Sayfalar

24 Nisan 2009 Cuma

biri bana dur desin-2

bu başlığı daha önce kullanmışım, onun için 2. yaptım. Hayır işin kötü yanı dur diyen yok:P yani aslında var da... anlayana...:)
En son pazar günü yazmışım. Aradan geçen 4 günde boş durmadım tabi. Pts zaten okul var, ama ders çıkışı İrem kanıma girince eve gitmeden onların bürosuna uğradım. Kızcağızın çizim yapması gerekirken sayemde oyalanıp sonra da eve dönmeye karar verdi:). Kötü arkadaş örneği.
Salı günü mesai sonrası nihayet 2 arkadaşı yemeğe çağırdım. Öncesinde sahilde 1 saat kadar yürüdük sonra eve gelip yemek yaptık. Yemek yaptık derken aslında onlar yaptı ben sadece kalfa formatında yardım ettim. Böyle misafire can kurban. Tabi öncesine yürüyüs vs sıkıştırdığımız için yemeğe oturmamız 9:30 felandı. Sonra nedense masada kalıp muhabbet ettik. Ben yemek masası muhabbetlerine bayılırım. Aynen de öyle oldu... Bir baktık saat geceyarısı olmuş!!! Sonra misafirler gidince gece bitemedi. Hande ile muhabbete dalmışız. 2'yi geçiyordu "e uyusak artık" olduk...
Çarşamba akşamı yaklaşık 1 aydır dört gözle beklediğim bir akşamdı. Malum DM'in son albümü pts çıktı piyasaya. Tanıtım partisi de çarşambaydı işte. Tabi önceki geceden yorgun olmam bana engel olamadı. Parti 9:30 da başlıyor. Öncesinde birkaç kişi lokal'de buluşup yemek yiyelim dedik. Ancak hava yağmurlu ve nedense yağmur yağınca bu ülkedeki her insanın beyni ve dolayısıyla trafik felç oluyor. Ben sonradan dehşet içinde farkettiğim "kolay canım, önce dolmuşla kadıköy, sonra vapurla karaköy ve ordan tünel" kombinasyonu ile 19:00 itibariyle lokaldeyim. Dehşet içinde farkettiğim olay ise 3 vesait ve 1 saatlik bir yolculuğa "kolay ve çabuk" dememdi. Sanırım İstanbul'a adapte olmaya başlamışım!!!
Neyse ben 7'de ordayım ama benden başka kimse yok. Dışarıda da fırtınalar kopuyor. Önce bir gerildim, yalnız yalnız hiç sevmem bir yerde oturmayı. Sonra dedim ki selen, sana öğretilmeye çalışılan bişey var, hadi bakalım ilk ders. Gayet sakin bir şekilde salatamı ve şarabımı sipariş ettim, ordan da bir dergi alıp karıştırmaya başladım. Ama itiraf ediyorum bir yandan da msn'den hülya ile yazışıyorum. Resmen yol boyu online yayındaydım zaten. Ben yemeğimi yerken hülya google'dan lokal'i bulmuş bana koordinatlarını veriyordu:)))
Gruptan ilk kişinin boy göstermesi 8:10 idi. Üstelik gelenler beklenen değil sürpriz bir ekipti. Bi mutlu oldum, sonra yavaş yavaş döküldü hepsi. Bu arada ben milleti beklerken şişeyi nerdeyse yarılamıştım. sonra yemekler yenildi, şaraba devam edildi vs. 9:30 sularında partiye devam edecek grup ordan ayrılıp Babylon'a yollandık.
Parti girişte boş olmasına rağmen zamanla doldu. Ama fonda dm olunca ha bir kişi olmuş ha bin bana vız gelir zaten. Bir yandan hoplayıp diğer yandan 2 long island çakmışım. Long island'ların sert olduğunu farketmiştim idrak edememişim. Son tekila tecrübemin kabusu ise hatıramdan silinmiş nedense. Ama sabah uyandığımda hatırladım. İçilmeyecek listesine üzülerek long island iced tea'yi de ekledim.
O kadar karıştırmanın üzerine kendime gelmem 2'yi buldu. Sonra Hande ile fırlayıp deniz kenarında yürüdük. 3'e doğru çıkmıştık evden. Sadece 1 kahve molası verip yürümeye devam ettik. 7 gibi döndüğümüzde yaklaşık 4 saat yürümüş olduğumuzu dehşet içinde farkettik ama çok keyifliydi.
Derken yemek vs ile geceyi noktaladık.
Bugün Özge geliyor. Haftasonu onunla dolanıcaz, pek heyecanlı:)))

1 yorum:

papilo dedi ki...

Durma Selen, yola devam!

Sen msn'de karsimda sraplari icerden, ben kiytirik diet kola ile okulun cafesinde takiliyordum...
Burada bir bar var... adi Library... bir gun oradan yayin yapacagim sana, neredesin, library'de! kimse cakmaz...