Sayfalar

5 Ağustos 2010 Perşembe

Yerin dibine mi girdin mübarek

Aaaaa kafayı yiycem resmen yaaa! Ayh! imdat!
...
Zaman hem nasıl geçmek bilmezken su gibi akabilir? yine akşam oldu, hala yazmam gereken koca rapor olduğu gibi duruyor ama zaman bir türlü geçmiyor... dakikaları sayarken saatleri kaçırıyorum resmen. yapılacak listesi uzayıp giderken elle tutulacak birşey arıyorum ama nafile... sanki yerin dibine girmiş de çıkmıyor...
Zihnimi toparlayamıyorum. Yine derinlerde bir yerlerde birileri çığlık çığlığa bağırıyor. Hissediyorum ama duyamıyorum, adını koyamıyorum. hiçbirşey yetmiyor ve herşey fazla geliyor...
işte böyle karman çorman akıp gidiyorum ben de... nereye ne yöne gittiğimi bilmeden. şey gibi hissediyorum kendimi. hani bir şelalenin suyuna kapılmış da gidiyorum, bazen hızlı bazen yavaş... şelaleden düşeceğimi biliyorum ama ucunu göremiyorum. huzursuz ediyor beni. dallar var, tutunmaya yelteniyorum ama kayıp gidiyorlar, ben elimi uzatınca yön değiştiriyorlar...
ah kendimi bir akıntıya bırakabilsem... şöyle yatıp göğü, etrafı seyredebilsem... o suyla ben de çağlasam...
bir yapabilsem...

0 yorum: