Sayfalar

16 Temmuz 2008 Çarşamba

Ne Pazar ama...

Yine süper yoğun ve koşturmaca bir pazar günü geçirdim. Aslına bakarsanız perşembeden beri bir faaliyet ve koşturmaca içindeydim. Perşembe Simay'ın doğumgünü, cuma Burak'ın doğumgünü ayağına November muhabbeti, cumartesi çiğköfte partisi. Pazar dinlenmek iyi olurdu ama ben onun yerine evden bir çıktım pir çıktım.
Önce Özlem ve Saltuk'un Ankara'da olması şerefine 10.30'da kızlarla ODTU'de kahvaltı. Kızlar dedimse kimse kanması hepsinin kocası çoçuğu da vardı. ODTU'deki Zeynel'e gittik. Aslında kahvaltı vasat ötesi idi ama konum olarak gayet tatmin edici, esintili bir yer olduğu için pek memnun kaldık.
Biz kızlar masada muhabbet ederken bir de baktık ki erkekler minderlere yayılmış... sonra kahveleri de geldi önlerine, kebap valla:)
Kahvaltıdan 1 gibi ayrılıp Muti ve Naz Ada'yı görmeye gittim. Kız nerdeyse 3 haftalık oldu ben doğumdan beri göremedim ikisini de. Kız çok komik, minicik bişey... İlk defa kucağımdayken elimden kayıp düşecek diye korktum. İlginç bir duygu...
Neyse saat 3'e kadar Muti'de kaldıktan sonra akşamki düğün için kuaföre doğru yola çıktım. Saç baş yapıldı. Sonra Simay'la babama gittik. Gittik derken her zaman kullandığımız yol kapanmış, İstanbul yolundan ordan burdan dolanarak, kafa göz yara yara bulduk mezarlığı. Gittik gitmesine ama arılar bizi rahat bırakmadı. İkimizde de terlik varmış, feci taciz ettiler, arabaya nasıl kaçtım bilemedim.
Yollar kapalı olduğu için yine dolana dolana döndük eve ve bana hazırlanmak için yarım saatten az kalmıştı. Uçarak hazırlanıp gidip Bilge ve Muzaffer Teyze'yi aldım. Bilge yolu biliyor. Hedefe ulaştık ulaşmasına ama sesi gelen düğünde bir gariplik var. Gümbür gümbür davul zurna, anlaşılmayan bir anons... Ama yer doğru. Allahım mevlütten mi bahsediyor bu adam, lütfen bu düğün olmasın... Biz dehşet içinde düğünü ararken imdadımıza bekçi yetişti. Bizimkisi meğer arka taraftaymış. Bir oh çekip dolandık arkaya.
Gökçe çok güzel olmuştu. Hemen öp milleti oynıycaz diye sıkıştırdık kızı. Bütün gece oynadık ve soytardık. Hele sonlara doğru Hülya'yla soytarılığın dibine vurduk. Gidicek ya, hiç bozuntuya vermiyoz. Son anların keyfini çıkarmak lazım!!!

0 yorum: