Sayfalar

14 Haziran 2010 Pazartesi

Eric ve Steve

Haftasonunun temel amacı, 4 ay öncesinden bilet alınan aktivite eric clapton ve steve winwood abilerin konseri idi. hani çok önemliymiş gibi neden 4 ay öncesinden bilet aldım bilmiyorum. üstelik burakı da ben gazladım. üstelik ben bu abileri hiç dinlemem. yani çok meşhur 1-2 parça harici bilmem de... neyse bi gittik ki hınca hınç!! anaaa talep çokmuş yaaa, kötü bişey yapmamışız galiba.
gerçekten de bayağı kalabalıktı kuruçeşme. her yaştan insan vardı. hava süper, mekan süper. şarkılar, bilenler için süper, ben birara esniyordum o derece. burak o kadar üşenmesine rağmen müzik başlayınca süper keyiflendi. ben de "yav blues o kadar da kötü değilmiş" diye düşünürken buldum kendimi. enginar sonrası 2. bir devrim demek bu benim için.
konseri dinlerken buruldum ama biraz. başka birisiyle gitme hayalimiz vardı aslında... anılar çağrıştı, burun direğim sızladı... imkansızın şarkısını söyleyerek izlemeye devam ettim konseri:)
konser sonrası ayrı bir heyecan. nedense denturun motorları sanki kürek çekermiş gibi gidiyor. Kadıköyden gelmesi 45 dakika sürdü. dönüş de öyle sürerse otobüsü yakalamamız tehlikeye girecek diyerekten üsküdar üzerinden döndük eve. Hemen atladık arabaya, ben gene kamil koç'u bulucam diye gerildim. buraka söylendim falan:)) ama o kadar aceleye 35 dakika öncesinde varmıştık hedefe. boşuna panik yapmışım:( orada da "hadi git" "gitmem" inatlaşması neticesinde burak galip geldi ve ben eve döndüm.
eve döndüm derken öyle hemen olamadı. gene kayboldum. kayboldum derken bu kaybolmalar yine karmen eşliğinde yaşanıyor. yani o beni eve götürür güvencesi var ama bir türlü asıl çıkmak istediğim yola çıkamayıp garibimin çizdiği alternatif rotalara dönüyorum nedense...
şimdi de işteyim. 1 saattir yazınca biraz ayıldım sanırım:) artık işe başlayabilirim:)))

0 yorum: