Sayfalar

13 Kasım 2012 Salı

Kaza kurşunu...

yazacak ne çok şey birikmiş... hepsini bir seferde anlatmak istemediğimden başlıklara bölmeye karar verdim. bu da ilki...
Cumartesi sabahı yani 10 Kasım sabahı ablamla şehre inerken (cehennemin dibinde yaşadıkları için bana şehre inmek şeklinde geliyor olay) muhabbet bir şekilde hayattaki en büyük travmalara geldi. ölüm, boşanma, aldatılma, taşınma... bir de kardeş doğumu varmış listede. ancak ablam bir kardeşi olmasını çok istediği için "seni kıskanmadım" dedi. ben de "zaten sen istedin diye doğmuşum sanırım" deyince ağzından "aslında sen kaza kurşunuymuşsun"u kaçırdı. 
Biran varlığımı sorguladım. Nerdeyse 40 yaşındayım (bunu da başka yerde söylemem bak) ve ben kaza kurşunu olduğumu öğrenince biran yıkıldım... tamam uzun sürmedi ama yine de bir gidip geldim karışık duygularda...
sonra devamını anlattı minnoş. annem daha hamile olduğunu öğrenmeden bir rüya görmüş. rüyasında hamile imiş ve bir kızı oluyormuş. Bunu babama söylemiş. bu arada bir dip not geçmek gerek: annemle bende kan uyuşmazlığı var. dolayısıyla ikinci çocuk riskli. hele o yıllarda.. dolayısıyla bizimkiler 2. çocuk yapmaya korkuyorlarmış ve istememişler. annemin bu rüyası üzerine babam "sen kız olacak diye istemiyorsun bu çocuğu. ben kızım olsa da istiyorum" deyince sonlandırmadan devam etmişler...
bu detayı duyunca da bu sefer "aslan babam" diye daldım olaya... "sonra bir de neden babamı daha çok seviyorsun diyorsun:)"
Babamın bir golü de ben doğduğumda gelmiş mesela. Halam kız olduğumu duyunca "neydem, kız!" demiş de babam halamı terslemiş:))))
sonuçta bir miktar sarsılsam da nerdeyse 40 yıldır burada olduğuma göre üzerinde durmak saçma olur sanırım... hayır bir de ortada hesap soracak kimse yok:PpP

0 yorum: