Sayfalar

7 Mart 2016 Pazartesi

çılgın seloş:)

daha önce üstün körü bahsetmiştim. twitter üzerinden kendim gibi dizi sever insanlar buldum diye. bir hafta falan oldu beni kendi kurdukları mesaj grubuna dahil ettiler. önce çekindim biraz ama baktım aynı sen ben gibi insanlar, sohbetleri de sıcak, koyverdim gitti. gün boyu geyiğin allahı dönüyor grupta. sadece İA konuşmuyoruz ama temel konu o ve etkileşim alanı oluyor. grupta 7 kişi var. herkes farklı illerden. istanbul, antalya, yalova, bursa, avusturya, adana ve ben ankara. 7 benzemez bulmuş da benzemiş ya birbirine... hatta muhabbet o kadar koyulaşmış durumda ki 14 mayısda istanbulda büyük buluşma var. ama ben maalesef gidemeyeceğim. bu salak oyun yüzünde. çünkü o haftasonu bursada turnede olacakmışız. inşallah olmaz öyle bir durum da gidebilirim. ben bu mayıs toplantısına gidememe üzüntüsü içindeyken geçtiğimiz haftasonu istanbul'a gittim. hazır kursum da ara vermiş. ancak program o kadar yoğun ki istanbuldaki arkadaşı görmek istemekle birlikte zaman yaratmak çok zor. tam ben yola çıkma geyiği yaparken antalyadan "ben de geliyorum" haberi geldi. bunun üzerine yalova ve bursa da dahil olunca buluşma farz oldu. gruba antalya ve istanbuldan katılan arkadaşlar grubun "ünlüleri". can ve açelya'ya ve aileleri ile şahsen tanışıklıkları ve muhabbetleri var. ama bu muhabbet tamamen dizi fanlığı sebebiyle oluşmuş yani eskiye dayanmıyor. yolava ve ben en ezikleriyiz. ne kimseyi tanıyoruz ne de kimse bizi tanıyor. twitter dünyasında çok yeniyiz:) bunun geyiğini anlatamam, gerçekten yaşamak lazım. bazen gözümden yaş geliyor. neyse sonuçta grup büyüyünce istanbuldaki arkadaşın evinde kahvaltı olayına döndü durum. benim kahvaltıya yetişmem zor ama bir şekilde katılacağım. bu arada can'ın annesi de dahil oldu toplantıya. o da gelecek. ben iyice garip hissediyorum kendimi. tam ergen fan muhabbeti gibi görünüyor uzaktan bakınca. tamam dm zamanı bizim gençlerle toplanmıştık ama 20 yıldır benzer bir durum yaşamadım. hiç tanımadığım, internetten tanıştığım/yazıştığım insanlarla (ki konu da bir dizi) buluşmak. hem de birinin evinde. neyse olayı minnoşa çıtlattım baktım olumsuz tepki vermedi. güldü eğlendi o da, daha bir gönül rahatlığı ile gittim. ben gittiğimde kahvaltıları bitmek üzereydi. içeri girmemle sanki 10 yıldır tanışıyormuşuz gibi hissetmem arasında sanırım 10 dk falan oynadı. herkes son derece içten, güleryüzlü, samimi. ilk rahatlamam herkesin aynı tereddütü yaşamış olduğunu duyunca gerçekleşti. antalyadan gelen arkadaş "annem gece uyumamış hiç, ilk kez tanımadığım birinin evinde kalıyorum" dedi. kendisi de bir miktar gerginmiş. yalova'dan gelenlere abisi "siz tanımadığınız birinin evine mi gidiyorsunuz?" diye sormuş vs. yani herkeste benzer bir düşünce yapısı ama aynı zamanda da gönül birliği. gitmeden ne konuşucaz acaba diye düşünürken susacak zaman bulamadığımızı farkettim. o kadar çok güldüm ki ayrıldığımda bırak yanaklarımı başım bile ağrıyordu.
ev sahibimiz yazık neler neler hazırlamış. kızcağız bir an bile oturmadı yerinde. habire hizmet modundaydı. ben birara samimiyet buhranına girdim, kaybettim kendimi:) Can'ın annesine inanamadım. tatlı bir kadın, o da son derece doğal ve samimi. pepside çalışıyormuş. aa ben işbaşvurusu yaptım oraya ama aramadı adamlar dedim boş bulunup. ilgilendi kıyamam, yolla bana cv'ni falan dedi. teşekkür ettim tabi kadıncağızı onun için mi taciz edicem ama teklif etmesi bile içtenliğini gösterir yani. gerçi utandım da sonra ne gerek vardıysa, ama ne bileyim dedim ya bir an samimiyet buhranına girdim diye:) ankaraya döneceğim için erkenden ayrılmak zorunda kaldım yanlarından. aklım nasıl onlarda kaldı anlatamam. ben 3:30 gibi ayrıldım onlar akşam 8e kadar birlikteymiş. şimdi mayıs için karalar bağlamış durumdayım. bensiz buluşacaklar ühühühüh... hay kader ben senin....

0 yorum: