Sayfalar

1 Ekim 2010 Cuma

Kadın işi çözmüş

Bu baggage reclaim abla hakikaten öyle güzel şeyler yazıyor ki ağzı açık okuyorum. al işte son yazısından:

Why is getting over someone so hard?
It’s the loss of hope and plans. It’s the white space that appears where you thought that you’d be doing stuff with them. It’s how you feel about you as a result of the fact that they’re no longer there. It’s the unanswered questions, it’s listening to the tape of your relationship playing back and wondering what you missed, latching on to something that was said and wondering if that was the start of it all, blaming yourself, sometimes feeling ashamed that you were with them or ashamed that you still want them, remembering the ‘good times’ and then feeling the longing, or feeling indignant that things that they said or professed themselves to be were not what it was. It’s wondering what could have been different and thinking about the coulda, woulda, shouldas. It’s also a lot easier to focus on them as we feel uncomfortable looking too closely at ourselves.
yazının tamamı ise burada.
ve varya, kadın nasıl bilmiş. bu seneki kabusumu hatırlıyorum da, aynen dediği gibi birlikte yapacaklarımızı düşünüp düşünüp ağlamıştım (ya bu font nerden düzeliyo, bu ne yaa). ne kadar çok plan yapmışsak her attığım adım birşey hatırlatıyordu. ama işin aslını sonradan gördüm. aslında o planların hepsi fasarya. hiçbir zaman gerçekleşmeyecek, lafta kalan vaatlerdi. neler planlamamıştık ki, almanya oktoberfest, fethiyede kaplumbağa izleme, selanik haftasonu... ühühüüh peki ben şimdi bunları kiminle yapıcam? ühüühüh.. hep kendimi oralarda onunla hayal ediyordum, ağlıyordum. sonra farkettim ki aslında gerçeğin planlarla hiç alakası yoktu. "talk is cheap, action speaks louder" ya da "ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz". lafların ucuzluğundan kurtulmak zaman aldı. 
gerçekten de ilişkideki hayallerden soyutlayınca kendini, gerçekleri görmek daha kolay oluyor. belki de bu yüzden şu son olaydan kurtulmak için zamana ihtiyacım olmayacak. ister 6. his diyelim ne dersek diyelim, kafamın içinde dolanıp duran birşey hayal kurmamı engelledi. sorgulama modundan çıkamadım bir türlü. gerçekleri öğrenmek şok ediciydi ama yıkılan hayal yok ortada:) 
...
ne yapıyorsak kesinlikle kendi kendimize yapıyoruz (al yeni bir font daha). kendimizi dolduruyoruz. yok yok, insan kesinlikle mazoşist (oh selimden önce düzelttim) bir varlık... 

0 yorum: