez artık:)))

23 Haziran 2009 Salı

:(

Ne boktan bir hafta.
21 haziran: babalar günü
22 haziran: babamın doğumgünü
23 haziran: annemin ölüm günü...

huzur içinde yatın, mekanınız cennet olsun...
love you tons, missed you tons...

18 Haziran 2009 Perşembe

Detaylar

Maçta fener tarafında olacağımı farkettikten sonra maça gidip gitmeme konusunda bayağı bir tereddüt yaşadım. Ancak canlı seyretme arzusu ağır bastı ve içim kan ağlayaraktan efes bayrağımı ofiste, sapkamı çantada bırakarak yola çıktım. Abdi İpekçi yolunda ilk metrobüs tecrübemi de yaşayarak heyecanıma heyecan kattım. Neyse, mesafe uzun olunca maç başlamasına yakın anca vardık salona. Allahtan saha içindeydik de sıra mıra beklemeden hemencecik girdik içeriye. Aman allahım o salonun hali ne!!! her yer sarı lacivert. Nasıl bir uğultu ve tezahurat anlatamam. Biran gözlerim ışıldadı, eski coşkulu fenerli günlerim canlandı gözümde, kımıldanıverdi bişeyler, sonra küfürleri duyunca dedim selen kendine gel, değmez bunlara. Millet sanki maça değil savaşa gelmiş. İnanılmaz bir uğultu. Az sonra maç başladı ama ıslık ve bağrıştan sağır olmak gayet mümkün. Eyvah! dedim, bu adamlar bu ortamda nasıl konsantre olup oynayacaklar. Netekim fener peşpeşe 2 üçlük sonradan 1-2 daha attı. Allah dedim maç gidiyor. Neyse bari son maçı cts kendi evimizde yaparız felan. Bu arada etraftaki taraftarları izliyorum. Hepsinde bir öfke, bir nefret. dersin efesli oyuncular - özellikle kaya- bunlara bişey yaptı, birilerini öldürdü felan. nefretleri yüzlerinden okunuyor resmen. Kaya da tersine sayıları taktıkça takıyor. Maç ilerledikçe efes farkı kapıyor, korkumdan sevinemiyorum bile. sessiz sedasız parmak uclarımla alkışlayıp gizli öpücükler gönderiyorum takıma. kollarımı kenetleyip alkışımı altına saklıyorum:) Derken efes öne geçti, fener atış kaçırdıkça sevincimi "tüüüühhhh!!! nasıl da kaçırdılar" cümleleri altında yaşıyorum:))) salon inlemeye devam ediyor. fener alkışlarının arasına efesi alkışlıyorum. Salonda bir avuç efesli var zaten, onların da sesi çıkmıyor, çıksa da duyulmuyor:)))
Son periyot yine en keyifli. Fark hızla kapandı, hatta birara fener öne geçti. Yine de toparlandı efes, sinan yine süperdi, kaya 23 sayı attı. Son dakikada fark gene 7 sayı oldu, 5'e ve 3'e indi. o son birkaç sn fener hic denemediyse 4 kere 3'lük atış denedi ama hiçbiri girmedi. Bir baktım süre bitmiş!!! Zıplayamadım bile!!! Zaten sonra olan oldu, seyirciler sahaya daldı, çocuklar sevinçlerini yaşayamadan soyunma odasına kaçtılar. Biz önce hemen çıkmaya niyetlendik ama ben kupa törenini görücem diye tutturunca kaldık sahada. ortalık sakinleşene kadar izledik sessizce. Derken salon boşaldı, ben çantamdan efes sapkamı çıkarıp taktım kafama. Takım gelip kupasını aldı. Bu arada bir miktar efesli taraftar geri döndü salona. onlarla alkışladık bir avuç insan olarak. bu arada oyuncular, seyirciler herkes sahanın içinde. ilginç bir durumdu:)
Sonra bu kadar yeter diyerekten çıktık salondan. etrafımız fenerli oyuncu kaynıyor. Meğer oyuncuların kapısından çıkmışız. Mirsat, mrsic vs hepsi orda, dolanıyorlar...
el salladık ve ayrıldık salondan...

ŞAMPİYON EFES:)


detaylar sonra...

17 Haziran 2009 Çarşamba

Gıy gıy sivri

Akşamdan kaldım:( Nasıl başım ağrıyor, uykum var.
Şimdi ben akşam gayet uslu uslu evde oturup ayaklarımı uzatacakken Aylin kanıma girip beni zorla PalmaD'oro ya götürdü. Evde kalıp köfte yiyecek olan ben gidince zeytinyağı ve ekmek, balık, tatlı ve bol şaraptan oluşan bir kombinasyon yaptım. Aldığım kalorilerin yanısıra hafif de sarhoş olup geldim eve:) Saat 1:30a doğru ekran karşısında sızma tehlikesi geçirince vurup kafayı yattım... ama uyumak ne mümkün. Önce bi sıcakladım, sonra sıcağa bir sivri gıyıltıları ile eşlik etmeye başladı. Öyle yorgunum ki yataktan kalkmaya zorlanıyorum. Gene de zor bela kalkıp sivri avına çıktım ama yakalamak na mümkün. Alçak hayvan ısırmasın diye üstümü örtüyorum, bu sefer sıcaktan bunalıyorum.. rezil bir geceydi. Sabaha karşı dalmışım böyle uykumun en güzel yerinde(:P) hande seslenmez mi sabah oldu kalk diye... söylene sürüne kalktım yataktan.. hala başım ağrıyor:( alçak sivri...

YAAAAAAAAAAAA!!!!!!

Ya ben salağım ya da hem FB hem Biletix çok adi! Ben salak olmadığıma göre kesinlikle ikincisi... Akşamki maç biletleri satışa çıktığında biletixde saha içinde ayırım yoktu. Tribünlerde ise sadece FB tarafının bileti satılıyordu. Ben de FB olmaktansa saha içinde karışık seyrederiz modunda aldım biletleri. Bugün bilete bir baktım üzerinde FB tarafı yazıyor. Internete girdim, adi adamlar Efes biletlerini sonradan koymuşlar, fiyatını 110 TL yapmışlar ve biletixden değil gişelerden satış vermişler. Yani Efes taraftarı gelmesin diye ellerinden geleni yapmış çirkefler! Saha içini de sadece FB yapmışlar... Al sana Fenerden nefret etmek için bir sebep daha... Şeytan diyor futbolda da tutma şu salak takımı!
Bir heves yanımda getirdiğim efes şapkası ve bayrak korkarım çantada kalacak, ben kös kös izliycem maçı:( Hayır öyle salak bir taraftarı var ki, tezahurat yapsam başıma kesin bişey gelir. Halbuki önceki maçta efeslilerin arasında bilimum fenerli vardı, kimseye de bişey olmadı, gayet medeni izlediler maçı!!!

16 Haziran 2009 Salı

yaşamdan dersler 1

neymiş? istanbul gibi sıcak ve nemli bir şehirde ofise deri koltuk alınmayacakmış. hadi diyelim alındı, yazın bu sıcağında ofise gelip ohhh bugün işe püfür püfür kısa elbiseyle geldim, var mı benden serini denmeyecekmiş:)))) koltuk resmen gölet formatını aldı yaaa! bi de yetmezmiş gibi "altına yaptın di mi eheheh" diye dalga geçtiler ühühühü:(((

asıl komedi

haha asıl pts sabah komedisini yazmayı unutmuşum. Pazar akşamı maç sonrası egeyi eve bırakınca ben de gece orda kaldım. Sabah ablamla ege ankaraya uçacak, ben de eve gelip işe gidicem. güya. neyse bunlar sabah 5 sularında kalkıp hazırlanmaya başladılar. ben de onların gürültüsü arasında uyumaya çalışıyorum. derken simay'ın evde "arabanın anahtarı nerde?" diye dört döndüğünü farkettim. panik halinde aranıyo ama bilinmez tabi. saate baktım 5:48. sonra onlar çıktı, ben dalmışım. az sonra kapı açıldı ve murat'ın "artık rahatça ara anahtarı" dediğini duydum. bizimkiler uçağı kaçırmış:))) az sonra saat 7 oldu diye ben de kalktım yataktan. ablam otobüs ayarlamaya çalışıyor. Hadi dedim sizi ataşehire bırakayım. 7:25 felandı çıktık evden. okullar kapandı ya, saat de çok geç diil, rahat gideriz sandım... sen misin böyle düşünen. ataşehire vardığımızda saat 8:50 olmuştu. Ben direksiyonda ağlama modunda. Daha eve gidip duş alıp kuaföre gidicem çünkü öğlen toplantımız var... trafik bana karşı, eve ulaşmam 9:30:((( işe ancak 10:30 da gelebildim.... sonra da zaten data kabusu işte... ne gündü beh!!!

nedir?

