Sayfalar

12 Mart 2007 Pazartesi

Ölüm yok aslinda...

Dün babamın yakın arkadaşlarından birinin vefat haberi geldi. Yolda karşıdan karşıya geçmeye calışırken araba carpmış. Kurtaramamışlar. Feyzullah amcayı nerdeyse 10 yaşımdan beri tanırım. Babamınsa 47 yıllık arkadaşıymış. 47 yıl... Varlıklarına alışıyorsun, sonra bakıyorsun bir gün yoklar. Insan ölüm haberi alınca, cenaze evine gidince hemen kendini düşünüyor. Ya benim başıma gelirse? Ağlıyorsun ama aslında giden kadar ya benim yakınımda giderse, aynı şey benim de başıma gelirse diye ağlıyorsun.
Varlıklari o kadar doğal ki olmamalarını düşünemiyorsun bile. Ölüm hep başkalarına yakın gibi geliyor. Ölenler hep başkalarının akrabaları. O kadar yakın ki aslında, düşüncesi çok korkutuyor insanı. Onun için yokmuş gibi davranıyorsun... yok... Sen inkar edince senden uzak durur saniyorsun. Öyle diil işte. 19 yıl önce bizi yakaladığı gibi heran gene yakalayabilir. Yakaladı mı asla bırakmıyor alçak ölüm. Aradan yıllar geçiyor ama bırakıp da gitmiyor işte. Her yeni ölümle kendini tekrar hatırlatıyor, en baştan yaşatıyor.

0 yorum: