Sayfalar

25 Temmuz 2014 Cuma

iyi gezdik valla...

ben bu sene 2.5 haftalık uzuun bir tatil yaptım. Bir dakika, benim bu yaptığıma tatil denir mi emin olamadım şimdi. ama işe gitmedin en azından. Öncelikle teee kıştan ayarlanmış bir dalış planım vardı 12sinde başlayıp 21inde bitecek olan. tam tüm planları ona göre yapmışken ablamın egeyi DC de dil kursuna gönderme olayı çıktı ortaya. adam tek başına otobüse bile binmediğinden hadi dedim götürüp yerleştireyim. 4'ünde ege ile yola çıktık. sonrası aynen şu şekilde devam etti. 4 Temmuz DC ye uçuuuuuuş, gidiş otele vs yerleşme. 5-9 temmuz arası hergün (pazar hariç) erken kalk, egeyi oraya buraya götür, etrafı göster, odası için alışveriş yap, o kurstayken oyalan, gez, dolaş, ye, iç... 5 günde adım konusunda rekor kırdım. benim fuelband yanımda olsa muhtemelen gözleri yaşarırdı. 5 gün sonunda bol bol yürümüş, yemiş, içmiş ve alışveriş yapmıştım. 10 Temmuzda vatana döndüm, 1 gün istanbulda mola verip 12sinde malezyaya doğru yola çıktım. o yolculuk da geçen seneki endonezya turundan pek aşağı kalmaz durumdaydı. 11 saat kuala lumpur, ordan aktarma ile 3 saat sonra Tawau. inince 1 saat minibüsle Semperna'ya geçiş, gece semperna da konaklama, ertesi sabah 30-40 dakika tekne ile Mabul adasına geçiş. kısacası cts öğlen istanbuldan başladığımız yola pts öğlen mabul adasında son verdik. 1 hafta muhteşem dalışlar, ama tabi olay askeri kamp modunda. sabah 7 de kalk, kahvaltı sonrası 8de Jetty de hazır ol, giyin, tekneye bin, dalış noktasına git, dal - 40-45 dakika - çık, adaya geri dön, 40 dakika yüzey beklemesi sonrası 2. dalış ve yeniden adaya dönüş. 2ye kadar yemek ve dinlenme molasını müteakip 3. dalış ve adaya dönüş. sonrası dinlenme, 7 gibi yemek, 9 gibi cukka yatak. bir hafta aynen bu tempoda geçti. sadece bir gün kulağımı açamadığım için dalışları es geçtiğimden o gün paso yatıp kitap okudum. dalışlara gelince birbirinden güzeldi. spadan adasında köpek balıkları, bir sürü su kaplumbağası, sanki cennetten bir köşe. Tabi benim kendi çapımda küçük maceralarım da olmadı değil. mesela sıpadan dalışında akıntıya karşı palet vurduğumuz bir yerde hem grubun arkasında kaldım hem de biraz yükseldim. öyle olunca yorulup biraz da stres oldum. yorulunca insan daha çok hava solumak istiyor. su altında iken ne kadar hava soluyabilse de yeterinca alamıyor hissine kapılabiliyor insan. netekim ben de o aşamaya gelmek üzereyken "allahım yukarı çıkmalıyım" paniğine girmeye yakın hemen yakınımdaki bir arkadaşa yüzüp beni sakinleştir, nabzım arttı dedim. yani işaretle. sonuçta doğru seçimi yapmışım. Gülnaz gayet doğal bir hareketle beni bir kayanın yanına çekip tutundu ve orada beklemeye başladı. ben önce lan noluyo derken bir iki dakika içinde sakinleştim ve yeniden yüzmeye başladık. bu arada kaçırdığım baracuda sürüsünü videoda görünce çok bozuldum:( ama bu akıntı ve yorulma olayını tecrübe çekmecesine koyup bir sonraki akıntıya karşı yüzme çabasında "başlarım lan" diyerekten gayet kayalara tutuna tutuna kendimi iterek ilerledim.... de aynı dalışta kulakları dengeleyemeyince bu sefer başka bir maceraya attım kendimi. rehbere ben devam etmiycem dedikten sonra o da elime işaret sosisinin ipini tutuşturup yolladı beni. Ben de sazan gibi tutunduğum taşı bırakıp sosisle birlikte açığa sürükledim. Motor ha geldi ha gelecek diye su altına beklerken (aslında yukarı çıkmak gerekirmış) motor da balonu görmeyince 5 dk kadar açığa doğru gittim sanırım. Nihayet boşa beklediğime karar verip bu kadar macera yeter diyerek yüzeye çıktım. Ancak bu süre zarfında sonsuz bir mavilik içinde bir başıma takıldım. bir yandan muhteşem bir sonsuzluk ama bir yandan da sakinliğini kaybetmek işten bile değil. Sonunda aşağıda beklemek çok da mantıklı değil sanırım diyerekten yüzeye çıktım. baktım tekneyi teee nerede. anaa diyerekten tekneye "heeey" diye bağırıp el salladım. 3. bağırmadan sonra lan benim bir düdüğüm olacaktı derken baktım kaptan beni duymuş, motoru çalıştırıp geldi. Ucundan da olsa bir nevi open water tecrübesi ile olayı kapadım:))) ertesi gün benim off günüm oldu. paso kitap okuyup 2 saatlik Thai masajı yaptırdım kendime. kendini şımartmanın ötesinde bir olay. kadının işini bitirdiği uzuv bir bakıyorsun yok sanki.. pelte gibi yatıyor orada:)))) tatilin taç giydiren olayı ise otelin sahile yumurtlayan su kaplumbağa yumurtalarını koruma altına almış olması ve yavruların biz oradayken yumurtadan çıkması oldu. dönmeden önceki akşam törenle 76 yavru sahilden denize salındı. o kadar güzellerdi ki... ama işin en acıklı noktası 76dan 1 tanesinin ancak yeterli olgunluğa erişebiliyor olması... 76 da 1:((((

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Esra (Ezgi) kim?

Yazmayayım dedim ama tutamadım kendimi:) evet 2 gündür esra kim şoku yaşıyorum. espriyi bulabilsem buraya koyacağım siz de anlayacaksınız ama bulamadım. bu kez internet denizinde ben de kayboldum. edit: buldum. esra değil ezgi imiş. buyrun:
neyse beni bu hale getiren olaya gelince. bir arkadaşım var, önce kendisinden bir miktar hoşlanmış ancak daha sonra karşılıksız olduğunu farkedince hoşça arkadaşça vakit geçirmeye başladığım biri. değişik bir tip aslında, daha çok benim dürtmemle iletişime geçtiğimiz ama geçince de süper geyiğe vurduğumuz türden, birlikte bolca tiyatro bale opera izlediğim biri. bir de bu aralar tez yazmaya çalışıyor hatta ben tatildeyken jürisi vardı. ben tatile gidip geldim. siparişi vardı, getiremediğimi belirtip naaptın, verdin mi tezi diye sordum. uzun uzun sipariş ile ilgili espriler ve tezinin kabul edilmediğinden ve yaşadığı hayal kırıklığından bahsettikten sonra laf arasında bu arada ben de geçen haftasonu nikah yaptım, birşey yapmışım gibi, hayırlısı olsun diyerek beni şoke etmiş bir insan. evet bana evlendiğini bu şekilde bildiren bir şahıs. tabi ben uzuuun mail içinde bu cümleye takılıp "esra kim?" diye beynimde yankılarken ona aynı önem sırasıyla tezi ile ilgili geçmiş olsun dileklerimi uzun uzun sıralayıp "nikah yapmak ne demek, anlamadım, evlendin mi?" diye sanki sıradan bir konuymuşcaşına sordum. yine aynı düzlemde cevap aldım. hala şoktayım. yani bir insan evlenme aşamasında olduğunu yada hayatında biri olduğunu hiç mi dile getirmez, ima etmez, çaktırmaz. bir insan evlendiğini cümle arasında "pazardan da 1 kilo erik aldım" havasında mı bildirir. hiçbir şey anlamadım yemin ederim. 2 gündür bir yandan gülüyorum bir yandan da anlamaya çalışıyorum. ilginç bir durum... neyse, allah mesut etsin tabi:)))))