Yav zaman ne kadar hızlı geçebiliyor bazen.. anlamıyorum bile ne zaman ne olduğunu...
güzel bir haftasonu geçirdim denebilir. ve son derece hızlı bir pazartesi.
Cuma akşamı dans kursuna gittim sürünerek, ardından sınıftakilerle kahve modu. Gelip sızdım. Cts sabah yürüyüş hayal oldu. Onun yerine 12:30 sularında Kadıköyde ablam ve egeyle buluşup dolaşmaya başladım. Önce Kadıköy'de sonra caddede ne kadar mağaza varsa girdim çıktım denebilir. İlk defa kendime 3 tane elbise aldım:) hala da vitrindeki elbiselere yan gözle bakıyordum. Sonra tatil için mayo vs ve ayakkabı çanta. Sonuçta konsere harcayamadığım parayı alışverişe yatırdım. Akşam eve vardığımızda saat 21:30 falandı. Yorgunlukta yığılıp kaldık.
Pazar büyükadaya gittik. Fayton turu yapıp tepedeki kiliseye çıktık. saat 5 gibi adadan döndük. Bu sefer egeyle ayhan şahenk'e efes-fb maçına gittik. Zavallı Ege teyzesi yüzünden efes tarafında oturmak zorunda kaldı. Maçta efes genelde önde olmakla birlikte fenerin farkı kapatıp zorladığı da oldu. Garibim ege pek mutlu değildi:) Efeslilerin arasında FB şapkasyla oturan yegane velet oydu:))) Allahtan efes taraftarı sağlam tipler de herkes gayet gülümseyerek karşıladı:)
Maçın sonları süper çekişmeliydi. son 13 sn'ye 68-68 berabere girildi. Sonra efes hücumunda noldu anlamadım ama fener teknik faul yedi. o kadar cok itiraz ettiler ki teknik faul 2ledi. sonra seyirciler azıp sahaya şişe fırlatınca hakemler içeri kaçtı. Bu arada faul sayısı da 4e çıkmış. Hakemler 15 dakika sonra felan döndü, 4 atış daha yapıldı, efes birden 7 sayı öne geçti. top da onlarda başladı ama kimse topla ilgilenmedi bile. el sıkışıp ayrıldılar sahadan. Şimdi bir sonraki maç yarın abdi ipekçi de. bu maç sonrasında fenerliler nasıl bir modda gelir maça bilmiyorum, umarım sağ salim çıkarız sahadan:) Yalnız maçı efes alırsa şampiyonuz bu sene:)))
ha bir de dün akşam iş yerinde pösteki saydık resmen. Yaptığımız bir hesaplamada farklılık çıkmış. tek tek dataları kıyaslayıp farkın nerden kaynaklandığını bulmaya çalıştık. gece 11'i gece zafer edasıyla tüm farklılıkları çözmüş, hata sebeplerini bulmuştuk. iş bitmedi gerçi ama en azından çözüme yaklaşıldı.
budur:)

12 Haziran 2009 Cuma

Ordan burdan

Dün Efes yine harikalar yarattı. Gayet çekişmeli maçı 9 sayı farkla aldı:)) Ben yine TV karşısında bu sefer elimde Efes'imle izledim. Az önce de pazar ve çarşamba günkü maçlara bilet aldım. Pazar yalnızım ama çarşamba cümbür cemaat gidiyoruz.

Bugün alınan kötü haber ise DM konserinin tamamen iptal olduğu idi. Daha sabah 20 Eylül vs muhabbetleri dolanırken birden şok oldum resmen:( Üstelik de daha pazartesi günü bugün için kaçamak planları yapmıştım. Atlayıp Frankfurt'a gidiversem, akşam konseri izleyip ertesi gün dönsem... Ama bu fikri dile getirdiğimde herkes isteğimi kırıcı şeyler söyledi.. belki de yanlış insanlara sordum bilemiyorum. Halbuki şu anda stada doğru yol alıyor olabilirdim. Bir daha kararsız kalınca birilerine sormak mı.. töbe. içimden nasıl geliyorsa öyle bundan sonra:)

10 Haziran 2009 Çarşamba

Telefonum kafayı yedi

Aynı şey en son klavyeme kahve döktüğümde olmuştu. Klavye bağımsızlığını ilan etmişti. Bugün de cep telefonum yaptı aynı azizliği. Tuş kilini açmaya çalışıyorum ama soldaki tüm tuşlar iptal olmuş. Sonra tlf açıp kapadım bu sefer de pin giremedim. sonra handenin tlf. kullanarak pin değiştirdim, tlf açtım, bu sefer ben başka tuşa basıyorum ekranda alakasız seyler çıkıyor. mesela enter tuşuna basınca nlh yazıyor felan.. top desen tamamen iptal!!! bir müddet böyle takıldıktan sonra düzeldi alet.. yani sanırım:)

Yürü Efes'im be!!!

Düm akşam playoff ların 3. maçı vardı. Ben uyuduğum için ilk 2 maçı kaçırmışım ama zaten ikisini de FB almış. Hatta 2. maçı son saniyede kapmış resmen. Dün akşam da Abdi İpekçi de 3. maç vardı. Abdi İpekçi fenerin salonu. Nasıl gidesim var benim de maça. Ama kime sordumsa yan çizdi. Ben de burdan kalkıp tee zeytinburnuna gitmeye üşendim ne yalan diyim. evde izlerim artık dedim.
Akşam eve gidince önce çıkıp 1.5 saat felan yürüdüm. eve döndüğümde maçın 2. çeyreği bitmek üzereydi ve efes 6-7 sayı gerideydi. Tuu felan diyerek seyretmeye başladım. Bir yandan tv açık maç var ama ben tüm dikkatimi vermiyorum. Bi ara baktım fark 14 sayı. Hatta o arada Burak aradı, izlemesen de olur, 14 sayı fark var dedim. sonra son çeyrekin sonlarına doğru fark kapanmaya ben kıpırdanmaya başladım. hele son 1 dakikada çığlıl çığlığa. Son saniyeler efes öne geçti ama kıl fener son 3 saniyede basket atıp skoru eşitlemez mi!!! Neyse sonra bir 5 dakika uzatma. Gazı alan Efes uzatmalarda coştu tabi, tutabilene aşkolsun. Son 1 dakikaya da efes 8 sayı önde girdi tabi:))) ben mutluluklar havada. O son bir dakika taktik fauller sebebiyle oldu mu size 10 dakika... Ama sonuç aynı... Efes Feneri evinde yendi:))) Aslanlarım benim:))))

8 Haziran 2009 Pazartesi

Papara

Sonunda paparayı yedik. Neymiş, son zamanlarda blogu pek boşlamışım. E kardeşim yazacak bir aktivite yoksa hayatımda ne yapayım allah allah:PpP size de yaranılmıyor ki:P Sonra bu uyuz modda yazınca da "öyk, ne biçim yazmışsın hiç gülmedik" lafı yiyorum. bu halkı memnun etmek de ne zor kardeşim:PpP
Bi düşünelim neler yapmışım son 3-5 gündür. Perşembe akşamı bizim lise tayfası buluştu Sofyalı'da. Orayı da çok beğendim. Ama dediğim gibi uyuz modunda olduğumdan ve bizi masanın köşesine ittiklerinden 3-4 kişi kendi kendimize sohbet ettik ve ben tarihte ilk kez bir mekandan erken ayrıldım!!!!
Cuma günü uyuz modum devam ediyordu, akşam dans dersini ektim. Hatta cts akşamına kadar herşeyi ekip TV'de ne kadar NCIS ve türevleri varsa izledim. Yakında criminal investigator olursam şaşırmayalım.
Cts akşam uyuz modumda koltukta ordan oraya devrilirken Aylin arayıp kanıma girdi. Ancak giden grubu tanımadığım gibi dış kapının mandalının patates baskısı formatında olduğum bir durumdu. Yine de TV'ye bakmaktan şaşılaşan gözlerime iyi geleceğini düşünerek köklerimi koltuktan ayırıp kendimi hazırlanmaya verdim.
Akşamki hedef Anjelique idi. 2 kişilik rezervasyona 5 kişi gidince bizi oturtmaları biraz uzun sürdü. Ortam güzel ve trendy olmakla birlikte bence gereksiz pahalıydı. Üstelik saat 12 olunca "club" moduna döndükleri için bizi sepetlediler. Biz de kahve içmeye yandaki House Cafe'ye kaydık. Bir yandan kahvemizi içerken bir yandan da yan gözke anjelique'e birilerini taşıyan yatları dikizledik... Millette para mok hocam ona karar verdim. Mekanın önü vızır vızırdı resmen...
Pinek modum pazar günü de devam etti. kalan diğer bilimum csi dizisini de seyrettikten sonra 5 gibi kendi kendime isyan edip soluğu caddede aldım. 9'a kadar bilimum kafeyi ziyaret edip eve döndüm...
Uyuzum uyuzsun uyuz...

4 Haziran 2009 Perşembe

"Duş"ta yürümek...

gibi bişey yaptım ben bugün. Sabah uyanmakta zorlandım. Aslında uyandım da yataktan çıkmakta zorlandım. E öyle olunca da yürüyüşe çıktığımda saat 7:45 olmuştu. Bir saat içinde dönme programı yapıp başladım yürümeye. Bu arada hava hafif kapalı. Neyse saati de izleyerek tam 8:17 de dönüşe geçtim ve olan ondan sonra oldu. Benim dönüş rotasına dönmemle yere su damlaları düşmeye başlaması bir oldu. Önce hafif ve ince olan yağmur 1-2 dakika içinde hızlanıp irileşmeye sonra da bardaktan boşalmaya başladı. Birkaç dakika sonunda ben dahil parkurda yakalanan herkes sırılsıklam olmuştu. Yüzümden akan sular silmeye yetişme çabasına bir yerden sonra son verdim. Hani sileceklerim olsa son hız çalışırdı, o derece yani. 10 dakika falan sonra yağmur durdu ama beni en az 15 dakikalık daha yolum kalmıştı. Eve vardığımda duş altında kıyafetlerle birkaç dakka beklesem de aynı olurdu diyeceğim bir kıvama gelmiştim.
Ama çok keyifliydi ne yalan söyliyim. Bir yanda deniz, bir yanda yağmur, yeşillik... Öyle mutlu ıslandım ki...

3 Haziran 2009 Çarşamba

Bu yaz geçmezzzz...

Eğer hava daha 27-28 derece iken bu şehir adamı bu kadar bunaltıyorsa bu yaz geçmeeeezzzz:((( Sabah beri oturduğum yerde boncuk boncuk ter döküyorum. Akşam evde kalmadığım için de dün giydiğim uzun kollu gömlekle mahsur kalmam da üstüne tuz biber oldu... Buhar olmazsam bayılıcam muhtemelen... halbukim şimdi deniz kenarında püfür püfür yürümek vardı. Akşam 8-9 gibi çıkıp yürüyeyim bari...

1 Haziran 2009 Pazartesi

Ankara

Bir Ankara turu daha jet gibi geçti. Gene süper mutlu ve hızlı bir haftasonu oldu. Arkadaşlarımca paylaşılamıyor olmanın hazzını doruklarda hissederken hiçbirine doyamadan döndüm gene. Artık diyorum ki ben gelince çok bölünüyorum, siz gelin İstanbul'a, tüm zamanım sizin olsun:))
Bu arada, cts akşamı 4. programdan da 5. organizasyonum olan nikaha yetişmek için ayaklanmak üzereyken Burak'cım Ankara haftasonlarımı tek bir cümlede özetledi. "Bize ayrılan sürenin de burada sonuna geldik":))) O kadar çok güldüm ki bir süre yerimden kalkamadım:)))

Hakettim!!!

Geçen hafta take home sınavın son günüydü, ben hocaya mail atıp 2 soruyu gönderdim, diğer ikisini de hafta içinde gönderirim dedim. Sonra birini daha yaptım soruların ama taksit taksit olmasın diye bir türlü öbürünü de yapmadığımdan gönderemedim. Tam bu sabah göndereyim diye niyetlenmiştim ki hocadan çözümler ve notlar geldi:(((( Geçmesine geçmişim de yarı eksik sınavla anca B+ almışım, üzüldüm resmen.
Sonra da işten çıkamayıp son derse de gidemedim. Resmen haybeye gitti onca param ühühühü:( Neyse geçtik en azından:P