Sayfalar

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Bir rüya gördüm

Cuma günü yarı üşengeç bir modda 6.30 olmadan çıktım ofisten, trafik sakindi 6.40 vapurunu yakaladım. iyi ki de yakalamışım. eminönüden yenikapıya 50 dakikada gidebildim. Hani biraz daha geç kalsam gayet arkalarından el sallıycam.
yol tahminimden uzun sürdü. Daha doğrusu ben ayvalık'a daha önce hiç gitmediğim için yakın sanıyordum. 6 saati duyunca önce gözlerim pörtledi, ardından bir pişmanlık dalgası yayıldı. Lan o kadar yol haftasonu için çekilir mi diye bile düşündüm ama artık çıkmıştık yola.
Tur otobüsle giderken biz arabayla yolculuk ettik. Bu da bize feribot avantajı sağladı. Feribotta araba grubunun kalanı ile tanıştım. Nasıl şeker, eğlenceli tipler. Güle güle bitirdik yolu. Gerçekten "güle güle git" deyimi yerinde bir tabirmiş. İnsan yolda eğlenince yolu farketmiyor bile.
Gece 1 falandı sanırım vardık otele. Anında sızdım ben. Sabah kalk 8:15. Kahvaltıyı müteakip bindik tekneye. Anam o nasıl büyük bişey. sanırım 45-50 de dalıcı var teknede. Orada grubun kalanı ile tanıştık. Dalış grupları oluşturuldu. Ben 6 yıldır dalmadığım için benim "geliştirme dalışı" grubuna yazdılar. yani brövesini yeni alıp da geliştirmeye çalışanlar. İyi olur, eğitim değil en azından:P tecrübeli grup da beni yemez. hadi hazırlanın dediler. Allahım işte eziyet noktası. Söyle eziyetsiz, zahmetsiz bir spor dalı bulsam yemin ediyorum bırakmıycam. Ama yok öyle bir şey. Allahtan skin'imi almışım yanıma. Gittim önce bir BC buldum, sonra bir tüp. Lan bu nasıl bağlanıyordu. Sordum birilerine ama yanlış kişiymiş. sonuçta ters bağlamışım!!! Neyse ağırlık ayarladık, bilmem ne derken tam giyicem BC'yi "bu ters" dediler. neyse orda hemen düzeltildi. Giyindim kuşandım, cumburlop denize. Allahım o nasıl güzel bir deniz. dedim allahım sana geliyorum. Mavi mi mavi... üstelik havalardan dolayı deniz en sıcak seviyesinde (genelde soğuk olurmuş ama simdi mükemmel). hazırız dedik başladık batmaya. indim yavaş yavaş, baktım kulaklar pıtır pıtır açılıyor. Denge sorunu yok, allaah dedim, tutmayın beni. Dolandık molandık aşağıda, gene bir halt göremedim ben. millet neler görmüş. Ben orda dalışa, nefesime vs konsantre. yarım saat sonra falan çıktık yüzeye. Ardından biraz da su da oynama. yüzme atlama çıkma vs. İkinci dalışı başka bir yerde yaptık. Orada da 17 mt vs dolandık biraz. tam çıkarken havamızı sordular, bende hala 110 bar var. hoca "yuh, sen nefes almıyor musun" diye işaret yaptı. çok güldüm. sonra tatilin esprisi benim aşağıda soluma maceram oldu zaten.
Akşam cunda'ya gittik. Orda meze balık muhabbeti. Ardından lokması meşhurmuş. bir de patlama pahasına lokma da yedik ve yine 1'i geçe zıbarıp yattık.
pazar koğuş kalk 8'de! lan pazar sabah 8'de kalkılır mı yaaa! neyse yine kahvaltı ve 9.30'da hareket. Bu sefer ben çok cazladığım için beni nispeten tecrübeli bir gruba kattılar. Gene giyindik yüklendik vs atladık suya. Sakin sakin dolanıyoruz suyun altında. 25 dakika kadar sonra bir baktım benim body garip hareketler yapıyor. Yükseldiğini farkedince tuttum çektim aşağıya. sonra (ardçımız olduğunu sonradan anladığım) biri daha geldi yanına. o da tutmaya çalıştı ama benim body azimli çıkacak. Lan noluyo falan derken bir baktım yüzeye az kalmış. Hassss... diye kendimi durdurmaya çalıştım ama nafile. baktım debelensem de patlıycam, bıraktım, ben de peşlerinden patladım. Hatunun maskesine su dolmuş, boşaltamayınca panik olmuş!!!! sonra ardçı çocukla konuştuk, allahtan 7-8 mt deymişiz, hani tehlikeli bölge değil. ama tabi gene de zort diye çıkınca pek hoş olmadı. bende hemen baş ağrısı oluştu ama muhtemelen psikolojik de olabilir. neyse sırt üstü yatıp yüzdük tekneye. ben bir yandan yarım kalan dalışa ağlıyorum için için, bir yandan patladık, bişey olur mu endişesi var. Neyse ardından yüzdüm vs. keyifler yerinde. sonradan öğrendim ki bizim hatunun ilk vakası değilmiş bu. bir önceki turda da yine aynı sebeple panik olmuş. bodysiyle patlamışlar gene. eski body ile bu durumlarda ne yapmak gerektiğinin üzerinden geçtik sonradan.
Yemekten sonra ben yorgunluktan sızmışım bankın üzerinde. Gözümü açtım ki "hadi" dediler, daha kendime gelemeden giyinip girdim suya. Tam battık, baktım benim mide çok iyi değil, henüz hazmetmemişim. Devam ederim ama şimdi rahatsız olursam elalemin dalışını da batırmıyım diye "ben çıkıyorum" dedim Korhan'a. Hemen hoca geldi, iyi misin falan dedi. baktım, aslında iyiyim ama hani ya bişey olursa, sakin kalamazsam diye düşündüm. sonra "ya tamam hadi gidelim" dedim. çıktık yola. bir tane bıdık ahtapot gördüler, ben göremedim, kaçtı zibidi. İyiyim ama aldığım nefes yetmiyor sanki, körük gibi çekiyorum. önceki dalışlarda nefes almayan ben hızla tükettim bu sefer. çok durmadan dönüşe geçtik. Bu sefer biraz daha rahattım ama, etrafı seyrederek dolandım.
Dönüşe planlanandan 1 saat geç başlayınca feribotu yakalamak için 1 saat az zamanımız kalmış oldu. Molaları kısarak10 dakika ile yetiştik resmen! biz yol boyu vıdı vıdı yaparken Korhan yazık yola konsantre olmuş, yetişme telaşındaydı:)
Eve geliş ve rüyadan uyanış 1:30...

0 yorum: