Sayfalar

11 Ekim 2010 Pazartesi

Pazartesi klasiği

Klasik olmuş artık. Pazartesi sabahları kısa veya uzun bir haftasonu özeti geçmek. Haftasonu internetten uzak yaşamayı tercih ettiğimden sanırım, görev pazartesiye kalıyor (yalnız yazmayı görev addetmişim resmen:PpP)
bakalım bu haftasonu neler yapmışım: cuma gecesi: sonunda playstation oynamayı başardım. taktım civilization'ı, chieftain'den bir alıştırma turu yaptım. oyun tüm itirazlarıma rağmen 1 gibi bitti. biraz da TV izleyip 2'de yattım.
cts'nin amacı uyumak. inatla yattım yatakta. her uyanma teşebbüsümü inatla reddedip artık kalkayım dediğimde saat 12:39 idi. aslında yapmam gereken bilimum iş olmasa yatmaya devam ederdim ama.. neyse kalktım, kahvaltı sonrası kendimi Kadıköy'e attım. Amaç AHE'nin dg için t-shirt bastırmak. 4 tane ama o 4 tshirtü bulmak 2 saatimi aldı. sonra baskıya gittim. baskıcı abilerin yemek vs rötarları sebebiyle baskı da 2 saat kadar alınca benim eve dönmem 6'yı geçmişti. tabi bu arada yapmayı planladığım milyon iş kaldı. Akşamın keyfi Çamay ve İdil'di. Şarap ve peynir gecesi yaptık. Abant dönüşü aldığım çeşit çeşit peynirleri şaraplarla renklendirdik. Bir de tam kız muhabbeti eklenince üzerine... ama çok erken kalktı adiler, ben de oturup film izledim. sonra gene 1 gibi yattım.
Pazar sabahı da 11 gibi uyandım ama tek farkla: baş ağrısı. o kadar uyumaya zorlayınca kendimi olacağı buydu. hep olur! ben de bile bile zorlarım kendimi, hala akıllanmadım!!! kalktım, kahvaltımı yaptım. güya gidip hediye alıcam ama başım feci ağrıyor. tekrar uzandım. başımı ağrıtan şey uyumak ama geçirmek için de başımın yastıkta olması lazım, böyle de bir tezat. Neyse hediye olayını es geçip biraz daha uyudum. 2:30 falandı kalkıp hazırlanmaya başladım. önce gidip pastayı aldım, ardından dg mekanına yola çıktım. tabi trafik sağolsun varmam 5 oldu.
Keyifli bir dg oldu, sohbet muhabbet. mekan süperdi. El Beso diye kuruçeşme'de bir yer. denize nazır. 9'a kadar da orda takıldık. ardından tekrar eve gelmece. tam aldığım filmlerden birini izlemeyi planlarken TV de sweet november'ı gördüm. ona takılınca benim diğer film güme gitti. tabi gene ağladım ve filmin bana hediyesi sabah uyandığımda ekstra gözaltı torbası oldu. aynaya baktığımda kendimden korktum resmen!
budur:)

1 yorum:

Chat Noir dedi ki...

hani fotoğraflar:))