Sayfalar

12 Ekim 2006 Perşembe

Sen çok yaşa emi Zeynep:)

Bu öğlen kızlarla Armada'da buluştuk. Amaç Zeynep'in (daha doğrusu Can'ın) hediyesini almak. Malum doguma 10 gün felan kaldı, geç kalmamak lazım.
Neyse işte, buluştuk Armada'da. Banu ile Muti hediyeleri alırken ben de yegane oruçları olarak Zeynep'le yemek katına çıktım. Yazık kız iki canlı, aç bırakmamak lazım di mi?
Biz muhabbetimizi yaparken Banu ile Muti ellerinde Premaman (allahtan fransız diilmiş) paketleri ile geldiler... Önce fransız sanıp vicdan yaptıydık ama şimdi içimiz bir nebze rahat:)
Aslında bunlar işin geyik kısmı. Asıl yazmak istediğim tam dağılırken Zeynep'le yapmış oldugumuz ufak diyalog. Kızcağızımın aklını bir süredir kurcalıyordu sanırım ki bana "Selen, DM dinleyen ve U2 dinlemiş, müzik zevkini kanıtlamış biri olarak nasıl Keremcem'i seversin?" Soruya o kadar çok güldüm ki cevap bile veremedim. Aslına bakarsanız cevabı ben de bilmiyorum. "Ama çocuk yakışıklı" dedim. Sonra benim ilahe olarak niteleyerek tapındıgım Dave ile kıyaslanınca hiç alakalarının olmadığı da düşünülünce biraz yüzeysel kaldı bu savunmam. Şarkıları da fena diil aslında dedim ama gene cok alakasız kaldı. Sanırım benim içimde de kendi tarzımda bir arabesklik var:)
Dip not: Gecen hafta da ben ağzımın suyu akarak "Gümüş" izlerken ablam "sen bu diziyi Kıvanc Tatlıtuğ için seyrediyorsuuuuuuuun" diyerek yapmış olduğu buluşla rahatlamıştı (kızcağız bir türlü anlam veremiyormuş da)

0 yorum: