Sayfalar

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Sene 1991...

Cuma akşamı bir grup sınıf arkadaşı toplanıp lise mezuniyet balosunu izledik. Ben daha önce evde izlemeye çalışmış ancak sıkılıp bırakmıştım. Hatta izlediğim kısımlarda kendimi göremediğim için de baloya gittiğimden şüphe etmiştim.
Bu kez kalabalık olunca hepsini izlemeyi başardık. üstelik çok da eğlendik. Kıyafetlerden tutun da ettiğimiz danslara, müziklere ve hareketlere ayrı ayrı yorumlar yapıp yerlere yattık. Ne looser bir nesilmişiz allahım. koca koca vatkalar, kabarık saçlar, saçma sapan danslar. o zamanlar slow dans diye bişey vardı!!! sonra lambada vardı, bilimum latin dansının katli vardı:) Gece boyunca herkes bir yandan kendini görmeye çalışırken bir yandan da gördüklerimizi hatırlamaya çalıştık. Tabi Burkay'ın ilkel dvdsi yüzünden birkaç kere en baştan başlayıp sinir krizi geçirmedik de değil ama gözümüzden de bişey kaçırmadık:)))))
Güzeldi vesselam:)

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Hede hödö weekend

Ben istanbula geleli 10 hatta 11 ay, kendi evime taşınalı 8-9 ay olmuş. Sorun bakalım benim kanki bu süre içinde kaç kere gelmiş. Cevap: istanbula çok, bana 1. o da yabancı arkadaşları geldiğinde onlarla buluşmak için.
Sonuç olarak başını yemeler, sitemler vs nihayet hedefine ulaştı ve Burak bu haftasonu istanbula geldi:)))
Cuma akşamı yoldan geldikten sonra kendisini hava sıcak vs bahanesiyle divan kalamışa sürükledim. amaç hem hava almak hem ortamı görmek. Ancak çocukcağız yorgun olduğundan 12 gibi döndük eve.
Cts planı daha güzel. Önce tarihi yarımada dedik (evet gerçekten ona tarihi yarımada deniyormuş, sordum herkes onayladı!!!) Burak'ın bütün gün ordan oraya yürüme hayalleri var, hatta vefa neresiyse oraya kadar yürüyelim bile diye hayal ediyor. ama hayalleri topkapı sarayı diye tutturmam sebebiyle yarım kaldı. Netekim saray başlı başına 2-3 saatini alıyor insanın. Önce yerebatan yaptık, ardından topkapı. Topkapı sarayında önce sıcağı bahane ederek cafeye oturduk. Bir dilim karpuza 15 kg karpuz parası (11 TL) ödeyerek hayatımın rekorunu kırdım. Ardından sarayı gezip meydana geri döndük. Acıkıp oradaki bir cafe-pub'a oturduk. geveze-muhabbet bir garsona denk geldik, afiyetle yemeklerimizi yedik. O sırada nihayet kendini toparlayan aylin de bize katıldı. Onun gelişiyle beyazıta doğru yola çıktık. Yol üstünde gördüğümüz, canımızın istediği her yere giriip çıktık. kendimizi kapalı çarşıya attık. Burak sadece benle olsa hayatta girmeme izin vermeyeceği bilimum dukkana ayline ayıp olmasın diye girmemize ses etmedi:))) (hep böyledir zaten, yakın arkadaşlar iplenmez, yeni tanışılana bir anlayış, bir hoşgörü:Pp) Kapalı çarşıdan çıkıp mahmutpaşa üzerinden mısır çarşısına indik. Ben ilk kez görüyorum oraları ve çok hoşuma gitti, farklı bir dünya sanki:)
Sabah ilk planımız 5e kadar gezip eve dönmek, duş alıp üstümüzü değişip akşam nişantaşına gitmekti. Ama kendimizi dolanmaya öyle bir kaptırmışız ki, boşver üst baş değiştirmeyi diyerek yolumuza devam ettik. Önce galata köprüsü altında bişeyler atıştırdık. 8:30 gibi cihangire bir arkadaşla buluşmaya gittik, 9:30 gibi de nişantaşına uzadık. Gece devam edecek olmasına rağmen yetiştirmem gereken bir iş olması ve saat 2 gibi de Selim'i karşılayacağımız için 12 gibi ayrıldık ordan.
Evet, başka haftasonu yokmuş gibi 2si de aynı haftasonuna denk getirdi!!! Gerçi bu haftasonu benden mutlusu yoktu ama olsun:D
eve geldik, ben işin başına geçtim, hatta uyutmadım burak'a yardım ettirdim. 2 de selim geldi, onu da uyutmadım, 3:30a kadar uğraşıp bitirdim. Sonra hep birlikte sızdık.
Pazar kahvaltı diyerek herkesi 9:30 da diktim ayağa.. tatil mi askeri kamp mı belli değil diyerek hazırlandılar. Önce kuzguncuk'a kahvaltıya gittik. Ben yeterince sahil kenarı bulmadığım için kafeyi ardından FB parkındaki salaş cafeye sürükledim bizimkileri. Orda nihayet 3lü bir fotomuz oldu:)
Sonra caddebostan, bağdat vs derken ayrılma vakti geldi. Sırasıyla ikisini de bindirdim servislerine, onlar eve ben işe. Allahtan iş yoğundu da kös kös eve dönüp yalnız kaldığımı farketmedim.) Yoksa moral bozuk dolanır dururdum kanadı kırık kuşlar gibi...
Rapor mu? dün teslim ettik:DDD

Yok artık!!!!

yav esc tuşuna basınca bütün yazdıklarım siliniyormuş:(((( çok acı bir tecrübeyle öğrendim:(((((
2. parti tekrar yazıyorum:(

Sanırım beyin süngerleşmesi veya sulanması gibi bir durum yaşıyorum. Birkaç gündür (cuma beri) yok iş'ti, yok bejeweled oynayacaktım, yok gezecektim derken biraz geç yatıyorum. biraz dediğim de 1-4 arası. Ancak sabah kalkiş en geç 9.. sebebini sormayalım:)
Neyse benim bünye manyaktır biraz, ne kadar geç yatar ve yorgun olursam ertesi gün o kadar yatasm gelmez. Netekim dün de 7 gibi evde olmama rağmen kendimi yatağa sürüklemem 1:30, elimdeki oyunu bırakıp sızmam 2'yi buldu.. Oyunu da aslında isteyerek bırakmadım, bir nebze sızdım denebilir:)))
Sabah bir gözümü açtım sağ tarafımda bir etajer, üzerinde radyo ve bilimum eşya var (felan demeyecekmişim bundan sonra, bi arkadaşım ikaz etti, kulağı tırmalıyormuş:))). Neyse, biran ben nerdeyim yaa oldum. Yatağın sol tarafından sağına kaydığımı anlamam için bir miktar boş boş etrafıma bakmam gerekti.
Her zamanki debelenme ve terane sonucu kalkıp hazırlandım. dedim ki kendi kendime, yav bugün de geç kaldım, bari arabayla gideyim, hem belki öğlen kuafore giderim. çıktım evden anahtar elimde, tam öne yönlenmiştim ki arabayı arkaya parketmiştim diye geri döndüm. Baktım araba arkada değil, o zaman önde mi allah allah diyerek öne gittim. Araba orda da yok. Araba nerde ya??? oldum. Hafızayı zorluyorum, evet dün işe arabayla gittim ama işten nasıl döndüğümü hatırlamıyorum. yürüdüm mü yoksa arabayla mı geldim..Düşün düşün, tık yok... Hemen işi arıyorum, pencereden baksanıza, arabam orda mı diye. onlar bakasıya ben bir yandan yürüyüp diğer yandan akşamı kafamda canlandırmaya çalışıyorum. Sonra bir şekilde yürüdüğümü ve hatta yol boyu bir arkadaşla telefonda konuştuğumu hatırlayıp rahatlıyorum. Gerçi bu rahatlama gayet yüzeysel çünkü asıl vahim olan arabayla geldiğimi unutup yürüyerek dönmem, sonra onu da unutup arabayı aramam vs. (falan yok, falan yok)
Alzheimer dedikleri böyle bişey mi acaba? ay allah korusun!!!

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Maria'nın bahçesi

Dün akşam iş çıkışı yemeğe gittik. Maria'nın Bahçesi diye bir yere. Bostancı ve Maltepe arasında.. Uzun zamandır böyle lezzetli yemekler yememiştim, çok beğendim. Balığı da mezeleri de süperdi. Ortam deseniz zaten yeşil bir bahçe... Yine gidecek ben.

Kemer

Bu sene tatilin ilk ayağı Kemer'di. İstikamet Club Med - adults. Yola çıktığımız cts sabahı servis aracına binen 5 veledin ciyaklamasını duyunca nasıl isabetli bir karar verdiğimizi görüp kendimizi tebrik ederek başladık tatile.
Club Med hakkında çok şey duyduk gitmeden. Farklı bir konsept, çok eğlenceli, biraz da naughty falan. Ama beni en çok koparan her gece için ayrı bir concept olmasıydı. Siyah, beyaz, türk (kırmızı beyaz), cappucino, jeans and colors, jeans and blue/green ve smart... İlk önce yuh yaa tatile gidiyorum ben, uğraşamam desem de sonradan kendimi en son gün beyaz elbise ve pembe tshirt (yeşile sonradan dönmüş adiler) ararken buldum:)
Neyse, otel güzel, deniz benim standartlarım açısından düşük olmakla birlikte güzel, aktivite bol. şansımıza bize güzel odalardan da vermişlerdi, deniz manzaralı felan. İlk günden gözümüze rüzgar sörfünü kestirdik, akşama halimize gülmekten yüzemez hale gelmiştik. İlk akşam siyah gecesiydi. Ne şimdi bu herkes siyah mı giyecek vs derken giyinip çıktık. Önce sonradan gelenek haline getirdiğimiz noktada resim çektirip asıl hareketin olduğu yere yöneldik.
Herkes gerçekten de siyahlar giymiş, süper görünüyordu. Yorgun olmamıza rağmen geceyarısını geçene kadar hoplayıp durduk biz de.
Diğer günler genelde bol yüzme, surf üzerinde debelenme, akşama kadar tıkınma, bol bol gülme, akşam süslenip püslenip yemeğe ve dansa gitme, alkol duvarı zorlandığında ise soluğu denizde alma şeklinde geçirdik tatili. Her akşam daha geç yatıp her sabah daha geç uyandık. Hele son gün geç kahvaltıya bile yetişemedik... Tatil mi eğitim kampı mı belli değil yani:)
Haftanın en güzel gecesi beyaz geceydi. Yemeği havuz başına taşımış, heryeri gelin gibi süslemişlerdi.
Son akşamımız ise "smart" gecesiydi. En çok onda coştuk denebilir. Klasik adettir ya, tatil boyunca sonunda insanlarla tanışırsın, daha eğlenceli hale gelir ve son gece en eğlencelisidir. İşte aynen öyle oldu. Önce klasik pozlarımızı çektirdik,
ardından kendimizi eğlenceye saldık.
Sonuç olarak eğlenceli ama yorucu, keyifli bir tatil oldu... zaten tatilin kötüsü mü olurmuş...

günleri günleri kovalarken

Uzun olmuş yazmayalı... Uzun derken aslında görünürde 1 hafta ama tatili de atlamışım... sırayla yazmak lazım o zaman:)

10 Temmuz 2009 Cuma

HAPPY BIRTHDAY MY DEARS...

Bugün benim için çok değerli iki insanın doğumgünü. Bir tanesi hayatta geriye kalan en değerli varlığım, can yoldaşım ve kader ortağım ablam, Simay'ım.

Diğeri varlığı ile her zaman bana destek olan, kızdırırken bile güldüren, gerçek dost, güvenilir insan Burak'ım.

İkisinin de bana kattıklarını kelimelerle anlatmak mümkün değil. o yüzden:
İYİ Kİ DOĞDUNUZ VE İYİ Kİ HAYATIMDASINIZ...
I LOVE YOU VERY VERY MUCH:)

7 Temmuz 2009 Salı

Laz mısın lan? gerizekalı!!!

Dün akşam bir grup insan (ben sadece 2sini tanıyorum) tekne kiralayıp Santana konserini tekneden dinlemek fantazisi yaptık. Tekne 20:00 de bizi kuleliden alacak ama hesaba katmadığımız bişey var:trafik. biz 3 kişi trafikte cebelleşirken diğerleri teknede kriz geçiriyordu. Çengelköyde bir yerlerden binmeye çalıştık ama çok sığmış, illa döndük tekrar kuleli'ye doğru. ama trafik öyle kötü ki, kıyıdan kıyıdan ters yönden mi gitsek diye kıvrıldık. 3ümüz de gergin bir şekilde 2 mt felan gitmiştik ki karşıdan 2 tane motosikletli polis çıkıverdi. Polisleri görünce hepimiz ayrı bir tepki verdik. ben yümüzü masumca büzüp ağlarken Murat kollarını açmış, aylin yüzünü kapamıştı. Polis bize bakıp iki kolunu "napıyorsun kardeşim" der gibisinden açtı ancak yoluna devam etti ve ederken de bağırdı "laz mısın lan gerizekalı!!!" biz bir süre gülmekten hareket edemeyip sonra yavaştan doğru şeride yanaştık. gözümüzden yaş gelip karnımıza kramplar girene kadar güldük:))))
Konser ve tekne??? o kadar geç kaldık ki kıyıya yanaşamadık, uzaklardan hafif müzik sesi eşliğinde tekne keyfi yaptık:)))