Sayfalar

27 Nisan 2010 Salı

Hey gidi günler...2

İlk hey gidi günler yazımdan hemen sonra aman ne olacak dedim ve eski sevgiliye facebook'tan bir arkadaşlık talebi attım. bir de mesaj ekledim talebe. Gayet samimi, içten, biraz benden haberler veren vs. gönderdim talebi. 1-2 gün geçti ses çıkmadı. talep atınca aktivitelerini görmeye başlıyormuşsun meğer. baktım face'e girip çıkmış ama kabul de etmemiş, red de. ben de kabul etmek istemediğini düşünüp daha zor durumda bırakmamak için geri çektim talebimi.
Dün akşam tam yatmak üzereyken telefon çaldı. Tanımadığım bir numara. Allah allah kim olaki diyerek açtım telefonu. selen altanla mı görüşüyorum dedi eskilerden gayet iyi tanıdığım bir ses. evet benim dedim. "nasılsınız hanfendi?" dedi.
-...?
-evet. geçmişi yadediyordum, bakayım numaranı anımsıyor muyum dedim
- gerçekten sen misin?
- evet
...
konuştuk biraz. neler yaptık görüşmeyeli, nasılız, hayat bize nasıl davrandı. Herkesi hala ismiyle hatırlıyor. böyle de bir hafızası vardır. Yılmaz amcaya çok üzüldüm dedi. Gözlerimden süzülen yaşları sesimden belli etmemeye çalışarak konuştum ben de. konuştuk havadan sudan, hayattan. sesini duymak iyi geldi. geçmişten dostane bir ses...

0 yorum: