Sayfalar

3 Eylül 2007 Pazartesi

MFÖ

Cuma gunu sunum çalışmaları 1'e doğru bitti. En son gözümden uyku akarak masaya yapıştığımı hatırlıyorum. Sonra nihai düzeltmeleri yapıp çıktık işten. Tabi olay burada bitmedi. Cumartesi de 9'da mesaiye gitmek durumunda kaldık. 11'e kadar genel müdür son duzeltmeleri yaptı ve 11'de aşağıya indik.
Bakan normal bir tipe benziyor. Kafatası şeklini biraz yuvarlasan Özgür'ü andıracak sanki. Sanırım o yüzden bir nebze sempati duydum adama. Sunumu Genel Müdür yaptı. Ben de 'button boy'olarak gorev yaptim. 12:30 itibariyla ozgurlugumuze kavustuk. Kendimi eve atip uyuma planı yapiyordum ki eve geldikten sonra planda değişiklik oldu. Öğlen öğlen uymak istemediğimi farkedip puzzle başına oturdum. Geceyarısına kadar çeşitli aralıklarla puzzle, tv ve internet arasında gezip durdum. Sonuçta puzzle'in nerdeyse yarısı bitti.
Bugünse yataktan 11:30 gibi kalktım. Sonra gene puzzle moduna girecektim ki Oya arayıp Ahlatlıbel'e cağırdı. En son kimbilir ne zaman gitmiştim. ok diyerek soluğu orda aldım. Temiz hava, hafif rüzgar, güneş vs derken mayışmışız. 4 gibi eve dönüp tekrar yattım. Ne demis atalar uyku uykunun mayasıdır:) Hani nerdeyse akşamki konseri boşlayacağım. Ama 6:30 gibi kalkıp hazırlandım ve konsere yollandım.
İyi ki de uyumamışım:) Son parçalarını çok da bilmiyorum diye hayıflanırken Mazhar çıkıp en bildik şarkıları söyleyeceğini belirtti ve şölen başladı. Özkan çok şekerdi. Şarkılarla birlikte yüzü şekilden şekile girdi. Gerçekten de hep bildik şarkılar söylediler. Biz de Gülden'le kendimizden geçerek eşlik ettik:) Bu sabah yağmur var İstanbulda, sarı laleler, psikopat, mecburiyetten, daha neler...
Mazhar eski Ankaralı olarak önce bilimum iltifat yağdırdı ama sonra bir yerde batırdı:) Birara o kadar çok konuştu ki sussa da tekrar şarkılar başlasa diye düşünmekten kendimi alamadım. Bol bol şeytan bantlı kızlara takıldı. Seyirci ile iletişimi fena değildi kısaca. Bizim yakınımızdan bir bayan 'güllerin içinden' diye çok çığırdı ama programlarında yokmuş. Kızcağız ama evlilik yıldönümümüz diye bağırdıysa da sesini duyuramadı. Ben de üstüme vazifeymiş gibi çok üzüldüm bu duruma:( neyse sonra konser bitti. Zorla bis yapıp diday diday day çaldılar. Bittikten sonra da 'normalde turneyi burda bitiririz ama size özel' dediler ve güllerin içinden çalmaya başladı. Herkes mest bir şekilde eşlik etti. Kızcağızı aradı gözlerim hemen. Kocasına sarılmış dansediyordu. Bir elinde de telefon. Ne gerzek yaratıklarız diye düşündüm içimden. Artık kimi aradıysa!
Sonra eve gidesimiz gelmedi hemen, Vişnelikde oturup kahve içtik. Biraz muhabbet felan derken 12 olduğunu farkedip kalktık. Grupla aynı anda çıktık binadan. Yanımızda kalem neyin olsa imza şeyettirseydik dedik ama sonra amaaan deyip yürüdük.

Not: Selim'cim bize bu kadar keyifli bir gece yaşattığın için sana tekrar tekrar teşekkür ederim:) Söz sana bidaha işini öğretmiycem:DDDD

3 yorum:

volkan özkan dedi ki...

Sevgili Selen,
Bende dün akşam mfö konserindeydim. Vişnelik'e ilk kez gittim ve bayıldım. Hava da çok güzeldi. Dediğin gibi Mazhar biraz fazla konuştu. Ama bence güzeldi. Sevgilim yanımdaydı(daha ne olsun) :).
Bu hafta sonu Odeon'da kraliçe Sezen var. Daha önce canlı canlı seyredemeyenlere şiddetle tavsiye ederim..

Selena dedi ki...

Valla ben vişnelik'i cok seviyorum. cok dogal bir mekan:)
sezen'i uzun zamandır dinlemedim ama cok daha guzel ve eglenceli oldugunu soyluyorlar. hmmm...

Selim Karakaya dedi ki...

odeon'un akustiği gerçekten çok kötü, bence orada bir konser izleyecekseniz (hele de sezen'e olduğu gibi güzel paralar verecekseniz) bir kez daha düşünün...
vişnelik, şu anda ankara'da konser izlenecek en iyi yer... (hacettepe açıkhava tiyatrosu da yeni eklendi, bakalım...)