Sayfalar

7 Eylül 2007 Cuma

Becoming Jane

"Ask ve gurur" su ana kadar okudugum ve izledigim en muhtesem romanlar serisinde basucumda hep bir numarada oldu. Kitabin hem turkcesini hem ingilizcesini defalarca okumam yetmezmis gibi diziyi de defalarca izledim. Hala arada acar bakarim veya goz gezdiririm.
E durum boyleyken Jane Austen da ister istemez sempati duydugum bir yazar halini aldi. Gerci Emma bana cok hitap etmemisti ama dedim ya ask ve gurur tum romanlara bedel.
Dolayisyla sinemalarda Becoming Jane'i gorunce gormek icin dayanilmaz bir istek duydum ama daha ilk gunden gitmek planinda degildim. Yine de yuce gucler bu sonucu yaratti.
Filmi basta bozuk ve yayik gosterip sinir ettiler ama sonra duzelttiler. Ben buyuk bir heyecanla izlemeye basladim. Film ilerledikce Ask ve Gururdan enstantaneler gordum. Anlik sahneler ama baglantiyi yakalamak zor degil.
Sonra Tom Lefroy cikti sahneye. Filme gore Jane Austen'in buyuk aski ve hikayelerindeki esin kaynagi. Ancak kosullar, imkansizliklar onlarin biraraya gelememesine sebep oluyor. Gerci filmin bu can alici noktasini biraz daha kisa gecmisler ama filmi yasayarak izledigim gozonunde bulundurulursa anlatilamayan duygulari ben yasayarak hissettim diyebilirim.
Film bittiginde cokmus bir halde ciktim sinemadan. Hayran oldugunuz bir eserin yaraticisi neler yasamis, nasil bir fedakarlik yapmis falan.
Allahtan icim icimi yedi de bir yandan bu satirlari yazarken diger yandan da kadinin hayatini arastirdim. Hicbir kaynak yasanan askin filmdeki kadar buyuk ve acili oldugunu desteklemedigi icin rahatladim:)
Artik gece uyuyabilirim:)

0 yorum: