Sayfalar

18 Kasım 2010 Perşembe

Kızıldeniz 4. gün

Bugün uyanmak pek zor geldi. Ama dün kulakları dinlendirdim ya, dalacam heyecanı ile hazırlandım hemen. Kahvaltı sonrası gene bindik tekneye. Koyulduk yola. İlk dalış akıntı dalışı imiş. Dalışın ortasında çıkma şansı yok yani. Ya daldın ya daldın. Rehberimiz mahmud gelip beni kontrol etti. Dedim deniycem. O da tekneyi tembihledi, dalamazsam beni toplaması için. Akıntı dalışı pek eğlenceliymiş. Herkes hazırlanıp güvertede bekliyor, motor daha hareket ederken ördek gibi peşpeşe atlıyorsun suya. Dışarıdan çok komik göründüğümüze eminim. Neyse zar zor indim gene dibe. Yavaş yavaş ilerlemeye başladık. Birara yükseldik, benim kulak bas bas bağırıyor, body çıkalım mı dedi, yok devam dedim. Meğer o sırada burnum kanıyormuş. Ben farketmedim tabi. Akıntı dalışı pek zevkliymis, yampirik yampirik gidiyorduk, çok komik. Dalış sonunda çıkmaya doğru bir baktık koca bir müren salına salına geziyor. Kıvrıla kıvrıla yanımdan geçti. Ben kıpırdamaya korka korka takip ettim geçişi. Sonra yukarı çıktım. Çıkış gene çok acı çektirici oldu. Gene burnum kanadı. Acı acı acı!
Öğleden sonraki dalışta biraz alçaldım, baktım olacak gibi değil. Yine bırakıp çıktım. Biz ergül'le şnorkel yaptık. Ardından yine saat 4 gibi otele döndük. Biraz snack barda muhabbet ettik. Ardından duş giyin vs gidip otelin karşısındaki cafede oturup muhabbet ettik:) aksam 12 falandı cukka yatak:)

0 yorum: