Sayfalar

1 Mart 2007 Perşembe

Kurbağa bu...

Geçen hafta kısır yaptım ve güzel oldu diye çok şımarmıştım ya, önceki gün boyumun ölçüsünü aldım. Salı akşam Özlem bana gelcekti, beraber lost seyretcektik. Ben de bir heves ne pişirsem ki oldum. Oda arkadaşım Nuran Hanım bana böyle portakallı şaraplı soslu bir tavuk tarifi verdi. Ben de eve gidip heyecanla yaptım. Daha doğrusu yaptığımı sandım. Yani aslında ortaya çıkan şey fena olmadı, böyle bol sebzeli bir tavuk yemeği oldu ama tarif edilen yemekle pek alakası olmamış. Sazan ben yemeğin en önemli adımını - yani tavuk ve sebzelerin kavrulması gerektiğini - atladığım ve tencerenin ağzını kapadığım için sulandı ve daha çok haşlama gibi bişey oldu:) Kurbağa ikinci kez zıplayamadı bile... Ama azimliyim, yine deneyeceğim ve bu sefer başarılı olacağım.
Bu arada gidip kendime düdüklü tencere aldım. Bu insanlık için küçük benim için çok büyük bir adım. Şimdi geriye kullanma kısmı kaldı. İnşallah onu da başaracağım:)

3 yorum:

Bezen Hindistan dedi ki...

duduklu tencere ben de aldim gecenlerde, ama henuz kullanma cesaretini gosteremedim. bir duduklu tencere korkusu var ki sorma:)) portakalli sarap soslu tavuk pek hos geliyo kulaga, gonder bakiim tarifini:)

Selim Karakaya dedi ki...

düdüklü tencereye karşı hepinizi uyarmak boynumun borcudur!
bi zamanlar patlayan bir düdüklü tencere sayesinde yüzümü çorbayla yaktığım, ve sonrasında uzun bir iyileşme sürecine girdiğimi belirteyim...
hehe, korktunuz di mi:)

Selena dedi ki...

Milattan önceki düdüklü tencereleri hakikaten patlayabiliyordu. Şimdi teknoloji sayesinde o risk kalmadı:)